Kovulma sırası kimde?

18 Şubat 2011

Beşiktaş’ta kötü bir alışkanlık var, yıllardır!. Takım kötü mü gidiyor, kov hocayı, yenisini getir, gündemi değiştir, olsun-bitsin! Bu değişimler, artı getirmedi.
Hoca mı yok?
Onun da çaresi var.
Rotayı 11 yıllık emektar kaptana çevirirsin, İbrahim Üzülmez’i kapının önüne koyarsın!
Hem kovuyorsunuz, hem de sahip çıkmaya çalışıyorsunuz! Neymiş efendim, hoca istemiyormuş! Geçin, bunları efendim geçin!
Ne yaparsanız, yapın, o toz kondurmadığınız, üstüne titrediğiniz, Schuster’i de isterseniz kovun!
Yıldızlar topluluğu denilen takım, yerlerde sürünüyor! Bu gerçeği ne sizler, ne de o radikal kararlarınız (!) değiştirebilir!

Yazının Devamı

Kaldı 13 hafta!

14 Şubat 2011

Mali kongrede Başkan Demirören, Mahmut Özgener’i topa tutarken, “Rüya takım yarattık. Futbol kamuoyu yıldızlar altında eziliyor, bizi kıskanıyorlar” diye Kartal’ı göklere çıkardı!
Yıldızlar topluluğu olduğu doğru, lafımız yok. Ne var ki, saha sonuçları, Beşiktaş’ın ‘berbat’ futbolu, başkanın sözleriyle örtüşmüyor! Niye mi?
Yıldızlar topluluğu, önüne gelene yenilir mi?
Yıldızlar topluluğu, birinci dakika gol yer mi?
Ya da koca bir ilk yarıda pozisyon üretemez mi?
Somut örnek Ankaragücü maçı... Daha 1. dakika Serdar Özkan’ın mükemmel golüyle geriye düşüyor, yükleniyor, çırpınıyor, ilk çeyrekte bırakın golü bulmayı, rakibine üst üste iki ‘net’ pozisyon veriyor!
Nerde kaldı senin büyüklüğün?

Yazının Devamı

Soru işareti

10 Şubat 2011

Çok keyifli bir mücadele olduğunu söylemek çok zor... Tadı - tuzu yoktu! Kaldı ki, G.Kore öyle hafife alınacak bir takım asla değil... Son Dünya Kupası’nda ikinci turu yakaladılar, Asya Kupası’nda da yarı finale kalma becerisini gösterdiler.
Tabii ki, kantara koyarsak, elbette biz ağır basarız...
Ancak dünkü mücadelede bu ağırlığımızdan eser yoktu!
Rakibe çok ciddi pozisyonlar vermedik, vermesine de, ofansa fazla adamla çıkamadık, Umut’la bir pozisyon bulduk, onu da direğe nişanladık!
Hiddink, takıma yeni yüzler, yeni heyecanlar arıyor, geleceğin kadrosunu oluşturmanın peşinde.
Doğru bir adım, ancak önümüzde Avusturya maçı var, rakibimiz büyük bir çıkış içinde, Allah korusun, o maçta da puan kaybedersek, ikincilik bile bizim için hayal olur.
Bu da bir gerçek!

Yazının Devamı

Aferin Abitoğlu!

6 Şubat 2011

Hakemleri eleştirmek, tarzım değildir. Ama sabrın da bir sonu vardır!
Abitoğlu’nu izlerken, çılgına döndüm!
Ayıptır, günahtır, emeğe saygısızlıktır!
Kurallar açık, küçük, büyük takım ayırımı yapamazsınız! Gördüğünüzü etki altında kalmadan çalacaksınız! Penaltıysa penaltı, kırmızıysa kırmızı!
Nerdeeee?
Abitoğlu, konuk takımın yüzde yüz iki penaltısını vermedi, maçın skorunu etkiledi!
Hangisini sayalım?

Yazının Devamı

Kalite konuştu

3 Şubat 2011

Beşiktaş'ın yükü ağır... Üç kulvarda söz sahibi olmak, sanıldığı kadar kolay değil. Kartal, diğer takımlara oranla neredeyse üç günde bir maç oynuyor. Böylesi bir trafikte iş kazaları elbette olacaktır. Ne var ki, kadroya baktığımız zaman Beşiktaş, bu üç kulvarda da söz sahibi olacak bir yıldızlar topluluğudur.
Buna karşın Kartal, öylesine iş kazalarına uğruyor ki, kalitesine yakışmıyor. Süper Lig'de avantaj yakalayacağı maçlarda sürpriz yenilgiler alıyor, doğal olarak da eleştiriler birlikte geliyor. Kartal'ın bu yenilgilerde en büyük handikapı, rakibin kapalı savunma anlayışını bir türlü çözemeyişidir.
Gaziantep Büyükşehir de bu düşünceyle çıktı sahaya... Ancak konuk takımın bu direnişi sadece 23 dakika sürdü. Önce Bobo, ardından Fernandes'le öne geçen Beşiktaş, ikinci yarıda konuk takımın ofansif oyuna dönüşüyle birlikte hem farkı yakaladı, hem de kupada yarı final kapısını sonuna kadar araladı.
Bu maç trafiğinde Schuster'in geniş kadroyu kullanması ve yedek oyunculara şans tanıması, bir teknik adam doğrusudur bizce. Ancak Ernst gibi bir yeteneği üç yabancının alınmasından sonra yedeğe çekmesini yadırgadık ve Alman hocayı bu düşüncesi nedeniyle eleştirdik. Bize kızanlar da

Yazının Devamı

Suçlular ayağa kalkın!

31 Ocak 2011

Cenk, iyisin-hoşsun, yeteneklisin, kritik pozisyonlarda öne çıkıyorsun, kurtarıyorsun, bir de şu topları kontrol edebilsen, elinden kaçırmasan, dört-dörtlük olacaksın. Yediğin ilk gole bak! Hiç sana yakışıyor mu? Topa çıkışın, zamanlaman, cesaretin mükemmel, ama kontrol edemedikten sonra neye yarar bu özellikler?
Hadi Cenk'i de geçtik. Sivok efendiye ne demeli ? Sivok, topu bırakmış, golün sahibi Vinicius'un formasını çekiştiriyor, asıl görevini rafa kaldırmış, yedek kalmaktan futbolu unutmuş!
Gelelim asıl suçluya!
Aurelio, üç kişinin arasına girmiş, sanırsınız ki, teknik kapasitesi yüksek (!), aradan sıyrılmaya çalışıyor, topu kaybettiği gibi, rakibinin bileğine basıyor tekmeyi, üstelik hakem yanında, takımını on kişi bırakıyor. Nerede kaldı senin profesyonelliğin? Sende kabahat değil, seni ilk on birde oynatanda suç! Adam Schuster'den torpilli!
Peki, Schuster'e ne demeli? Takımda sakat ve cezalılar nedeniyle rotasyona gitmiş, haklı, buna lafımız yok. Adam takıntılı, her maça beş yabancıyla çıkıyor! Fernandes'i süs olsun diye mi getirdin? Ya da Ernst, sana ne yaptı? Adamla alay eder gibi, son beş dakikada oyuna sürüyorsun ! Skoru değiştirmek için çare üreteceğine, hakemle

Yazının Devamı

Rotasyon rafa kalktı

27 Ocak 2011

Güneş hoca, rotayı tamamen lige çevirmiş, kupayı da ikinci plana itmiş! Sahaya sürdüğü on bir, bunun en büyük göstergesidir. Güneş; Engin, Jaja, Selçuk, Cale, Serkan, Burak ve Cale’yi kadroya bile almamış, Umut ve Colman’ı da yedek soyundurmuş. Kimine göre doğru, kimine göre yanlış. Bizce doğrusunu yapmış Şenol hoca...
Çünkü, önünde büyük bir hedef var, avantajlı konumda. Yani, hem ekonomik, hem de onursal anlamda devler ligi söz konusu... Kaldı ki, Güneş hesap kitap adamıdır, öyle kolay, kolay hata yapmaz. Eğer hedef büyükse ki, öyle, o zaman birinden ödün vermeniz doğru tercihtir.
Güneş’in bu düşüncesinin temelinde de zorluk derecesi yüksek ve zirve yarışını etkileyecek Fenerbahçe maçı yatıyor, kuşkusuz... Güneş’in asıl sorgulaması gereken bizce, ilk on birde forma şans verdiği futbolcuların performansıdır. İlk yarıda ne direnç gösterebildiler, ne dişe dokunur pozisyon üretebildiler. Zirveyi zorlayan bir ekibin, yedeklerine bu performansı yakıştıramadım doğrusu...! İkinci yarıda biraz toparlandılar, hem gol buldular, hem savunmada iyi bir direniş gösterirken, yenilgiden kurtulamadılar, kupaya da veda ettiler.

Schuster’e geçer not

Gelelim, asıl aktöre, yani Kartal’a....

Yazının Devamı

Top artık Schuster’de!

22 Ocak 2011

Farklı skora bakıp, Kartal’ın geleceğiyle ilgili ahkam kesmek, onca puan açığını kapatır, zirveye kanat çırpar demek, pek doğru düşünce değil bizce.
Buca’nın eti-budu ne ki? Kendi yağıyla kavrulan bir ekip, ligde kalmanın hesapları içinde, ne koparırsa kâr!
Böylesi bir rakip karşısında Beşiktaş’ın farkı yakalaması, yıldızlarıyla, şovunu yapmasından doğal başka ne olabilir ?
Sokaktaki adam, Beşiktaş için ‘uzay takımı’ diyor, daha da ileri gidiyorlar, ‘şampiyonluktan’ dem vuruyorlar! İyi takım olduğu gerçek, ama iddialı konuşmak için sadece biraz sabırlı olun beyler!
Kartal’ın fotoğrafı çok net...
Almeida, Simao ve Fernandes... Hepsi birer marka, birer yıldız... Bu üçlüye Guti ve Quaresma’yı da ekleyecek olursak, Beşiktaş kelimenin tam anlamıyla yıldızlar topluluğudur artık...
Son transferler Beşiktaş’ta ilk yarıda kaybolan özgüven duygusunu ortadan kaldırdığı gibi, takım içinde müthiş bir rekabeti de beraberinde getirecektir kuşkusuz..

Yazının Devamı