Biliyorum, içinizden Sergen Yalçın’a kızıyorsunuzdur, ya da sitem ediyorsunuzdur; Beşiktaş’ın ideal kadrosunda böylesi köklü rotasyona gittiği için!
Yoo sakın kızmayın, Sergen Hoca çok doğru yaptı bence...
Niye mi?
Arkadaş Kartal’ın maç trafiği acayip yoğun, nerdeyse haftada üç maç yapacak.
İç hatlar, dış hatlar...
Ne yapsın?
Eee kadroda derin, tabi ki birilerini dinlendirecek, birilerini oynatacak.
Devler Ligi’nin tadı başka oluyor, insan, izlerken keyif alıyor. Beşiktaş, ilk sınavında Dortmund’a adeta 20 dakika kök söktürdü, nefes aldırmadı. Bu süreye Batshuayi ile bir pozisyon sıkıştırdık ama atamadık, kaleci kornere tokatladı.
Tribünlerin inanılmaz desteğiyle adeta coşan Kartal, mükemmel oynadığı bu bölümde golü kalesinde gördü. 20. dakikada Bellingham, Ersin’in bacak arasından topu filelere gönderirken Kartal şoka girdi. Nitekim Haaland 27’de topu müsait durumda auta gönderdi, yüreğimiz bir kez daha ağzımıza geldi!
Valla Pjanic muazzam bir yetenek... Öyle paslar atıyor ki, hepsi başlı başına büyük tehlike... Batshuayi’nin pozisyonunda da pas ondan geldi. İsabetli pasları, sıkışan oyunu açması, asistleriyle Pjanic bana Hagi’yi anımsatıyor.
Ofansif oynamak, baskı kurmak tamam, ancak savunma güvenliğini de sıkı tutacaksınız! Valla sadece ilk golde değil, oyunun tamamında Vida’nın yokluğunu hep hissettik. Ender hatalar da yapsa, Vida Vida’dır, Kartal’ın savunmadaki sigortasıdır.
Ayrıca fizik kondisyonunuzu da ekonomik
Beşiktaş’ta Vida’nın yanında kaptan Necip, N’Sakala’nın yerine ise Rıdvan Yılmaz oynadı. Valla böylesi tercihe can kurban arkadaş! Amaç, yenileri 11’de sahaya sürmekti, yani Alex Teixeira, Pjanic ve Batshuayi, valla üçü de birbirinden yetenekli.
Hele hele Pjanic’e ne demeli? Adam başlı başına bir bela, çok teknik, Batshuayi’nin attığı goldeki asistini gördünüz mü, o nasıl pastır arkadaş? Teknikle zekanın birleşiminin adresi Pjanic’tir... Sadece asist yapmıyor, pres yapıyor, adam kovalıyor, transfer dediğin budur, nokta atışıdır. Tabi ki Batshuayi de tipik bir golcüdür, yeter ki beslensin, gerisini ona bırakın, zorluk derecesine bakmaz, gollerini sıralar!
İlk yarı mı? Tabi ki Beşiktaş... Hem de her yönüyle, ben söylemiyorum, istatistikler ortada... Topla oynama, baskı, top kazanma, futbol adına ne ararsanız, herşey Kartal’ın lehine....
Eee bu kadar fark doğal olarak bu yarıda iki farkı beraberinde getirdi. Batshuayi ve N’Koudou, gollerin patenti ise onlara aitti.
***
Futbol böyle bir oyun işte... 52’de Batshuayi’nin attığı
Valla, şu sıralarda sokaktaki futbolseverler arasında Beşiktaş bir numaraya yükseldi, herkes Kartal’ı konuşuyor.
Eee nasıl konuşulmasın, neredeyse bir takıma eşit dış transfer gerçekleştirildi... Öyle haybeden oyuncular değil, birçoğu dünya yıldızı... Sayalım mı? Ghezzal, Umut Meraş, Mert Günok, Montero, Batshuayi, Salih, Kenan, Mehmet Topal, Pjanic, Rosier, Teixeira ve Can Bozdoğan....
Batshuayi, Teixeira ve Pjanic dünya yıldızı isimler. Rosier ve Ghezzal’ın da onlar aşağı kalır yanı yok. Yerliler de bizim yıldızlarımız, hepsi de nokta atışı transferlerdir... Bu kadro iç ve dış hatlara yeter. Demem o ki geçen sezon o kısıtlı kadroyla iki kupaya imzasını atan Sergen Yalçın, bu kadroyla Kartal’ı uçurur, merak etmeyin, uçurur.
Kaldı ki Sergen hocanın mazeretlere sığınmadığını geçtiğimiz sezon gördük. Forvetsiz çıktı son maçlara, şikayet anlamında bir kelime duydunuz mu? Yoooo... Forvetsiz şampiyon olacağını söylemedi mi, söyledi. Oldu mu, oldu...
Başkan Ahmet Nur Çebi’ye de helal olsun, muhteşem bir transfer politikası uyguladı, sağ
Avrupa Şampiyonası finallerinde A Milli Takımımız büyük bir ‘travma’ yaşamıştı. Bunun olumsuz yansımaları görüyoruz ki Dünya Kupası elemelerinde devam ediyor malesef!
Sadece futbolcular mı?
Elbette hayır...
Tecrübeli hocamız Şenol Güneş de demoralize, vücut dili negatif, Karadağ maçından sonra bu iki faktör tavan yapmış adeta!
Hep içine atıyor, dışa vurmamak adına büyük özen gösteriyor! Cebelitarık’ı birçok kişi boğaz olarak bilir, işin esprisi (!), ülkenin nufüsü 35 bin civarında, bazı konularda İngiltere’ye bağlı.
Futbol kalitesi mi? Grupta SIFIR puanı var, anlayın!
Öyle ofansif falan değil, savunmaya kapanıyor, ama fark yemekten de kurtulamıyor!
Sosyal yaşamımızda sıkça kullandığımız, “Huylu huyundan vazgeçmez” diye bir atasözümüz var. Tam da Adana Demirspor’un yeni transferi dünya yıldızı Balotelli’ye göre!
Adamın yaşamı ister saha, ister saha dışı olsun, hep vukuatlarla dolu, yazmaya kalksak, inanın kitap olur, kitap!
Efendim, gelir - gelmez, “Ben değiştim, eski Balotelli değilim” sözlerini anımsıyorum. Fakat bırakın değişmeyi dakika bir Konya maçına arıza yaptı!
Sahadan alındı, yedek kulübesini tekmeledi, çıldırdı!
Sanırsınız ki, forma tapulu malı!
Kaldı ki Samet Aybaba hoca, üç haftadır ilk 11’de sahaya sürüyordu. Kötü oynuyorsa ki bu onun doğrusu, tabii ki kenara alabilir. Bu oyunda hiç kimse vazgeçilmez değildir, adın Balotelli bile olsa! Tabii bir gerçek daha var, bu tip egosu ve de arızaları yüksek oyuncuları alırken kılı kırk yaracaksınız, ünlü diye üstüne atlamayacaksınız!
Ne oldu?
Beşiktaş’ın iki yenisi Alex Teixeira ve Batshuayi, nokta atışı transferdir. İlk 11’de sahaya çıkmaları büyük fırsattı kuşkusuz... Teixeira, orta sahada çok etkili, çabuk, teknik ve attığı mükemmel golle kalitesini ortaya koydu. Öyle tesadüf bir gol değil, bilerek, görerek.
Batshuayi mi? Müthiş, ligi sallayacağı kesin, ilk yarıda fırsatlar yakaladı atamadı, ama mücadelesi inanılmaz. İki ayağını da kullanıyor, en büyük özelliği ise çok çabuk ve teknik, buldu mu, her yerden vuruyor, bir topu da direkten döndü.
Valla, bu ikiliyi bulana, alana helal olsun... Haa ne kadar para alacaklar, beni hiç ırgalamıyor, önemli olan son şampiyona yapacakları katkı. Kaldı ki Devler Lig’inde Kartal ülkemizi temsil edecek, o kulvarda bu ikilinin güzel işler yapacağına inanıyorum.
İlk yarıda kendi sahasına kapanan, kontratakla pozisyon arayan bir Karagümrük, sahanın her yerinde presle rakibini boğan bir Beşiktaş izledik. Eee temponun da yüksek olması doğal olarak bu yarıda pozisyon üretimine de olumlu yansımalar yaptı. Ahmed Musa ve
Süper Lig’de iki haftayı geride bıraktık, görüyoruz ki, hakem cephesinde değişen bir şey yok, ‘aynı tas, aynı hamam’ misali! Ne yazarsan yaz, ne kadar eleştirirsen eleştir, onlar için hiç fark etmiyor, bildiklerini okumaya devam ediyorlar!
Yahuuu arkadaş her türlü olanağa sahipsiziniz, gerek maddi, gerekse manevi olarak. Hadi acemi olsalar ne ala, ‘gençtir, hata yapabilir’ der, idare ederiz. Kokartlılar, tecrübeliler adeta hatalı kararlar vermek için birbirleriyle yarışıyorlar!
Örnek bir değil ki, es geçesiniz! Fenerbahçe maçında Antalyaspor lehine verilmeyen penaltı, üstelik VAR’a rağmen. Haaa verilseydi ne olurdu, pozisyon ofsayt, penaltı iptal olurdu. Hadi bunun su götürür tarafı var, fazla didiklemenin anlamı yok! Peki, Trabzonspor maçında verilen penaltıya ne demeli?
Rıza Çalımbay; “Hakem arkadaşlar bir hafta önce bize seminer verdiler, eli kapalı pozisyonların penaltı olmadığını söylediler. Şimdi söylediklerinin aksine burada penaltı veriyorlar” diyerek sitem etti. Başkası olsa, adamı denize