Malatya freni!

16 Aralık 2019

Süper Lig’de bu sezon bir gerçek var, artık Anadolu takımları öyle eskisi gibi ‘çantada keklik’ değiller. Baksanıza düşmeye aday Ankaragücü, geliyor deplasmanda Aslan’a kafa tutuyor, iki farkı kapatıyor, evine puanla dönüyor.
Ya lider Sivasspor, yere-göğe sığdırılamayan (!) Fenerbahçe’yi farklı yeniyor, koltuğunu koruyor. Alanya’nın da o koltukta bir süre oturduğunu da anımsatalım. Alın size Malatyaspor, 85 dakika Kartal’a direndi, savunmasını sağlam tuttu, Kartal’a el freni çektirdi, üç puanı kapıp, evine döndü. Önce Bifouma, ardından da Jahoviç’in penaltı golüyle maçı iki farklı kazandı, kutlarız. Topla oynama yüzdesi senden yana olsa ne yazar kardeşim, gol atamıyorsan o rakamlar yok hükmündedir!
***
Son altı haftayı firesiz geçen, Beşiktaş’a dün ilk yarıda harika takım savunması yaparak kafa tuttu, güçlü rakibine öyle aman-aman net bir gol pozisyonu vermedi. Kaldı ki, Malatya’nın topu kazandıkları anda hücuma çok adamla çıktığını da

Yazının Devamı

Veda ağır oldu!

13 Aralık 2019

Hedef ortadan kalkınca teknik adamlar yedeklere sarılır, gelecek vaat eden genç oyunculara şans verirler. Özellikle yarışmacı takımlarda öyle köklü rotasyona gitmek zordur, bu anlamda teknik direktörler pek riske girmezler, doğrudur da.. Dememiz o ki, Beşiktaş Teknik Direktörü Abdullah Avcı’nın UEFA Avrupa Ligi’ndeki son maçta Kerem, Erdoğan ve Erdem’i Wolves karşısında onbirde sahaya sürmesini yadırgamadım. Tam tersi böylesi maçlarda gençleri yukarıya çekmenin yolu da, yordamı da budur.
Maçın ilk yarısında sürekli yenilere, yani gençlere gözlerim takıldı. Erdoğan, Kerem ve Erdem, ufak-tefek hatalar da yapsalar, sırıtmadılar. Benim kafama takılan Güven Yalçın, ilk onbirden yedeğe düştü, eski günlerini arıyor! Koca 45 dakikayı boş geçti, dolaştı durdu! Gençlerle takviyeli Beşiktaş, rakibine bu yarıda öyle aman-aman ciddi bir pozisyon vermediği gibi, kendisi de bulamadı! Elbette, gençlerin heyecanlı olması hatalar yapması doğal, oynaya oynaya tecrübe kazanacaklar. İlk yarıda rakibine pozisyon vermeyen

Yazının Devamı

Ljajic’in yerine Umut olmaz mı?

12 Aralık 2019

Bu oyunda yönetimler, teknik adamlar ve futbolcular elbette eleştirilecektir. Yeter ki eleştirirken, yan yollara sapılmasın, ağacı da kökünden sökmeyelim!
Örneğin Abdullah Avcı hocamız... Çok duygusal bir yapıya sahip olduğunu biliyorum... Beşiktaş’ta iş yaptığı dönemlerde kötü gidişatta tepkilerin geldiği anlardaki yüz ifadesiyle, bugünkü ifadesi arasında dağlar var. Şu bir gerçek ki, başarının temel taşları ‘moral-motivasyon’ artı ‘öz güvendir’... Bu duyguları taşıyan herkes başarılı işlere imza atar. Nitekim Avcı da Kartal’da büyük başarılara yelken açtı, hedefe doğru emin adımlarla yürüyor. Kaldı ki, elinin altındaki kadro öyle bol alternatifli değil, “yoktan var” ediyor, asla şikayetci de değil, belki de içine atıyor.
Neticede o da bu kulübün bir parçası, ekonomik sıkıntıyı bizler kadar o da biliyor. Yani Avcı’nın ‘bir eli yağda, diğer eli balda’ değil. Böylesi bir tabloda Kartal’ı zirveye ortak etmek yadsınamayacak bir başarı öyküsüdür.
Gelelim

Yazının Devamı

‘Umut’um ol yeter!

9 Aralık 2019

Beşiktaş sezon başından bu yana sakatlıklardan çektiği kadar hiçbir şeyden çekmedi! Biri düzeliyor derken, diğeri sakatlanıyor! İşte Ruiz, Vida’nın partneri, artı N’Koudou da sakatlar zincirine eklendi.
Avcı ne yapsın, ideal onbir peşinde koşuyor, sakatlıklar nedeniyle hedefine hep uzak kalıyor! Bunun içindir ki hiç kimse Beşiktaş’tan böylesi handikaplar nedeniyle iyi futbol falan beklemesin!Dememiz o ki, bu oyunda kazanmak önemliyse, Kartal bunu fazlasıyla başarıyor. Örneğin dünkü maç, on kişi kalmış Kasımpaşa karşısında ilerde çoğalamıyor, bunu beceremediği gibi, ikinci golü de kalesinde görüyor! Kazanma duygusu çok önemli, Kartal’ın en büyük özelliği bu olsa gerek. Uzatmalarda da olsa, Umut’un iki golüyle Kartal, üç puana kanat çırptı.
***
Elbette dünkü mücadele öncesi son 5 haftayı firesiz geçen Beşiktaş maçın favorisiydi. Nitekim, Hafez’in 15’te kızarması, Kartal’ı avantajlı hale getirdi. Ne var ki, bu oyunda her şey terse dönebiliyor, tıpkı dün

Yazının Devamı

Haydi Kartal Yuvası’na

5 Aralık 2019

Beşiktaş’ta işbaşına gelen Başkan Ahmet Nur Çebi ve arkadaşlarını, böylesi bir ekonomik krizde taşın altına ellerini koydukları için alkışlıyoruz.
İşleri öyle pek de sanıldığı kadar kolay değil... Borç almış başını gidiyor, kasa tam-takır! Dostlar, mayıs ayına kadar 500-600 milyon gibi paraya gereksinim olduğunu söylüyorlar.
Valla, başkan Çebi’nin bu yükün altından nasıl kalkacağını camia gibi, ben de merak ediyorum.
Kolay mı, o borcun altından kalkmak, kulübü düzlüğe çıkarmak? Bir yanda borçları sıfırlayacaksınız, diğer yandan takımı yarışın içinde tutacaksınız!
Neyse ki, Ümraniye yani siyah-beyazlı takım müthiş bir çıkış yaptı. Kartal zirveye kanat çırpıyor, yönetim de biraz olsun yüzler gülüyor. Gelin görün ki, başkan ve arkadaşları her gün toplantı üstüne toplantı yaparak çözüm üretmeye çalışıyorlar. Yönetim, sponsor firmalarla yeniden masaya oturup, teklifler götürecek; artı, yeni sponsor arayışına girecek. Yani sizin anlayacağınız yönetim kanadı,

Yazının Devamı

Kartal 5. viteste!

3 Aralık 2019

Kişisel olarak golcü futbolcuların hep ‘egoist’ olduğunu düşünmüşümdür, doğrudur da... Neticede onların işi bu, yani gol atmak. Örneğin, Burak Yılmaz, Beşiktaş’ın bu kulvardaki tek alternatifidir, sürekli golü düşünüyorsa, bırakın vursun kardeşim, homurdanmayın! Neticede deniyor, deniyor, kolayları kaçırıyor, en zorunu başarıyor!
İlk yarıda Burak Yılmaz, tam tamına üç kez topla buluştu, denedi olmadı, birinde Adem Ljajic’e çıkarabilirdi, yapmadı. Baktı atamıyor, Atiba’ya nefis bir asist yaptı, tecrübeli futbolcu zor pozisyonda topu filelere gönderirken, farkın habercisi oldu. İkinci gol mü, o da yine bir savunmacıdan geldi, kim mi Gökhan Gönül... Cezaalanı dışından bazuka gibi bir şut çıkardı, savunmaya çarpan top filelerle kucaklaştı. Dememiz o ki, Gökhan Gönül’e ekstra işlerini dün de nefis bir golle taçlandırdı.
Gelelim, ilk yarının skorunu belirleyen Burak Yılmaz’ın golüne, Elneny’nin asistinde, ceza alanı dışından topu o köşeye göndermek, kolay mı sanıyorsunuz?

Yazının Devamı

Umudumuz bitmedi

29 Kasım 2019

Skor tabelası ne olursa olsun, UEFA kulvarında Başakşehir’in ülkemiz adına tek kalması, gruptan çıkma şansını sürdürmesi, elbette alkışı hak ediyor. Roma’nın ne denli etkili ve güçlü olduğunu biliyoruz. Böylesi bir rakip karşısında Başakşehir’in savunma ağırlıklı ve kontrollü oyun anlayışını yadırgamadım. Fırsatlar da aradı. Bu taktik taa 30. dakikaya kadar fena işlemedi. Mehmet Topal’ın cezaalanı içinde elle oynamasıyla gelen penaltı ve Veretout’un atışı gole çevirmesi, temsilcimizde şok etkisi yarattı, savunma oyundan düştü (!) ardından goller geldi, sahasında ilk farklı mağlubiyetini aldı.

Haa bu dakikaya kadar temsilcimiz iki fırsat üretti, golle taçlandıramadı. Örneğin Edin Visca 5’te biraz dikkatli olsa, topu köşeye bırakması işten değildi. 19’da Kluivert, Visca’nın asistinde Mancini’ye takıldı, buldun mu atacaksın, arkadaş! Roma’ya bak, ürettiğini atıyor, affetmiyor! Önce Kluivert, ardından da Dzeko şık golleriyle ilk yarının skorunu belirledi.
Kaleci Mert’i beğeniyorum, yetenekli ve de oldukça

Yazının Devamı

Karaman’a şapka çıkarın

28 Kasım 2019

Başakşehir, Sivasspor, Göztepe ve Kasımpaşa... Bu takımlar size neyi çağrıştıyor, sevgili okuyucularım? İster inanın, ister inanmayın, Süper Lig’de kasasında para ve sıfır borcu olan takımlarımız. Herkesin parası tıkır-tıkır ödeniyor, hiçbir futbolcu UEFA’nın kapısını bilmiyor...
Ya diğerleri? Ne siz sorun, ne ben söyleyeyim... Benzetme yerindeyse uçan kuşa borçları var, yöneticiler sürekli UEFA’nın kapısını çalıyor, çözüm arıyor, sözün kısası başları oldukça dertte! Eeee hani o arka bahçeniz, yani altyapıları görmemezlikten gelirseniz, gırtlağa kadar borca saplanır, kalırsınız!
Yıllardır bu mesleğin içindeyim, Beşiktaş’la olan birlikteliğim neredeyse 46 yıla dayanıyor... Takımlarımızda tek-tük yabancıların olduğu yıllarda, altyapıdan yetişen, A takımla başarıdan başarıya koşan oyuncularımızı hatırlıyorum. Örneğin Beşiktaş, altyapısayla, hocalarıyla, yetiştirdiği oyuncularla, bir numaraydı, birçok takıma da örnekti. Lafı eğip-bükmeden, günümüze dönelim, bugünkü ekonomik tablonun

Yazının Devamı