“Umutsuzluğu yenebilir miyim?”

24 Ocak 2011

Kötü giden şeyler düşünüldüğünde hepsinin ağır gelmesi çok normal. Ayrıca hepsini bir anda düzeltemeyeceğimiz de doğru. Daha iyi hissetmek işe küçük adımlarla başlayabiliriz
Danışan: Çok uzun zamandır mutsuzum. Birçok terapist, kafamı dağıtmak için değişik hobiler denedim ama hiçbiri işe yaramadı. Artık o kadar umutsuzum ki, ne yapsam işe yaramayacakmış gibi geliyor. Size neden geldiğimi bile bilmiyorum, ne değiştirebilirsiniz, benim için ne yapabilirsiniz, ne anlatsam onu da bilmiyorum.
Dr. Başak: Öncelikle bu umutsuzluk duygusunu konuşabilirz. Başka konuları da zamanla ekleriz. Umutsuzluk duygunuz ne olursa değişirdi sizce?
Danışan: Bilmiyorum, hiçbirşey değiştirebilir gibi gelmiyor bana.
Dr. Başak: Şu anda söylediğiniz bu cümle “Hiçbir şey duygularımı değiştirebilir gibi gelmiyor”
üzerinde çalışmamız gereken önemli bir cümle. Ne dersiniz, bu cümleden başlayalım mı?
Danışan: Olur.

Yazının Devamı

ÖZGÜVEN EKSiKLiĞİ

17 Ocak 2011

Danışan: Çok ciddi bir sorunum olduğunu düşünmüyorum, herkes gibi benim de ufak tefek sıkıntılarım oluyor. Bunların üstesinden çoğunlukla gelebiliyorum ama başarısız olmaya tahammül edemiyorum. Kendimi çok eleştiriyorum, ancak başkaları beni eleştirince sinirleniyorum. Bir arkadaşım “Sende özgüven eksikliği var” deyince, bunu düşünmeye başladım. Sanıyorum arkadaşım haklı, kendime hiç güvenim yok.
Dr. Başak: Bunun hayatınızı nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz?
Danışan: En çok ilişkilerimi etkiliyor. Ya kendimi çok ezdiriyorum ya da çok kavgacı oluyorum. Bazen bulunduğum ortamdan kaçmak istiyorum, kimseye tahammül edemiyorum.
Dr. Başak: Kendine güveni eksik olan insanlar birçok durumda yoğun rahatsızlık yaşayabilir. Bu rahatsızlıkla baş etmek için de değişik yöntemler geliştirirler. Bu yöntemlerin kimisi faydalıdır, kimisi zararlıdır ve işe yaramaz. Bu nedenle öncelikle, sizin neler yaptığınıza bakalım.
Danışan: Kendi başıma bunun üstesinden gelemediğime göre kullandığım yöntemler işe yaramıyor ya da dediğiniz gibi bir şeyleri yanlış yapıyorum.
Dr. Başak: İngiliz terapistler Branch ve Willson’un bu konuyla ilgili bir uyarı listesi var; özgüvenle baş

Yazının Devamı

RUHUMU KiME TESLiM ETSEM?

10 Ocak 2011

Psikolog ve psikiyatristler el ele çalışır. Ancak hastaya hangisinin yardım edeceği bir klinik görüşmeyle belirlenir

Danışan: Son günlerde gazetelerde psikologlar ve psikiyatristlerle ilgili birçok haber okuyorum. Kafam çok karıştı. İçinde bulunduğum durum için hangisi doğru adres karar veremedim.
Dr. Başak: İkisinin arasındaki farkı biliyor musunuz?
Danışan: Tam olarak bilmiyorum. İkisinin de ruh sağlığı alanında çalıştığını biliyorum sadece.
Dr. Başak: Haklısınız ikisi de ruh sağlığı alanında çalışırlar, bu nedenle sık sık karıştırılırlar. Psikologların çalışma alanı çok geniş olmakla beraber aklınızı iyice karıştırmamak için sadece klinik psikolog tanımından bahsedeceğim. Kısaca anlatmak gerekirse, en önemli fark; psikiyatristler, duygusal ve davranışsal sorunların biyolojik kökenlerini araştırarak, kişileri ilaç yoluyla tedavi ederler. Klinik psikologlarsa duygusal ve davranışsal sorunların, işlevsel olmayan düşünceyle davranışların psikolojik kökenlerini araştırararak, kişinin sağlığa kavuşmasını psikoterapi veya konuşma terapisiyle sağlarlar.
Danışan: Hangisine daha çok ihtiyacım var karar veremedim.

Yazının Devamı

“Yeni yılda hedeflerime ulaşabilmek için neler yapmalıyım?”

3 Ocak 2011

Uzun dönemli hedeflere ulaşmak zordur. Bu yüzden önceliği günlük hedeflere verin. İngiltere’de yapılan bir araştırma ‘günde beş basit şey’ yapıldığında insanların daha sağlıklı bir ruh haline sahip olduklarını savunuyor

Danışan: Bu yılbaşında kendime bir sürü sözler verdim ve bu sefer tutmak istiyorum.

Dr. Başak: Yeni yıla girerken çoğumuz kendimize sözler veririz. Bunların başında, kilo vermek, sigarayı bırakmak ve daha fazla egzersiz yapmak gelir. Sizin listenizde de bunlar var mı?

Danışan: Evet, komik bir tesadüf, benim de listemde bunlar var. Ama sizin başka tavsiyeleriniz var mı merak ediyorum. Çünkü bu yıl hayatımı daha kontrollü ve dolu yaşamak istiyorum.

Yazının Devamı

KENDi KENDiNE MUTLU OLMANIN YOLLARI

13 Aralık 2010

Özellikle stresli anlarda kendi kendimizi 'avutmanın' yolları var. Böyle zamanlar için hazırladığım liste size yardımcı olacaktır

Danışan: Geçen haftalarda, ‘erkekleri mutlu etmenin yolları’ ve ‘kadınları mutlu etmenin yolları’nı konuşmuştuk. İkisi de benim için çok faydalı oldu. “Kadınlar oksitosin hormonu ürettiklerinde kendilerini daha gevşemiş, rahat ve mutlu hisseder, stresle daha kolay başedebilir” demiştiniz. Bunu sık sık eşime hatırlatıyorum. Hatta yanımda olduğu zamanlar, açık açık benimle ilgilenmesini istiyorum, gerçekten iyi geliyor. Ama aklıma bir şey takıldı. Eşim son zamanlarda iş seyahatine çok çıkıyor, burada olduğunda da iş yemekleri falan derken birbirimizi çok fazla göremiyoruz. O olmadığı zamanlar daha depresif olduğumu hissettim. Böyle zamanlarda kendimi iyi hissetmek için neler yapmalıyım?

Dr. Başak: Sizin gibi eşi sürekli seyahat eden veya çok çalışan birçok kişi var. Bazılarının hayatında kimse yok. Bu durumda kendimizi iyi hissetmek için yapabileceğimiz birçok aktivite var. Her şeyden önce, sosyal ilişkileri sağlam tutmak gerekir. Geçen hafta da anlattığım gibi sosyal desteği güçlü olan, ailesiyle iyi ilişkiler sürdüren kadınların oksitosin

Yazının Devamı

KADINLARI MUTLU ETMENiN YOLLARI

6 Aralık 2010

Oksitosin yani 'sevgi hormonu' kadınlarda bağlanma güdülerini harekete geçirir. Kadının iyi bir ilişki içinde olması partnerine güvenebilmesi, onunla ilgilenmesi ve ondan ilgi görmesi, destek, şefkat hissetmesi oksitosin seviyesini artırır Danışan: Geçen hafta bana 'erkekleri mutlu etmenin yolları'nı anlatmıştınız. Elimden geldiğince uygulamaya çalışıyorum ve gerçekten ilişkimiz daha iyiye doğru gidiyor. Eşim ona 'daha fazla özen' gösterdiğim için çok mutlu. Ben de bu kadar kolay yapabileceğimi sanmıyordum. Bu hafta da 'kadınları mutlu etmenin yolları'ndan bahseder misiniz? Eşime anlatmak istiyorum.

Dr. Başak: Geçen hafta kadınlar ve erkeklerin farklı ihtiyaçları olduğundan ve bunun kaynağının hormonlarımız olduğunundan bahsetmiştim. Dolayısıyla önce biraz hormonlardan konuşacağım.

Danışan: Evet, hatırlıyorum. Özellikle stres altındayken farklı tepkiler gösterdiğimizi ve bunun da farklı hormonlar salgıladığımızdan kaynaklandığını söylemiştiniz.

Dr. Başak: Doğru hatırlıyorsunuz. En çok bilinen kadın hormonu östrojendir. Bunun dışında, kadınların stresini azaltan önemli hormonlardan biri de oksitosindir. Süt üretimini, doğum yaklaştığı zaman rahim kaslarının

Yazının Devamı

ERKEKLERi MUTLU ETMENiN YOLLARI

29 Kasım 2010

Kadın ve erkek arasındaki farklılıklar stres altındayken daha da artıyor. Davranışlarınızda yapacağınız birkaç ince ayarla göreceksiniz ki onu mutlu etmek, sandığınızdan çok daha kolay
Danışan: Hayatımızda o kadar çok stres var ki artık eşimle ilişkimizi bile etkilemeye başladı. Birbirimize tahammül edemez olduk.
Dr. Başak: Bu şikayeti her gün daha fazla kişiden duyuyorum. Çalışma saatlerimiz uzadıkça uzuyor, trafik artıyor, yeme-içme pahalılanıyor, kredi kartları, ev, araba taksitleri derken gelirimizle hiçbir şeye yetişemiyoruz. Diğer yandan iş, ev ve çocuklar arasında o kadar yoruluyoruz ki, ne sevdiklerimize ne de kendimize zaman ayıracak halimiz kalıyor.
Danışan: Evet, bu yoğun tempo hem eşimi hem de beni sinirli, gergin, mutsuz yaptı. Doğal olarak ilişkimizi de etkiliyor, oysa eskiden çok iyi vakit geçirirdik, romantik bir ilişkimiz vardı.
Dr. Başak: Bu kadar stres altındayken romantizmin ölmesi çok doğal. Eşimiz, çocuğumuz için büyük bir fedakarlıkla canımız çıkana kadar çalışıyoruz, ama eve geldiğimizde ne eşimizle ne de çocuklarımızla konuşacak halimiz kalıyor. Neyi ne için yaptığımızı unutur hale geldik.
Danışan: Ben de tam bunu

Yazının Devamı

EYVAH! BAYRAMDA KAYINVALiDEMLER GELiYOR!

15 Kasım 2010

Sadece kayınvalide ile değil, eşlerle, anne-baba-çocuk arasında, arkadaşlar, komşular, iş yerinde çalışanlar arasında da sınırlar olmazsa her zaman çatışmalar, problemler çıkabilir
Danışan: Bayramda kayınvalidemler gelecek, şimdiden stres yapmaya başladım. Eşim de farkında ve evde çok fazla gerginlik var.
Dr. Başak: Neden? Anlaşamıyor musunuz?
Danışan: Kayınvalidesiyle anlaşan bir gelin gördünüz mü Allah aşkına?
Dr. Başak: Doğrusunu söylemek gerekirse ben çok iyi anlaşıyorum.
Danışan: Demek ki sizinki iyi, çok şanslıymışsınız. Benimki çok problemli. Hayatımıza çok müdahale ediyor. Daha da kötüsü her yaptığımı eleştiriyor, çok bunalıyorum.
Dr. Başak: Bu tip problemler çok sık yaşanıyor ve genellikle kişisel sınırların korunamamasından kaynaklanıyor. Oysa sınırlar, kendi düşüncelerimizi, duygularımızı, isteklerimizi koruyabilmek için şart olan limitlerdir. Başkalarına ne kadar duygu ve bilgi aktaracağımızı ve nasıl bir ilişkiye gireceğimizi belirler.

Yazının Devamı