Beşiktaş haftalardır, taraftarlarına adeta ‘azap’ çektiriyor, oldukça sıkıntılı bir süreçten geçiyor! Haftanın derbisi Kartal’ın kurtuluş reçetesi niteliğini taşıyordu kuşkusuz. Dememiz o ki, derbiyi kazanmaktan başka çaresi yoktu Kartal’ın... Nitekim futbolcular da farkında, Galatasaray karşısında presi öne çıkardılar, konuk takımın yumuşak karnı olan savunmasındaki hataları kovaladılar.
Gelin görün ki, ilk yarıda üretilen onca pozisyonu golle taçlandıracak kramponu mumla aradık! Hangisini yazsak, hangisini eleştirsek, şaşırdık! Umut Nayir kardeşimizin kaçırdıklarını biz sayamadık! Diaby, Lens ve Vida da bu kervana katılan, ilk yarının kaçıranları! İddia ediyorum, Burak Yılmaz olsaydı, o fırsatların en az ikisi gole dönerdi.
Ne var ki, Türkiye’nin bence bir numarası Muslera gibi kalede bir Aslan var, neredeyse uçan kuşu tutacak, helal olsun. İkinci yarının hemen başında Diaby bir şutu var ki, onu ancak Muslera çıkarır arkadaş. Çerceveyi bulamıyorsanız, eyy golcüler işiniz zor.
Kartal’ın maç başından bu yana
Beşiktaş’ın sahaya çıkan onbirine takılmıyorum artık! Niye mi, Avcı her maç öncesinde ‘sakata’ geliyor, o da bizler gibi şaşkın! Braga karşısına çıkardığı onbir, fena başlamadı maça. Gelin görün ki, üretilen fırsatları gole çevirecek son dokunuşları yapacak futbolcuyu ara ki, bulasınız arkadaş!
Hangisini saysak, daha 5’de Boyd’un vuruşunda top direkten döndü... 8’de Rebocho’nun, müsait pozisyonda attığı şut savunmaya takıldı. 44’de kazanılan frikik atışında Ljajic’in şutunda top üst direğe çarparak auta gitti. Hadi bunları geçtik, şanssızlık ya da beceriksizlik diyelim, rakibin yapamadığını maşallah bizler yapıyoruz! Ya kendi kalelerine atarlar, ya da rakibe pozisyon yaratırlar! Yılların tecrübesi Oğuzhan’ın hatalı pası, Kartal’a pahalıya patladı! Horta araya girdi, Vida’yı geçti, golünü attı, ilk yarının skorunu belirledi! Adamlar akıllı ve de disiplinli oynuyorlar, buldu mu affetmiyorlar, ya siz?
***
İkinci yarıda Braga ofansa döndü, nitekim 48’de kalemizde büyük tehlike
Beşiktaş’ın olağanüstü kongresinde üç aday yarıştı, ipi Ahmet Nur Çebi göğüsledi, başkanlık koltuğuna oturdu. Bu seçimle ilgili çok hikayeler yazabiliriz, ancak bu ekonomik tabloda üç adayın çıkması alkışlanacak bir fotoğraftır, üçüne de helal olsun.
Kongre öncesi bu köşede rüzgarın Çebi’den yana estiğini öngörmüştüm. Bu rüzgar sandıkta kasırgaya dönüştü, hayırlı uğurlu olsun. Serdal Adalı ve Hürser Tekinoktay da kim ne derse desin, alkışı hak ediyor... Evet, seçimin bir kaybedeni var, ama KAZANAN Beşiktaş olmuştur. Ekonomik şartları biliyoruz, bu taşın altından kalkmanın zorluklarını yinelemeye de gerek yok. Artık kongre geride kaldı, seçilen yönetime herkesin sahip çıkması ve saygı duyması şart. Evet, Beşiktaş’ta gün birleşme ve destek zamanıdır.
Sandıktan çıkıp, rotayı Ümraniye’ye kıralım... Süper Lig’de Kartal 8 haftayı geride bıraktı. Bu süreçte benzetme yerindeyse Avcı ve ekibi “Dokuz doğurdu” adeta! Kartal’ın
Beşiktaş’ın sezon başından bu yana üst üstte iki maça aynı kadroyla çıktığına tanıklık etmedik. Bir yanda sakatlıklar, diğer yanda kart cezaları, bir teknik adamın korkulu rüyasıdır! Böylesi negatif tablolarda hiçbir teknik adam, kafasındaki ideal onbirini bulamaz!
Kartal’da tam biri iyileşiyor, hop arkadan iki kişi sakatlanıyor! Avcı ne yapacağını şaşırdı. Acaba kurşun mu döktürse? İşin özeti, Avcı’nın güvendiği dağlara, sekiz haftadır karlar yağıyor! Kim mi, elbette Burak Yılmaz, ikinci yarıda net bir pozisyondan yararlanamadığını gibi, 66’da sakatlandı, kenara alındı! Sadece o mu, Diaby iki net, bir de Umut Nayır, o fırsatlar kaçar mı?
Bir de şu ofsayt meselesi var, arkadaş net pozisyonlara bayrağı çekin, VAR’ı beklemeyin! Haa fludur, kaçırmışsındır eyvallah. Net, arkadaş net, elinizi tutan mı var?
***
Tüm bu handikaplara karşın, Avcı’nın Ankaragücü karşısına sürdüğü kadro fena değildi... İlk yarıda eksik Kartal, arzulu, iştahlı ve baskılı bir oyun ortaya koydu. Nitekim bu özellikler istatistiklere de yansıdı, top yüzde 70
Beşiktaş’ta olağanüstü kongre için geri sayım başladı, dört aday çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor, destek arıyor. Kongrede kim şanslı, kim ipi göğüsler? Görünen bir gerçek var ki, Ahmet Nur Çebi ile Serdal Adalı kantarda ağır basıyor. Hem Adalı, hem de Çebi, üyeler arasında nabız yokluyor.
Biz, MİLLİYET olarak tarafsızlık ilkelerimizden bir milim taviz vermedik, vermeyiz. Başkan adaylarının açıklamalarını, özel söyleşilerini, seçilmeleri halinde hedeflerini satırına dokunmadan sayfalarımıza taşıyoruz, etik olanı da budur.
Türkiye çapında 150’ye yakın dernek var. Bunlardan 121’nin etkin olduğunu duyuyoruz. Derneklerin çoğunluğunun desteği Ahmet Nur Çebi’ye yakın olduğu da ileri sürülüyor. Sosyal medyayı takip ediyorum, görüyorum ki Ahmet Nur Çebi’nin lehine bir rüzgâr var, Adalı da geri kalmıyor.
İsmail Ünal ve Hürser Tekinoktay’ı da yok sayamayız. Asıl belirleyici kongreye katılım sayısının olacağını sağır sultan biliyor. Kongre kulislerinde,
Beşiktaş’ta başkanlık koltuğu için dört aday yarışacak. Tabii geri adım atan olmazsa... Olabilir mi?.. Olasılığı yüksek... En azından kuşlarım öyle söylüyor!
Kongrelerin eskiden beri değişmez bir kuralı vardı; “İktidar adayı şartlar ne olursa olsun, bir adım öndedir...”
Ancak böylesi ekonomik krizin tırmandığı bir ortamda bu yerleşmiş cümlenin artık pek geçerliliği kalmadı! Kulislerde Serdal Adalı’nın çok az farkla önde olduğu konuşuluyor. Bunu şimdilik yüzdeye vurmak imkansız. Yüksek bir katılım beklendiğinden oy dengeleri her an değişebilir.
Ama görünen bir gerçek var o da kim parasal açıdan güçlü bir yönetim oluşturursa, ipi göğüsleyecektir... Çünkü, ekonomik tablo ortada. Güçlü liste kongrede başkan adayını belirleyecek en büyük faktör olarak önümüze çıkacak.
Adalı’nın işbaşındaki yönetimden isimlere yer vermesi şansını riske atar! Adalı’nın eski yönetimden sadece Genel Sekreter Ahmet Ürkmezgil’e teklif
Ahh şu hakemlerimiz ahhh! 7 haftayı geride bıraktık, ‘düzelirler’ dedikçe, hata yapmaya devam ediyorlar! Hangisini yazsak...
Rize-Trabzon maçı; Hüseyin, Oğulcan’ı arkadan itiyor, 1-0 ev sahibi önde, üstelik kaleci ile karşı karşıya buz gibi penaltı, veren yok! Ya Galatasaray’dan Belhanda’nın düşürülmesine ne diyeceğiz? Beşiktaş-Alanya maçında Atiba ile Fenerbahçe-Antalya mücadelesinde Diego’nun pozisyonları aynı, ikisi de penaltı.
Değişen kurallar ne diyor, ona bakalım... Elin konumu, vücudun genişleyip, uzaması çok önemli. Kol yukarı kalkarsa vücut uzuyor, yana açılırsa, vücut genişliyor... Dememiz o ki, Atiba’nın kolu açık olduğu için vücut genişlemesi söz konusu, bu da penaltıyı gerektiriyor. Bizler değil, kurallar yazıyor!
Gelelim bitmek-tükenmek bilmeyen VAR olayına... Hem Beşiktaş hem de Fenerbahçe maçında hakemler pozisyona çok yakın, rahat süzebilecek konumdalar... Diyoruz ki VAR niye meydanda yok? Her iki pozisyonda hakemlerin vücut dili de çok önemli, zaten o
Bu oyunda özgüven dibe vurduğu anda, kaybetme korkusu zirve yapar, eliniz-ayağınıza dolaşır, tedirginlik başlar! Beşiktaş’ın ligin ilk altı haftasındaki görünen fotoğrafı budur. Düşünün yedi haftada yaşanan puan kaybı 13... Ancak Galatasaray ve Fenerbahçe’nin kayıplarının da buna yakın olduğunu anımsatalım! Avcı’nın elinin altındaki kadro yeterli mi, değil mi, tartışlır! Sadece kadro yetersizliği mi, ya formunun uzağındakilere ne demeli?
***
Evet, ligin altı haftasında yalpalayan, uçurumun kenarlarında dolaşan Kartal, aradığı çıkış tünelini ve de morali lider Alanyaspor karşısında buldu. Kaldı ki Alanyaspor, iyi futbol ve de etkili kramponlara sahip, bulunduğu yeri rastlantı olarak değerlendirirsek, ayıp ederiz. Gelelim, dünkü Beşiktaş açısından kritik mücadeleye... Valla, ilk yarısından keyif alan var mı? Lider Alanya, kontrollü ve de savunma ağırlık oyununu onlara yakıştıramadım! Beşiktaş’ın kadrosu malum, ilk onbirde çürük dişler var! Örneğin, Adem Ljajiç, yedi haftadır, ortalarda yok! Oğuzhan, gerçek enerjisinden yoksun, nerede o iş