Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye’de siyaset; son bir aydır demokrasi ve hukuktan ödün vermeden, hem yolsuzluk iddialarının üzerine gidilebilen hem de devleti paralel yapılardan arındırılabilen bir yol arayışına girdi. Medya da haliyle toplumsal çatışmalara yol açmadan bu çıkmazdan uzlaşarak çıkma ihtimalinin olup olmadığı üzerinde duruyor. Sorun şu ki; okurlarımız birinci sayfalarda geniş yer bulan, manşetlere taşınan siyasi haberlerin ağırlığından bunalmış durumda. Okurlarımız medyanın başarı öykülerini görmeyen, çevre olaylarına sessiz, iklimsel felaketlerin olası sonuçlarına duyarsız, sağlığı öteleyen bir medyaya doğru yol aldığımız düşüncesinde...
Peki, öyle mi gerçekten?

Kamuoyunun gündemi siyaset dışı mı
‘Başarıya’ yabancılaştı
Uluslararası alanda Türkiye’yi yedi kez temsil etmiş milli yüzücü Emre Öztürk Okur Temsilcisi’ne gönderdiği e-mailde şöyle diyor:
“13 Türkiye şampiyonluğu, 28 Türkiye derecesi ve 120 madalya kazandım. İspanya’da Avrupa Büyükler Yüzme şampiyonasında Avrupa 2. si olarak ülkeme döndüm büyük bir coşkuyla karşılaşırım diye ümit ederken gazeteler haberimi bile yapmadı. Kıbrıs’ta düzenlenen üniversite yüzme oyunlarından 3 madalya ile döndüm birkaç yerel gazete hariç ulusal medyanın bundan haberi bile olmadı. 4 Ocak 2014 te Çanakkale’de düzenlenen 10000 metre açık su şampiyonasında Türkiye şampiyonu oldum ayni zamanda şimdiye kadar yapılan en iyi derece ama medya bunu da görmedi.
Türkiye’de eskiden başarılı sporcular gerek siyasetçilerimiz gerekse medya tarafından takdirle karşılanırdı. Tebrik etmek bile ödüllendirmek gibidir ama maalesef bu bile yapılmıyor. Bugün benim durumumda olan genç sporcuları basının hiç görmemesi başarının takdir edilmemesi inanılmaz derecede yıpratıcı.
Milliyet spor servisinizin büyüklüğünü ve önemini anlatmak için eskiler Milliyet için arka sayfadan okunan gazete diyor. Bugün Milliyet dâhil bütün gazeteler Türkiye’de sporu sadece futboldan ibaret görüyor. Türkiye’de başarı neden haber olmuyor gerçekten bilmek istiyorum.”
‘Doğa’ bilinci yok’
Bazı okurlarımızın şikâyetleri ise medyanın sadece “başarıyı” yok saymadığını aynı zaman da çevremizle doğayla ilgili olup bitene de duyarsız kaldığı düşüncesinde.
Kerem Mesud Cangı adlı okurumuz şöyle diyor: “Siz değerli basın mensupları siz yazdınız; bir gün ‘Polonezköy’de doğayı keşfedin’ dediniz. Gittik gördük ve size dua ettik. Bir başka gün ‘Polonezköy’de tatil keyfi’ dediniz tatilde gidilecek yerler listemize aldık. Bir başka gün ‘Bisiklet Polonezköy’de çevrilir’ dediniz çocuklarımızı alıp pedal çevirmenin keyfini çıkardık. Şimdi Polonezköy’ün çevresinin değiştiğini hissediyoruz, ellerinde testereler, baltalar, greyderle adamlar gelip geçiyor önümüzden. İmar’a açılacağını duyuyoruz. Şimdi sormak isterim. Böyle bir durum varsa bunun haber değeri yok mudur? Gazetem Polonezköy’e sahip çıkmayacak mıdır? Siz buna karşı mı duracaksınız yoksa bize başka bir yer mi önereceksiniz.”
‘Devlet niye tamir etmedi’
Toplumsal sorunlarımıza klişeleşmiş başlıklarla yer verilmesine de okur karşı çıkıyor. Ferit Balayan adlı okurumuz şöyle diyor: “Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesine 20 kilometre uzaklıktaki Üçgöze köyünde 5 yıldır susuzluk çeken köylüler, dondurucu soğukta eşeklerle su taşıyor” haberinizde başlığa ‘eşek yüküyle su’ başlığını çıkartmışsınız. Eşeklerle su hep taşınır, taşınabilir ama bir sosyal devletin bozulan bir tesisatı beş yıldır onarmaması, bu köye beş yıldır el uzatmamasının gazetem için bir önemi yok mu? Niye onarılmadığını bir gazeteci hiç mi merak etmez, bir yetkiliye bunu sormaz.”

Ombudsman Görüşü:
Okurlarımızdan gelen eleştirileri yerinde buluyorum. Umudumuzu yitirmemek için başarıya, doğayı korumak için rant haberlerine, toplumsal sorunlarımıza dikkat çekmek için de sorumlu bir gazeteciliğe ihtiyacımız var. Ancak okurlarımız günlük sorunlarımız üzerinden şekillenen siyasi tartışmaların önemini de yok saymamalı. Mevcut politikalarımızın ve de siyaset yapma tarzımızın; aslında siyaset dışı görünen sorunlarımızı da besleyip büyüttüğü gerçeğini de görmeli...