Oyun bitti!

19 Mayıs 2015

Gidenin arkasından konuşmak bize yakışmaz! Ne var ki, adam damarımıza basıyor, el frenini bir türlü çekemiyoruz!

Bilic, giderayak (!), Konyaspor maçına çıkardığı kadroda rotasyona gitmiş. Sevsinler senin rotasyonunu! Ne yani, Beşiktaş’ın bugüne kadar aldığı kötü skorlarda sadece Serdar Kurtuluş ile Atiba mı, tek suçlu? O kadar formsuzlar var ki, onlara sıra bile gelmez!

Bu oyun takım oyunudur arkadaş... Tek tek suçlamak futbolun kitabında yoktur. Başarı da, başarısızlık da ortaktır. Haa formsuz ise rotasyona lafımız olmaz. Kurtuluş’un yerine oynatılan Opare, ilk yarıda ne yaptı Allah aşkına? Bırakın kanat bindirmelerini bir kenara, kazandığı topları bile kullanamadı, ortaları rakibe nişanladı, yerden kalkmadı! O da farkında ki, ilk yarıyı hep arkadaşlarından ‘özür’ dileyerek tamamladı!

Bilic’in dünkü maçta tek doğrusu geç de olsa Kartal’ı çift forvetle sahaya sürmesiydi. Ancaak, gördük ki, Pektemek ve Demba Ba, dönüşümlü kanatlarda görev yapıyor!

Demba Ba’nın kalitesi belli. Attığı gol sayısı onsekiz, bu da en büyük kanıt, tamam. Peki, Demba Ba’yı sezon başından bu yana yalnızlığa iten biz miydik?Adam, rakip savunmaya mı baskı yapsın, yoksa gol pozisyonu mu kovalasın?

Yazının Devamı

Bilic böyle istedi!

15 Mayıs 2015

Valla, şu herkesin toz kondurmadığı, el üstünde tuttuğu Bilic’e geldiği günden bu yana hep muhalefet ettim, bundan da asla pişmanlık duymadım. Ancak bu eleştirileri yaparken de önyargılı olmadım.

Yahu, kardeşim Gaziantep maçı hâlâ hafızalarda kazılı. Bilic, maalesef o puan kaybından dersler çıkarmamış. Arkadaş, şampiyonluğa oynuyorsan, ki öyle, sahaya topunla-tüfeğinle çıkacaksın. Öyle gol ayaklarını yedek kulübede tutma lüksünüz yoktur! Tamam, hakem hataları var, Beşiktaş göçebe gibi, bunları gözardı etmiyoruz, peki teknik adam olarak Bilic’in yanlış kadro tercihlerine ne demeli? Rakip golü atmış, öne geçmiş, Hırvat hoca sahadaki tabloyu bizim gibi izliyor. Düşünün ilk yarıda bırakın pozisyon üretmeyi Beşiktaş’ın rakip kaleye bir şutu bile yok. Niye rakip topu daha iyi kullanıyor, artı iyi de kapanıyor da ondan. Beşiktaş’ın, ilk yarıda rakip savunmayı açacak ne gücü vardı, ne de baskı yapabilecek, kramponlara sahipti.

Atı alan, Üsküdar’ı geçmiş, Demba Ba’nın skoru eşitleyen golünden sonra Hırvat hoca kozlarını sahaya sürdü, sırasıyla. Sanırım, hocada jeton geç düşüyor, ya da kafasında b planı yok!

Mustafa Pektemek, Kerim Frei ve Cenk Tosun’un oyuna girmesi, Kartal’ı

Yazının Devamı

Emeğe saygı arkadaşlar!

11 Mayıs 2015

FIFA kokartını takmak, bilgi-beceri ister. Hele hele onu taşımak, hakkını vermek, ayrı bir yetenek gerektirir. Pozisyonlara yakın olacaksın, iyi süzeceksin, özeti, o kartın hakkını vereceksin arkadaş...

“Oyunun içinde kalalım” diyoruz, demesine de, hatalı kararları izledikçe, insanın sinirleri bozuluyor! Bu güzelim mücadeleyi bıraktık, kantarımıza zorunlu olarak hakem Tolga Özkalfa’yı koyduk, ne yapalım!

Tolga Özkalfa öyle hatalar yaptı ki, hangisini yazalım kardeşim? Erdem’in Demba Ba’yı hareket halinde cezaalanı içinde eliyle itmesi, buz gibi penaltı... Niye mi? Demba Ba, tek ayak üzerinde vuruş hazırlığı yapıyor, yani Erdem ile şartları eşit değil. Artı, bir hava topunda arkadan dokunduğunuz anda faul çalıyor, işi bilen hakemler... Sana göre Demba Ba kendini ‘atıyor’ değil mi? Peki o zaman sarı kartın nerede? Yok! Chibuike’nin attığı gol öncesinde Camara’nın Serdar Kurtuluş’un yüzüne attığı tokadı da mı görmedin, gözlerine perde mi indi hoca?

Bitmedi. İlk yarının sonlarına doğru Erdem’in Atiba’ya arkadan yaptığı haraket faul... Avantaja bıraktın eyvallah, peki kardeşim Kanadalı topu kaybetti, niye faulu çalmıyorsun? Kuralı mı unuttun?

İkinci yarıda Beşiktaş, müthiş

Yazının Devamı

Demba Ba'dan altın vuruş

4 Mayıs 2015

Topla oynama yüzdesi özellikle ilk yarıda Beşiktaş’tan yana idi. Ne var ki, bu avantajı pozisyon üretimine yansıtamıyorsanız, neye yarar? Bu yarıda akıllarda kalan, Beşiktaş adına Sivok’un kafası, Trabzonspor’da ise Özer’in auta giden şutuydu. Hepsi o kadar...

Bilic, cezalı Serdar’ın boşluğunu Opare ile doldururken, Demba Ba’yı yedeğe çekmesi kontenjandan mı yoksa formsuzluğundan mı tartışılır. Ancak, Kartal kritik haftalarda ve de yenilme lüksü olmayan bir konumda... Tabii ki Trabzonspor maçının zorluk derecesini bilmeyen yok, zirvede kalıcı olma adına Beşiktaş, her maçını kazanmak zorunda... Yani, Bilic, ister formsuz olsun, ister olmasın, elindeki silahlarını yedeğe çekmesi tartışılır. Örneğin Demba Ba ve Cenk Tosun...

Hırvat hocanın, ikinci yarıdaki Demba Ba hamlesi, Trabzonspor’un tüm hesaplarını alt-üst etti. Oyuna girdikten bir dakika sonra Demba Ba, klasına yakışır bir gol atarken, Kartal’ı da bir anlamda ateşledi. Olası bir iş kazasına set çeken bu ALTIN gol sonrası Beşiktaş, üçüncü bölgede müthiş bir baskı kurdu, Trabzonspor savunmasına nefes aldırmadı, çok üretti, ama kaleci Hakan’ı geçmekte aynı beceriyi gösteremedi. Ancak Mustafa Pektemek, uzatmanın son

Yazının Devamı

Bu futbolla zor!

28 Nisan 2015

İyi futbol mu, yoksa skor tabelası mı? Ne var ki bazı maçlar vardır ki, ikisi bir arada olmuyor.

Hele hele Süper Lig’in bitimine altı hafta kalmışsa ve nefes nefese bir kovalamaca varsa ki var, tabeladaki rakamlar öne çıkar, gerisi detaydır.

Atiba’nın golü elbette, liderlik koltuğuna oturma anlamında önemli. Ancak, gol dakikasını kenara bırakacak olursak, Karabük, puan koparma adına Beşiktaş’a ilk yarıda büyük baskı kurdu, dersek abartmış olmayız. Düşünün 42’de Waterman, cezaalanı dışında, topu elle kesti, kırmızıyı yedi, Karabük on kişi kaldı, yine pes etmedi, müthiş bir direniş gösterdi, kutlamak gerekir.

Futbol fırsatlar oyunudur, böylesi kritik haftalarda bulduklarınızı gole çevireceksiniz, atmayı beceremiyorsanız, sıkıntıya davetiye çıkarır, tıpkı dün olduğu gibi can derdinde olan Karabükspor karşısında ‘teslim’ bayrağını çekmenize ramak kalır, bir altın kafa golü herkesi ipten alır.

Örnek mi?

Demba Ba... İlk yarıda Pektemek’in nefis ara pasında ağır kaldı, ıska geçti, ikinci yarıda altı pas içinde topu kaleciye nişanladı. Bizler Demba Ba’nın kumaşının kadife, ya da ipek olduğunu tartışmıyoruz (!), eleştirilerimiz pozisyonlarda ağır kalmasına, basit golleri

Yazının Devamı

Bilic'in aklı başına gelmiş

19 Nisan 2015

Futbol göreceli bir oyundur. Herkes bu oyuna farklı pencerelerden bakabilir, güzel cümleler kurar, harika yorumlar yapabilirsiniz, kimseye de hesap vermezsiniz.

Hele hele uzaktan ahkam kesmek kolaydır, çünkü sorumluluğunuz yoktur.

Ne var ki, işin içine girer, sorumluluk aldığınız anda, gerçeklerle yüzyüze kalırsınız.

Önder Özen’in başarılı olmasını gönülden istiyoruz. Futbol bilgisi tartışılmaz, ancak yükü ağır ve de zor. Kasımpaşa’nın kadrosu iyi, ancak kötü skorlar özgüven duygusunu yerle - bir etmiş. Puan cetvelinde sıkıntılı bölgeye yakınlar, tehlike kapılarını çalabilir, bizden anımsatması!

Farklı Beşiktaş yenilgisi bu savımızı doğrular nitelikte, ne dersin Önder hoca? Bir yandan takımı toparlayacak, diğer yandan tepkilere set çekecek! Al, Adem, taraftarın tepkisine küfürle yanıt verdi, kırmızı gördü. Bu tabloda Önder Özen ve ekibi takımı nasıl toparlayacak, doğrusu merak ediyorum!

Bu oyunda gol atmak elbette önemlidir, lafımız yok. Ancak, o pozisyonun hazırlanışı bir o kadar da değerlidir, o emeği görmemezlikten gelmek haksızlıktır.

Bizce maçın gizli kahramanı Sosa’dır... Mustafa, Demba Ba ve Motta’nın attıkları goller Sosa patentlidir. Oyun kurdu, adam

Yazının Devamı

Sözün bittiği yerdeyiz!

7 Nisan 2015

Geçmişte, yani yetmişli, seksenli yıllarda bu oyunun müthiş güzelliklerine tanıklık ettik. Fanatizm falan hak getire! Ne bir kesici alet, ne de bir küfür - kafir... Üç büyüklerin derbilerinde taraftarların karışık oturduğunu anımsıyorum da, o günlerin yeniden yeşil sahalara gelmesinin hayalleriyle yanıp - tutuşuyoruz!
Ya bu gün?
Fanatizm bir hortladı, ortalık yangın yerine döndü. Sorumlular, sorumsuz açıklamalarıyla, o güzelim futbolu saha dışına taşıdılar, dibine dinamit koydular sonunda!
Taşlı, sopalı, bıçaklı, palalı kavgaları da anımsıyoruz! Ama, futbola kurşun sıkılacağı aklımızın ucundan geçmemişti! Nereye gidiyoruz, ne yapmaya çalışıyoruz, yanıtını vermekte zorlanıyoruz!
Son vahim olay, sözün bittiği yerdir bizce! Ya ölümler olsaydı? Düşüncesi bile insanın, tüylerini diken-diken ediyor!
Ey, başkanlar, ey yöneticiler, ey bu oyunun baş aktörleri, herkes aklını başına toplasın, bu oyuna ‘kin’ ve de ‘kan’ bulaştırmayalım, gemi batarsa, hep beraber batarız!
Elbette çuvaldızı biraz da bize, yani yazılı - görsel medyaya batırmak zorundayız. Medya da sorumluluğunu bilecek, ateşe benzin dökmeyecek!

Valla bu vahim tabloda yorum yazmak hiç ama hiç içimden gelmiyor: Bir

Yazının Devamı

Darısı Kazakistan'a

1 Nisan 2015

Ay-Yıldızlı formayı giyiyorsanız, onun hakkını da sonuna kadar vereceksiniz.
Hiç kimseye kara kaşına, kara gözüne bu formayı vermezler.
Hazırlık maçları, özellikle yeni çağrılanlar için kalıcı olmak adına müthiş bir fırsattır, arkadaşlar.
Efendim, Terim hocamız, bir yandan Avrupa Şampiyonası hesaplarını yapıyor, diğer yandan da çekirdek kadroya alternatif oyuncu arayışlarını sürdürüyor.
Eskileri biliyoruz, tanıyoruz... Gökhan Gönül’ün veliahtı olarak gösterilen, Şener’i doğrusu biz de beğendik. Soğukkanlı, topla çıkışları ve de geri dönüşleri iyi, kadroyu zorlar. Mahmut’un oynadığı bölgenin zorluk derecesi yüksek, bekleyip, görmek gerekir. Bu düşüncemiz, ilk kez Milli olanlar için de geçerlidir. Yani, performanslarını uluslararası seviyeye çıkarmak zorundalar.
Yeter ki, yedek olsanız bile pes etmeyin, çalışın, size o formayı verirler, merak etmeyin arkadaşlar.
Gelelim, madalyonun tersine... Bakın, şartlar ne olursa olsun, ister yedek, ister o formayı ilk kez giyin, farketmez, Lüksemburg’u yenerken, zorlanmanızı size yakıştıramadık, fark bekledik, haklıydık. Niye mi? Lüksemburg, küçücük bir ülke, 550 bin yaşayanı var. Ya Türkiye?

Yazının Devamı