Kayıp büyük

6 Kasım 2015

Beşiktaş, UEFA Ligi’nde bir üst turu garantiye alma adına her şeyi yaptı, golünü de attı, ama skoru korumayı beceremedi!

Kazanma adına müthiş bir baskı kurdu Beşiktaş... Ancak Lokomotiv Moskova’nın puana dayalı savunma anlayışını ilk yarıda ortadan kaldıracak, kilidi açacak çilingiri bulamadı!

Böylesi kapalı savunmalar karşısında fırsatlar üretmek zordur, biliyoruz. Ne var ki ilk yarıda Olcay’ın yakaladığı bir fırsat var ki gole çevirse, konuk takımın oyun sistemini çökertmesi işten bile değildi. Olcay’ın bu pozisyonda fantaziyi tercih etmesi anlaşılır gibi değil! Nazar mı değdi Olcay’a? Git bari bir kurşun döktür kardeş!

Hakemin pozisyonları iyi süzmesi, avantajları iyi değerlendirmesine lafımız yok. Ne var ki, ilk yarıda Atiba ile hava topuna çıkan Niasse’nin top eline yöneliyor ve yön değiştiriyor, bizce penaltı, vermedi!

Yıldız oyuncular, kaprisli, nazlı olurlar, hatta küserler, geri dönüşleri zordur! Tıpkı Quaresma gibi... Aynı sorunları Pereira, Van Persie ile sıkça yaşamadı mı?

Bunu niye anlatıyoruz? Bu oyunda sonucu yıldız oyuncular belirlerler de ondan. Nitekim Quaresma ikinci yarıda girdi, 58 ‘de rakibin fişini çekti, çekmesine de Beşiktaş grupta eline

Yazının Devamı

Bir puan iyidir!

31 Ekim 2015

Bu beraberliği iş kazasına bağlarsak, Kasımpaşa’ya haksızlık ederiz.

Rıza Çalımbay, Beşiktaş’ı yakından tanıyor, dersini de iyi çalışmış doğrusu. Doksan dakika süreyle asla pes etmeyen, Beşiktaş’a iyi futboluyla adeta kafa tutan Kasımpaşa, üç puanı uzatmalarda penaltıyla kaybetti, bir puana razı oldu. Buna karşın ortaya koyduğu mücadeleyle Kasımpaşa alkışı da haketti.

Özellikle ilk yarıda konuk takım karşısında oyunda bir türlü balans tutturamayan Beşiktaş, bırakın gol bulmayı, rakibin sahanın her yerinde pres yapması nedeniyle boş alan bile bulamadı. Bu baskı, Beşiktaş’ta top kayıplarını da birlikte getirirken, Kasımpaşa Eren Derdiyok’la 24’de öne geçti. Ne var ki, İsaksson’un hatasını bu kez Rhodolfo, affetmedi ve 27’de skoru eşitledi.

Kartal’da dün bir kez daha gördük ki, savunma bloğundaki arızalar, Tolga’yı da sıkıntıya sokuyor. Ersan’ın da olmayışı Kartal savunmasında inanılmaz arızalara yol açtı.

Örnek mi? Ersan yok, yerine uzun süredir, Ümraniye’de kapalı kalan (!) Miloseviç, ilk kez sahne aldı. Nereye varmak istiyoruz, Donk’un attığı golü anımsayın. Yaaa arkadaş, bu oyunda savunmacıların yükü ağırdır, eyvallah... Ne var ki, Donk’a o kadar rahat vurdurmak nerden

Yazının Devamı

İşte takım oyunu budur

27 Ekim 2015

Fanatizmi oldum, olası sevmem... Yorumlarımızda da objektif olmak adına kılı - kırk yararım, bu oyunda alın teri döken ve kazanana da hakkını veririz.

Ne alaka der gibisiniz içinizden... Beşiktaş’ı izlerken, futbol adına keyif alıyorum, heyecanlanıyorum, Kartal’ın zirve uçuşuna, kazanma hırsına, duruşuna, şapka çıkarıyorum. Diğer takımlara, bakın bir de Beşiktaş’a... Ya da derbiyi anımsayın, dağ fare doğurmadı mı?

Beşiktaş, kantarda her yönüyle ağır basıyor, zirvede oluşu asla rastlandı değil. Sahası bitmemiş, neredeyse her maçı deplasmanda oynuyor! Ama Kartal için bu handikap önemli değil, çıkıyor, topunu oynuyor, kalitesini ortaya koyuyor, fark yaratıyor. Fenerlisi, Galatasaraylısı bile beğeniyle izliyor Beşiktaş’ı, yetmez mi?

Diyeceksiniz ki, oynadığı takım Antalya... Yoo, buna katılmam söz konusu değil. Tempoysa tempo, golse gol, üretilenler ama atılamayanlar, ya da müthiş kaleci refleksleri.

Antalya yeni stadıyla, Eto’o’suyla kazanmak adına her şeyini ortaya koydu. Tek fark oynadığı takım Beşiktaş’tı. Kartal’ın bileğini bükmek sanıldığı kadar kolay değil, yüklendiğiniz anda yanarsınız, iştahını kabartırsınız, fark yersiniz.

Sosa yok, Gökhan Töre yok, ama hiç

Yazının Devamı

Liderliği kaçırdı!

23 Ekim 2015

Bu tip maçlar, hesap - kitap gerektirir... L.Moskova lider, Beşiktaş ikinci... Gruba baktığımız zaman, bir üst tura çıkma adına, L.Moskova, büyük sürpriz olmadığı taktirde, çok avantajlı konumda. Beşiktaş, üst turun ikinci adaylarından.

Bu tabloda, ortada bir gerçek var, o da yenemiyorsan, yenilmeyeceksiniz. Beşiktaş, zorluk derecesi yüksek maçta bunu başarmış gibi gözüküyorsa, ki öyle, biz aynı pencereden bakamıyoruz maalesef!

Niye mi? İki takımı kantara koyduğumuz zaman, kalite açısından Beşiktaş’ın daha ağır bastığını söylersek abartmış olmayız. Yani, Beşiktaş aslında L.Moskova karşısında eline geçirdiği fırsatı iyi kullanamadı bizce. Düşünün, rakip on kişi kalmış, tam tamına 21 dakika eksik oynamış. Böylesi fırsatı iyi kullanmanız şarttır, biz bunu bilir, bunu söyleriz. Beşiktaş’ın, maalesef Moskova’da liderliği yakalama şansı vardı, onu iyi kullanamadı.

Karşılaşmanın ilk yarısında her iki takımda kontrollu bir oyun ortaya koyunca, doğal olarak futbol kalitesi arzulanın altındaydı. Şenol hocanın, çift ön libero ile orta sahayı sağlama alması doğruydu. Nitekim, bu oyun şablonu tıkır - tıkır işledi, tek eksik goldü, olmadı.

Savunmacı apoletini takmak zordur... O

Yazının Devamı

Yıldız farkı

19 Ekim 2015

Bir kere Rizespor’u kutluyoruz. Öyle savunmasına kapanmadı, tam tersi ofansif oyunu ön plana çıkardı, öyle kolay pes etmedi, pozisyon üretti, Deniz’in ilk yarıda kafa şutu üst direkte patlarken, Beşiktaş’a kafa tuttu. Oyuna heyecan ve tempo kattı, bitiş düdüğüne kadar, puan getirecek golü kovaladı.

Rakibin bu iştahlı futboluna karşın, ilk yarıda Beşiktaş, İsmail, Oğuzhan ve Sosa ile pozisyon buldu, ancak topu filelerle buluşturamadılar. Güneş hoca, ikinci yarıya Quaresma hamlesiyle başladı... Hocanın Olcay’ı kenara almasına hiç şaşırmadım. Kartal’ın ‘altın’ çocuğuna bi şeyler olmuş, eski başarılı performansının uzağında! Milli Takım’da bile ilk onbire girmekte zorlanıyorsa ki, öyle Olcay kardeşimizin kendisini sorgulaması gerekir.

Quaresma, oyuna ikinci yarıda girdi, onsekiz dakika sonra harika bir şutla Kartal’ı üç puana uçururken, klasını konuşturdu. Efendim, Querasma, şartlar ne olursa olsun, bizce ilk 11’de sabaha kadar oynar. Topla şovunu da yapar, golünü de atar. Artı şov bu oyunun en büyük parçasıdır. Böylesi yıldız oyuncular her takımda olmalıdır. Sadece Quaresma mı? Alın size Gökhan Töre... İkisini de izlerken, keyif alıyorsak, gerisi detaydır.

Lafı uzatmayalım,

Yazının Devamı

Tolga ve Atiba

5 Ekim 2015

Mario Gomez, 34 ve 56’da iki harika gol attı, görevini yapmanın huzuru içinde Cenk Tosun’la yer değiştirdi... Beşiktaş yıllardır, aradığı golcüye nihayet kavuştu. Gomez’in boşu yok, yeter ki pas gelsin, top ayağına otursun, adamın affı yok...

Gomez’in golleri Eskişehirspor’u demoralize etti, oyundan düşürdü... Öyle ki, taraftar da umudunu yitirmiş, bir yandan yönetimi protesto ediyor, diğer yandan maç bitmeden tribünleri boşaltıyor... Yani sizin anlayacağınız yılların Eskişehirspor’u geleceğe pek de umutlu bakmıyor. Bu tabloda Beşiktaş’ın farkı yakalaması gerekirken, özellikle üçüncü bölgede müthiş pas hataları, top kayıpları ve de en önemlisi ‘egoistce’ davranışlar ve laubalilikler, gırla gidiyor!

Kardeşim, bu oyunda hiçbir skorun garanti olmadığını bilmiyor musunuz? İlla birilerinin size hatırlatması mı gerekiyor!

Örnek mi?

Alın size Gökhan Töre... İyisin, hoşsun, yeteneklisin, peki her pozisyonda topa vurmak zorunda mısın? Paylaşmayı ne zaman öğreneceksin arkadaş? Bu oyunda asist yapmak da önemli bir olgudur. Tamam asistler de yapıyorsun eyvallah, ama illa gol atacağım diye o pozisyonları harcamaya ne hakkın var?

Ne mi oldu?

Beşiktaş neredeyse puan bırakıyordu

Yazının Devamı

Necip mi, Oğuzhan mı?

2 Ekim 2015

Necip mi, yoksa Oğuzhan mı? İkisini aynı kantara koyup, tartmak yanlış olur. Çünkü ikisi de farklı yeteneklere sahip. Oğuzhan teknik kapasitesi yüksek, hem rakip eksiltiyor, hem de oyunu rakip alana yıkıyor. Necip... Savaşçı kimliği var, yani skoru koruma adına hamle yapacağınız, bir fotoğraftır bizce.

İşin özeti, Oğuzhan’ı yedekte tutup, Necip’i 11’de başlatmanın doğruluğunu kim savunabilir? Nitekim, rakibin baskısının ortadan kalkmasında, skorun eşitlenmesinde Oğuzhan faktörü ön plandadır.

Beşiktaş’ın ikinci yarıdaki keyif veren oyununa bakın, bir de ilk yarıyı anımsayın. İlk yarı kötü ötesi, ikinci yarı gerçek kimliğine bürünmesinde Oğuzhan’ın rolü tartışılmayacak kadar büyüktür. Haaa, bazı pozisyonlarda pas yerine şut atması yadırganabilir. Eee her güzelin bir kusuru oluyor, maalesef!

Sosa’nın topuk pasıyla Gökhan Töre, plase vuruşla skoru eşitlerken, rakip kalede büyük baskı kurdu, pozisyon üretti, atamadı.

Elbette S.Lizbon öyle yabana atılacak bir takım asla değil. Özellikle ilk yarıda paslaşmayı ön plana çıkarırken, bir gol attılar, Carvalho ile iki ‘net’ pozisyon ürettiler. Tolga bu pozisyonlara geçit verse, maçın ilk yarıda kopması işten bile değildi.

Şimdiii,

Yazının Devamı

Güneş 1 - Bilic 0

28 Eylül 2015

Sezonun ilk derbisinde bu oyunda aklınıza ne geliyorsa hepsi vardı... Heyecan, stres, gerilim, bol gol, hatalar, kendi kalesine gol atanlar, çıkmayan kartlar, unutulan bayraklar...

Futbolu çekici kılan ve milyonları peşinden koşturan zaten bu faktörler değil mi?

Kim ne derse desin, adına yakışan bir mücadele izledik dün Olimpiyat Stadı’nda...

Kjaer ve Tosiç’in kaderleri aynı! Kjaer Rize deplasmanında, dün de derbi de ikinci kez kendi ağlarına gol attı, yıkıldı! Ne var ki, bu pozisyonda Sosa’nın ortasında Ersan Gülüm’ün, ofsayt pozisyonunda olduğunu biz gördük, yan hakem uyudu!

Tosiç, dün de rakibin yapamadığını becerdi (!), Tolga’nın koruduğu kaleye harika bir gol attı! Tosiç’in bu ikinci iş kazası! Gençlerbirliği maçında kendi filelerini havalandırdığını da unutmayalım!

Top kontrolünü yüzdeye vurursak, Fenerbahçe’nin kantarda ağır bastığını görürüz. Ne var ki, topu ne kadar iyi kullanırsanız, kullanın, gol atana ve öne geçene üç puan veriyorlar. Pozisyon zenginliği de yine konuk takımdan yanaydı, Hele Fernandao’nun atamadığı iki net fırsat var ki, nasıl kaçırdığına kendisi de inanamadı! Birini atsa, derbi terse dönecekti.

Gelelim Halis Özkahya’ya... FIFA kokartlı

Yazının Devamı