Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’de kelimelerin zenginliği başta edebiyat olmak üzere yazım dünyası için inanılmaz derinlikte ve güzelliktedir. Ancak bazı kelimelerin anlamı üzerinden nefret söylemini yeniden yaratmak da mümkün hale gelebiliyor.
Nefret söylemi belli bir etnik, dinsel, ekonomik vb. grubu küçük düşüren, hedef gösteren, grupla alay eden veya gruba küfreden ifadeler içerir ve kelimeleri nerede nasıl kullandığınızın önemi de burada ortaya çıkar.
Milliyet Gazetesi Bulmaca ekinde “Müslüman olmayan” sorusuna “Gâvur, “Yunan asıllı” sorusunun karşılığını da Rum yazılması gibi... Skonusu ifadeler okurlarımızın da dikkatinden kaçmadı.

Haberin Devamı
MÜSLÜMAN OLMAYAN GÂVUR MUDUR

Kerem Turan adlı okurumuz baba tarafının Müslüman, anne tarafının ise Hristiyan olduğunu hatırlatarak şöyle diyor: “Babaannem anne tarafımı kabullenememiş olduğundan belki de ne zaman bana kızsa “Gâvur” diye hitap ederdi. Gâvur onun için bir hakaret biçimiydi. Kuşaktan kuşağa böyle yayılıyor ve kimse bunu düzeltmiyor. “Müslüman olmayan”ın başka birçok karşılığı olabilir ama bunun karşılığı Gâvur olmamalıdır. Çünkü Türkçede yaygın olarak bu hakaret olarak kullanılıyor. “Yunan asıllı” sorusun karşılığı da Rum değildir. Yunanistan dışında Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kimseleri ifade etmede kullanılmıştır”
TDK’da Gâvur ifadesi “Dinsiz kimse”, Müslüman olmayan kimse” olarak karşılık bulmakta. Sıfat olarak da “Merhametsiz, acımasız ve inatçı” olarak kullanılıyor.
Medyada nefret söylemi ve iletişim alanında uzman Prof. Dr Yasemin İnceoğlu söz kelimelerin nefret söylemi yaratmadaki önemini şu sözlerle açıklıyor:
“Gavur sözcüğü Osmanlı döneminde Farsça’dan girmiş ve özellikle Yunanlılar olmak üzere Hristiyanları kastetmek üzere kullanılmış. Islahat Fermanı ile yasaklansa da sonradan yaygın olarak içinde hakaret ve aşağılama barındıran bir sözcük olarak kullanılmıştır. Söylem, dil içinde kodlanan toplumsal kökenli bir ideolojidir. İdeolojiler ise dil ile belirlenir. Dili kullananların seçtiği sözcükler, sözcük öbekleri, konuşma biçimi, anlatımı hatta cümle kurma yetileri söylemin oluşmasında çok önemli bir etkendir. Egemen ideoloji “bizlik” tanımı üzerinden, söylem ve ideoloji ikilisini de yanına katarak, olumsuz, alaycı ifadeler, küfür, hakaret, aşağılama kullanarak ötekileştirdiği gruplara karşı zaten var olan önyargıları daha da çok pekiştirmekte. Bu söylem toplumdaki “kırılgan” kesime karşı nefret suçlarının artmasına neden olmakta. Okurun sitemine kesinlikle katılıyorum, tüm ders kitaplarının, ansiklopedilerin ve TDK’nın toplumdaki her grubun hassasiyetlerine saygı göstermek adına içeriklerini yeniden gözden geçirmelerinin zorunlu olduğunu düşünüyorum”.

HER TEKZİP YAYIMLANMAZ

Herhangi bir kişinin onur, şeref veya haysiyetine dokunan, kamuoyu önünde onu küçük düşürebilecek veya kendisine karşı husumet doğuracak “gerçeğe aykırı” bir yayın yaparsanız, o kişinin söz konusu haberi tekzip etme hakkı vardır.
Tekzip bir düzeltme ve cevap yazısıdır. Dolayısıyla tekzip edenin de hakaret, iftira gibi ifadelere yer vermeksizin işin doğrusunun ne olduğunu açıklama yükümlülüğü vardır. Yani gazetelere gönderi len düzeltme ve cevap hakkının; gerekçeli, inandırıcı ve ikna edici olması gerekir.
7 Nisan 2014 tarihinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, aralarında ünlü markaların da bulunduğu 14 oda ısıtıcısı ve yangın söndürme cihazı tipi için toplatma kararı verdi. Bakanlığın resmi sitesinde ‘elinizde toplatmaya konu ürün varsa üreticisine başvurun’ bilgisine de yer veriliyor. Yani tüketiciler açısından son derece önemli bir haber.
Milliyet söz konusu habere yer verince bakanlığın listesinde yer alan Gülpa Yangın Söndürme Cihazları Sanayi ve Ticaret Ltd. Şirketi’nin avukatı tekzip metni gönderdi. Gerekçesi:”Bu cihazların üretimi müvekkil firma tarafından yapılmamaktadır. Üretim yapan bir firma gibi lanse edip, 2011 yılında alınan karar nedeniyle, müvekkil hakkında güncel bir karar varmış gibi haberinizde yer almasına neden olmuştur” diyor.

Haber güncel
Birincisi; haberin kaynağı bakanlıktır ve haber günceldir. İkincisi şirketin avukatı tekzibi gazeteye göndermeden önce bakanlığın sitesinden adını çıkartacak resmi ve hukuki girişimde bulunmalıydı. Oysa bakanlığın sitesinde halen şirketin ürettiği öne sürülen cihaz yer almaktadır. Firmanın bir dönem piyasaya sürdüğü ancak hakkında toplatma kararı olan bir cihazı artık üretmiyor olması, bu cihazı hala elinde bulunduranların olmadığı anlamına gelmez. Dolayısıyla noter yoluyla da olsa çok sayıda soru işaretine neden olacak tekzip metinlerini kanuna göre gazetelerin yayınlamama hakkı vardır.