Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İzmir’in Bayraklı ilçesinde, rüyasında karabasan gördüğü iddiasıyla bir kadın kendisini medyum olarak tanıtan bir kişiye gidiyor. 7 gün boyunca “tedavi amaçlı” tacize uğruyor. Arapça muska da yazan medyum bu gelişmelerden sonra ‘yanına geliyorum‘ diye mesaj atınca bu kez kendisinden şikâyetçi oluyor.
DHA’nın söz konusu haberi Milliyet’te “İçinde ‘cin var’ deyip cinsel tacize kalkmış” başlığıyla yer buldu. Ancak bir davaya konu olmuş söz konusu haberde “resmi medyumluk yapan” ifadeleri okurlarımızın dikkatinden kaçmıyor.
Haberin asli unsuru ne?
Okurumuz Deniz Zeytinoğlu şöyle diyor: “Haberinizde olayı soruşturan Cumhuriyet savcısının sanık hakkında, dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık ve cinsel saldırı’ suçlarından 19 yıl hapis cezası istemiyle dava açtığını, sanığın tutuklandığını belirtiyorsunuz. Böyle önemli bir bilgiyi öne çıkartmayıp tacizci şahıstan “resmi medyum” diyerek söz etmeniz inanılır gibi değil. Medyumluk ne zamandan beri resmi bir iş oldu? Oldu da gerçekten bizim mi haberimiz yok. Peki medyumluk resmi bir statü kazanmışsa sizce asıl haber bu değil midir?
Okurumuz haklı. Medyum ruhlar alemi ile iletişime geçebildiğini ve ölülerle canlılar arasında iletişim kurabildiğini iddia eden kişilere deniliyor. Son dönemde basın da yer bulmasa da bazı sosyal medya hesaplarında, Sağlık Bakanlığı logosunu kullanarak kişilerin kendisini Sağlık Bakanlığı’nda medyum olarak çalışıyor gösterdiği iddiaları gündeme getirilmiştir.
CHP Meclis’e taşıdı
CHP İstanbul Millitevekili Dr. M. Sezgin Tanrıkulu’nun da bu bağlamda Bakanlığa ilgili soruları yönelttığı de bilinmekte.
* Sağlık Bakanlığı’nda medyum çalıştırıldığı iddiası doğru mudur?
* İddia doğru ise, Sağlık Bakanlığı’nda medyum olarak çalışan kişiler kimlerdir?
* Sosyal medya hesaplarında Sağlık Bakanlığı logosunun kullanımı neden denetlenmemektedir?
* Sağlık Bakanlığı’nda medyum branşı bulunmakta mıdır?
* 2009-2014 yılları arasında kaç defa Sağlık Bakanlığı’nın isminin ve logosunun izinsiz kullanıldığı tespit edilmiştir?
* 2009-2014 yılları arasında Sağlık Bakanlığının isminin ve logosunun izinsiz kullanılması ile ilgili uygulanan yaptırımlar nelerdir?
Bunlar aynı zaman da bir gazetecinin de araştırması gereken sorulardır. Ve her bir soru ayrı bir habere konu olacak öneme sahiptir. Söz konusu soru önergesinin gazetede yer bulmamış olması ise ayrı bir ombudsmanlık konusudur.

Haberin Devamı

Kadına yönelik şiddete çözüm

Haberin Devamı

Türkiye’de, kadına karşı şiddeti ve cinayeti önlemek için en etkili yöntem olarak uygulamaya sokulan “koruma kararı” düzenlemesine karşın kadın cinayetleri artarak devam ediyor. Kadın Cinayetlerini Durduralım Platformu verilerine göre, 2014 yılında 10 ayda 255 kadın yakınları tarafından öldürüldü. Hal böyle iken kadınlar dün “Her yerde kadın cinayetleri Meclis olağanüstü toplansın” çağrısıyla yine sokağa çıktı. Milliyet’in kadın cinayetlerine duyarlı olduğunu ancak sivil kadın örgütlerinin bu konuya ilişkin çabalarına yer verilmediğini söyleyen bazı kadın okurlarımız “Kadın cinayetlerini yazdığınız kadar bu konuya ilişkin ne istediğimizi de yazmalısınız” siteminde bulunuyorlar:
‘Kadın Bakanlığı kurulsun’
Berivan Çatalak şöyle diyor:
“Biz bugün sokağa çıktık. Çok şey söyledik. Dedik ki; Kadın Bakanlığı kurulsun ve tüm kamu kurumları tarafından cinsiyet eşitsizliğini giderici politikalar hayata geçirilsin. İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için gerekli adımlar atılsın. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu verileri kamuoyuna açıklasın. Kadın cinayeti davalarında haksız tahrik indirimi kaldırılsın. Kadın cinayeti davalarına kadın örgütlerinin müdahilliği kabul edilsin. Cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim temelli ayrımcılık nedeniyle cinayet işlemek ağırlaştırıcı neden sayılsın. Meclis’te oluşturulan soruşturma komisyonu ve Meclis, başta cinsiyet eşitliği ve ev içi şiddetle mücadele alanında çalışan kadın ve LGBTİ örgütlerinin görüşlerini dikkate alarak acil önlemler oluşturulsun. Meclis’te kadın cinayetleri ile daimi komisyon kurulsun. Alanda çalışan kadın örgütlerinin oluşturacağı izleme komisyonu kurulsun. Duydunuz mu?”