Yeniden sizlerle birlikte olmak, her hafta bu köşeden dilimiz döndüğünce gündeme dair, düşüncelerimizi kırmadan, dökmeden paylaşmak çok güzel bir duygu...
Üç haftalık ayrılığımızın temelinde, görünmeyen bir kaza (!) geldi başımıza... Türkiye’nin en büyük kenti İstanbul’da yaşamanın zorluklarını anlatacak halimiz yok. Bırakın araçla trafiğe çıkmayı, yayaysanız mangal gibi yürek ister! Trafik diyoruz, ne var ki kurallara uymamak da elimize kimse su dökemez arkadaş!
Hani yaya yolları var ya, işte oralara araçları olanlar park ediyorlar! Niye? Para vermemek için! İlgililer bunun önüne geçmek için yolların kenarlarına adına ‘mantar’ diyorlar, onlardan döşüyor. Sırf yayalar rahat yürüsün diye... Gelin görün ki, o taşları kırıp, park edenler var maalesef! Ne yani oralara dikenli tel mi çeksinler arkadaşlar? Lütfen herkes sorumluluğunu bilsin, yaya yollarına park etmeyin ki, o taşlar, ya da mantarları döşemek zorunda kalmasınlar.
Bunları niye dile getirdim? Evet, ben de o taşların kurbanı oldum. Ayağım takıldı, sağ omuzum çıktı, yetmedi üç yerinden kırıldı. Bugün bana, yarın size arkadaşlar! Tam tamına bir aydır omuz askısıyla yaşıyorum, ağrılarla mücadele ediyorum.
Sağ olsun, Doç.
Antalyaspor maçı sonrası “Cenk Tosun yoksa, Talisca var” şeklindeki cümlemize sağ olsun taraftarlar alınmışlar, sosyal medyadan tepki gösterdiler. Olabilir, hakaret olmadığı sürece sıkıntı yok...
Gerekçeleri de Negrado’yu yok saymamız gösterildi. Ne var ki, bu savımız da dün ne denli haklı olduğumuz ortaya çıktı. Şimdi soruyorum, sizce Negrado var mıydı sevgili arkadaşlar? Kariyeri bizi hiç mi ilgilendirmiyor. Bizler mazisine değil, bugüne bakıyoruz, Beşiktaş’a katkısı olur mu, ya da Cenk Tosun’un yerini doldurabilir mi onu gözlemliyoruz. Görüyoruz ki, şu ana kadar bize pek de ışık vermiyor, inşallah toparlar!
Quaresma benim penceremden özel bir oyuncudur, topu fazla ayağında tutsa da ki, çok yakışıyor, pas vermese de beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Bize keyif veriyor mu, Kartal’ın galibiyetlerinde etkin oluyor mu, biz ona bakarız arkadaş... Gerisi detaydır. Quaresma, giderek olgunlaşıyor, artık eskisi gibi rakibe agresif değil. Dün de gördük ki Q7, Beşiktaş’ın temel taşlarındandır. Top ayağında olduğu zaman onu üç kişi kovalıyor, bunu görmemezlikten gelmek bu oyunun ruhuna aykırıdır. Bir de goller atabilse, direğe takılmazsa tadına doyum olmaz.
Efendim, Portekizli yıldızlı
Oturmuş ideal kadroyu bozmak, ayağınıza kurşun sıkmaktır! Ne var ki bu söylemin Şenol Güneş hocamızla ilgisi yok. Hele hele teknik adamlar takımın temel taşlarıyla asla oynamazlar. Pepe ve Tosiç, Kartal’ın değişmezleridir, ama ikisi de sakat, yoklar! Vida geldi ayağının tozuyla Medel’in partneri oldu. Elbette Vida’nın kumaşını tartışmayacağız, kalitesi belli. Mitroviç ne işe yarar ben de merak ediyorum doğrusu?
Böylesi bir tabloda onbirde yer alamıyorsa, ne zaman oynayacak? Yoksa gidici mi? Eee bir de Cenk Tosun gibi golcüsü İngiltere’ye kanat çırptıysa, Güneş elindeki malzemeden en iyisini üretmek zorunda, işi de bu zaten. Valla Talisca’nız varsa, geleceğe güvenle bakın, Brezilyalı sizi asla mahcup etmez. Negredo’nun yetersiz kaldığı anlarda (!) o ortaya çıkıyor. Nitekim Kartal’ın bol pozisyonlu Antalya deplasmanında üç puana uçuran isim olurken, maçın yıldızıydı bizce. Babel’i de unutursak ayıp ederiz. Savunmadaki bu zorunlu revizyon, dengeyi bozarken, rakibe çok pozisyon verilmesinde büyük faktör oldu. İlk yarıda Quaresma’nın ikinci yarıda ise Emre Güral ve Talisca’nın direkten dönen toplarını da unutmayalım.
Böylesi olumsuz tabloya karşın, Beşiktaş her iki yarıda da baskılı
Yazarımız Bilal Meşe sağ omuzundan geçirdiği bir operasyon nedeniyle bu haftaki köşesini yazamamıştır...
Beşiktaşlı dostları ve taraftarı anlıyorum. İç hatlardaki futbol ve alınan skorlar, onları mutsuz ediyor, farkındayız. Ne var ki, anlamadığımız bir şey var; sosyal medya kullanıcıları Sivasspor yenilgisinden sonra (tabii ki herkes değil), Şenol Güneş hocamızın istifasını istediler, bir darağacına çekmedikleri kaldı!
Ne oluyor arkadaşlar... Aklınızı ekmek-peynirle mi yediniz? “İstemezük!” dediğiniz Şenol Güneş, bu takımı iki yıl üst üstte şampiyon yaptı bu biiirrrr...
Aynı Güneş ve ekibi, Kartal’ı UEFA Kupası’nda uzun soluklu yarışta tuttu, ülkeye heyecan yaşattı bu ikiiii... Artı, Devler Ligi’nde Kartal’ı namağlup lider çıkaran ve 16 takımın arasına taşıyan kim? Güneş hoca, etti size üüüçç...
Peki, nedir sizi bu kadar isyan ettiren arkadaşlar? Tamam, Beşiktaş iç hatlarda sıkıntılı... Ancak bitmiş bir şey yok ki... Daha ligin ikinci yarısı var, unutmayın!
Liderle arada altı puanlık fark var. Merak etmeyin bu takım o farkı kapatır. Öyle bir iki yenilgi, bir iki puan kaybında isyan bayrağını çekerseniz, bu takım sezon sonunu nasıl getirir ? Evet, bazen ben de sizler gibi Kartal’ı iç hatlarda anlamakta zorlanıyorum?
Herkesin kafasında bir senaryo var, “Bunlar maç seçiyor” diye! Yahu
Şu istatistikleri bir masaya yatıralım öncelikle... Topla oynama oranları yüzde 70 Beşiktaş, yüzde 30 Sivasspor... Şut Sivas 11, Beşiktaş 25... İsabetli şut 7 Sivas, 10 Beşiktaş... Pas oranı yüzde 88 Beşiktaş, yüzde 64 Sivas... İsabetli pas 494 Beşiktaş, 163 Sivas... Toplam orta 49 Beşiktaş, 5 Sivasspor... Korner 15 Beşiktaş, 2 Sivasspor.
Rakamsal üstünlük hep Beşiktaş’tan yana, ne var ki skorboard eğer arızalı değilse 2-1 Sivasspor’u işaret ediyor!... Negredo’nun penaltı golü dışında tam tamına dört net pozisyonu var, var olmasına da, hepsi kaleciye teslim misali! Talisca ve Cenk Tosun final vuruşlarında biraz dikkatli olsalar, Kartal’ın üç puana kanat çırpması işten bile değildi. Şenol Güneş, farklı Osmanlı galibiyetinin kadrosunu bozmadı, doğru da yaptı... Gelin görün ki, o kadro Güneş hocayı mahcup, etti, Kartal sezonun ilk yarısını mağlubiyetle kapadı, zirve yarışında geri vitese taktı!
Beşiktaş, iç hatlarda bizi de yanıltıyor artık, taraftarı da bir güldürüyor, bir üzüyor! Ancaakkk her şeye rağmen kadrosuyla, tecrübesiyle Beşiktaş şampiyonluğun en büyük adaylarındandır bizce... Ne var ki, iç hatlarda bu kadar üreten, ancak bu üretimleri gollerle taçlandıramayan Beşiktaş’tan
Karşı çıkar veya çıkmazsınız, ancak özellikle dört büyüklerde top koşturan, skoru değiştirebilecek yetenekli oyuncuların kaprislerini es geçeceksiniz.
Bu tip oyuncular, hem takıma katkı sağlar, hem de tribünlere seyirci çekerler. Örnek o kadar çok ki... Zaman tüneline girip, çok eskilere gitmeyelim isterseniz.
Beşiktaş’ta Quaresma... Yeteneğine kimse gıkını çıkarabilir mi? Asla... Doksan dakika içinde belki oyunda görülmeyebilir. Ama öyle bir asist yapar ki, tabelayı değiştirir. Kaldı ki, Quaresma’nın sahadan alınmasına hep karşı çıktım. Nedeni de, hiç bir şey yapmazsa bile topu ayağına aldığı anda en az iki kişiye oyundan düşürüyor. Bu, yeter de artar bile... Artı onun trivelaları, topla haşır-neşir olması bize keyif veriyor. Gerisi detaydır!
Haaa oyundan alındığı zaman yüz ifadesi değişiyor, kırılıyor, üzülüyor. Bu da aşırı oynama isteğinden kaynaklanıyor. Kötülük bunun neresinde?
Gelelim Fenerbahçe’nin Fransız oyuncusu Valbuena’ya... Valla onu da izlerken keyif alıyorum. Topu hep istiyor, bu da sorumluluk duygusunun üst seviyede olduğunun en büyük göstergesidir. Efendim, Karabükspor’a attığı gole dikkat edin, tam onun kalibresinde-kalitesinde... Fransız’ın sevgili Aykut Kocaman
Cenk Tosun, Oğuzhan ve Tolgay kulübede... Bu fotoğrafa değişik açılardan bakabiliriz.. Yani bize göre ‘rotasyon’, Şenol Güneş’e göre ise ‘değişim’ diyebilirsiniz... Nerden bakarsanız bakın Güneş yine doğruyu buldu, Kartal farka kanat çırptı, taraftarlarının yüreğine su serpti.
Efendim bu değişimin temelinde Beşiktaş’ın iç hatlarda kapalı savunmalara karşı puan kayıpları yatıyor, kuşkusuz... Son iki yılın şampiyonu Beşiktaş’a karşı rakiplerin kapanmasından doğal ne olabilir? Nitekim Osmanlıspor’un zaten başı dertte, düşme korkusu yaşıyor, oradan uzaklaşmak istiyor, kapanması da bundandır!
Böylesi anlayışa karşı, o kilidi açmanın birçok yolu-yordamı var... Örneğin yoğun baskı uygularsınız, olmadı kanatlardan bol bol orta yaparsınız, baktınız olmuyor, çareyi duran toplarda ararsınız... Artı Beşiktaş’ın kadrosu rakiplerin o kilidini açmaya yeter de, artar bile... Kilitleri açacak ‘çilingir’ o kadar çok ki kadroda, hangisini saysak? Alın size Babel, çilingirin kralı, hat-trick yaparken, ilk golün sevincini Cenk Tosun’la paylaşması anlamlıydı. Babel’in attığı iki golün asisti Adriano ve Quresma’dan geldi... Quaresma’ya laf eden valla çarpılır! Adam sezon başından bu yana iç ve dış