EMMY’LERDEN NOTLAR...

27 Ağustos 2014

* Bu yıl Emmy’lerde sürpriz yoktu. Geçen yıl kazananlarla bu yıl kazananlar neredeyse aynıydı. Bu da “Ödüllere karar veren Televizyon Akademisi, monotonluk sever” konuşmalarına neden oldu.
* Aslında çok sürpriz olmayacağı daha gecenin sunuculuğunu üstlenen Seth Meyers’in açılış cümlesinden belliydi:
“Ağustos ayında, bir pazartesi gecesi yayınlanıyorsa ve televizyon dünyasını doğru anladıysam, Emmy’ler yakında yayından kalkar...”
Bir cümle yetti durumu özetlemeye.
* ‘Modern Family’ 5 sezondur üst üste en çok ödül alan komedi dizisi. Her ne kadar Ellen DeGeneres “Hem de ABD daha buna hazır değil diyenlere rağmen” diye tweetlese de, artık bu kadar çok ödül alması tartışılıyor.
‘Veep’, ‘Louie’, ‘The Big Bang Theory’, ‘Orange Is The New Black’, ‘Silicon Valley’ gibi güçlü rakiplere rağmen demek daha doğru olmaz mı zaten?
* Kırmızı halıda, kırmızı elbiseler dikkat çekti. Yine de ne kıyafetler, ne de saç-makyajlar başarılıydı. Sıcak ve nemden saçlar zaten bozulmuştu.

Yazının Devamı

THY’YE CEVAP HAKKI

26 Ağustos 2014

Geçen hafta ‘Milim milim uçuş’ başlıklı bir yazı yazmıştım, THY’nin Miles&Smiles kampanyasındaki değişimle ilgili.
Artık mesafeyle değil, uçtuğunuz sınıfla mil kazanıyorsunuz. Ekonomi ya da business değil bahsedilen.
Biletlerin üstünde yazan harfler var, sınıfları belirleyen.
Aynı uçuşta W ile uçarsanız farklı mil alıyorsunuz, Y ile uçarsanız farklı mil alıyorsunuz. Bu yeni uygulamayla Miles&Smiles üyelerinin toplayacağı mil
sayısı birden bire düştü.
Bu konuyla ilgili birçok şikayet ve soru maili aldım. En son olarak da THY Basın Müşavirliği’nden sorularıma cevaplar geldi.
İşte bugün THY’nin cevap hakkı...

Yazının Devamı

SAHiP OLMAK DEĞiL AiT OLMAK iSTiYORUZ...

25 Ağustos 2014

Yaz boyunca aynı şeyi konuştuk, tatil beldelerinin pahalılığından şikayet edip durduk. Hadi diyelim, tatil yerleri 1.5 aylık kısa bir sezona bütün yatırımını yapıyor ve 1.5 ayda bir yıllık kâr etmesi gerekiyor... Peki İstanbul’daki mekanların ne bahanesi var? Yıl boyu, haftanın 7 günü açık olsalar da, tıklım tıklım iş yapsalar da İstanbul’daki yeme-içme fiyatları uçmuş durumda. Sadece dünyanın sayılı birkaç yerinde fiyatlar bu kadar yüksek. Geçen hafta bir gece Lucca üstü Emirgan Pizza yaptıktan sonra, ertesi gün uzun uzun konuştuk; hem fiyatları, hem de son zamanlarda neden bu kadar çok eğlence mekanında zaman geçirdiğimizi...

“Her şey Gezi’yle başladı” dedim... Arkadaşlarım güldü, “Ne alakası var?” dediler. Son bir yıldır herkes daha çok gezmek, daha çok eğlenmek istiyor çünkü yüksek gerilimden geçtik, deşarj olmaya daha çok ihtiyacımız var. Peki ama bunu yaparken neden bu kadar çok para harcamak gerekiyor? Her şeye rağmen “Bu mekanlara sırf başkalarına hava atmak için mi gidiliyor?” diye sordular. Hiç düşünmeden “Hayır” dedim, herkesin asıl istediği kendini belli bir çevreye ait hissetmek. Bunu yaparken de, bilinçli olmasak bile, kendimize sosyal zenginlik

Yazının Devamı

Dördüncü sezon için hazır mıyız?

24 Ağustos 2014

Cape Town’daydım. Burada bulunma nedenim, “Homeland” dizisinin dördüncü sezon çekimlerini yerinde izlemek, setinde iki gün geçirmek, oyuncularla röportaj yapmaktı...

Güney Afrika Cumhuriyeti’nde, Cape Town’da sabahın köründe, arabayla hızla şehirden uzaklaşıyorum. Gözlerim bağlı değil ama nereye gittiğim ya da hangi yolda olduğum hakkında hiçbir fikrim yok. Direksiyonda Güney Afrikalı bir şoför ve yanımda bir Amerikalı ve
bir İngiliz var. Sonunda in cinin top oynadığı dev bir depoya geliyoruz.
Emir büyük yerden geliyor, telefonlar kapatılıyor, fotoğraf çekmek yasak, nerede olduğunuzla ya da gördüklerinizle ilgili sosyal medyada yorum yazmak bile yasak. Tamamen insaflarına kalmışım,
ne derlerse onu yapmak zorundayım. Bir odaya alınıyorum. Arka planda muhteşem bir gökyüzü ve dağ manzarası. Önümde fotoğraflar, madalyalar... Fırsattan istifade telefonumu duvardaki prize takmaya yelteniyorum. “O gerçek değil” sesiyle irkiliyorum. Beklerken bir kahve içecek oluyorum, “Normalde burada bir şey yemek içmek yasak, nasıl izin verdiler sana?” diye bir görevli yanaşıyor yanıma. “Şanslısın” diyor, gülümsüyorum, kahvemden bir yudum alarak.

Mandy Patinkin ciddi, Claire Danes umursamaz

Yazının Devamı

BUZ KOVASINDAN DOLARLAR YAĞDI

23 Ağustos 2014

Bu da oldu. Gözlerimle gördüm. Hilal Cebeci; Barack Obama, Angela Merkel ve Recep Tayyip Erdoğan’a meydan okudu. ALS hastalığına dikkat çekmek için.
Sahi neydi bu ALS? Hani şu buz kovası hastalığı... Bazıları kanser bile diyor, bir kova buzlu suyu başından aşağı döktüğü videolarda. Ne yazık ki o kadar bi haberiz işte.
Kabul edelim, biz işin eğlencesini, birbirimize meydan okumayı sevdik.
En çok da videoları izlemeyi sevdik. Lady Gaga’nın ürkütücü halinden Hülya Avşar’ın seksi haline, hatta Demet Akalın’ın küfürü bastığı en doğal haline kadar...
Her videoyu bıkmadan usanmadan izler oldum. Bir de böyle nurtopu gibi bir hastalığımız oldu. Meğer hepimize böyle bir eğlence lazımmış. Bu sıcak yaz günlerinde bir kova buzlu su herkese iyi gelir umarım. ALS’ye olduğu kadar susuzluğa da dikkat çekmeyi başarabilirsek ne alâ...
ABD’de 15 milyon dolar bağış toplandı, bizde ise bir kova suyla ıslanmayan kalmadı. Peki ama ne kadar para toplandı? Sadece 4 bin TL.
“Amaç, farkındalık yaratmak” diyenler olacak şimdi. ALS’nin açılımı ya da

Yazının Devamı

CAPE TOWN İÇİN 8 ÖNERi

20 Ağustos 2014

Gizli bir görev için gittim, gitmişken de şehrin altını üstüne getirdim tabii. Bir şehri tanımak için sadece turistik bölgeleri gezmek yetmiyor. Biraz da sosyal hayata karışmak gerekiyor. İşte şehrin en önemli yeme-içme mekanları ve maceraperestleri sevindirecek birkaç öneri...

1- Caprice: Daha gitmeden tavsiyeleri almıştım; Levent Özçelik sağolsun. Caprice için “Cape Town’ın Lucca’sı, mutlaka gitmelisin” diyenler de olmuştu.
Daha uçaktan indikten birkaç saat sonra oradaydım. Camps Bay, Masa Dağı ve 12 Havari’yi simgeleyen tepelerin tümünün bir arada görülebildiği tek yer. Çok güzel bir plaj; günbatımıyla meşhur. Caprice, Camps Bay’de, okyanusa bakan bir mahalle barı.
Yağmur çamurda in cin top oynuyor ama ertesi akşam iğne atsanız yere düşmüyor. Lucca gibi kaldırımlara taşıyor kalabalığı.

2- V&A Waterfront: Bu marina, şehrin buluşma noktası. Burada alışveriş merkezlerinden sanat galerilerine yok yok. Waterfront, güzel havalarda cıvıl

Yazının Devamı

‘MiL’iM ‘MiL’iM UÇUŞ

19 Ağustos 2014

Sık seyahat eden biri için en önemli şeyler, vizeleri tam bir pasaport, 4 tekerlekli kabin boy bavul ve tabii THY’nin Miles&Smiles kartıdır...
Kartın en büyük avantajı mil biriktirerek de yeni biletler alabiliyorsunuz.
Gerçi vergisini ödediğiniz için ücretsiz bilet etkisi yaratmıyor tabii.
Bu kartların en üst seviyesine, Elite Plus’a ulaşabilmek için neredeyse bir hostes kadar uçmanız gerekiyor. Bu uğurda kan, ter, gözyaşı akıtanlardanım. Hatta sırf bu kartı alabilmek için bir sürü milimden feragat ettim, sonradan ‘mil’im ‘mil’im kazanmam gerekeceğini bilmeden.
Neden mi bu kadar önemli bu kart?
Miles&Smiles’ta Classic Plus oldunuz mu iç hatlar CIP salonundan ücretsiz faydalanıyor, Elite oldunuz mu dış hatlar CIP’ten aynı şekilde faydalanıyorsunuz.

Yazının Devamı

CAPE TOWN’DAN KiLYOS’A

18 Ağustos 2014

Kaç kişi, üç gün için 14 saat uçmayı göze alır? Şanslıydım, sadece ben değil, en yakın arkadaşım da aynı derecede gözü karaydı. “Hadi” dedim; “hadi gidelim” dedi hiç ikiletmeden. Üç güçlüğüne atladık uçağa, ver elini Cape Town.
Ne Afrika kıtasında kış, ne Ebola, hiç bir şey korkutmuyor bizi!
Cape Town’dan İstanbul’a saat 05.00’te iniyoruz.
Kamuoyu baskısı sonucu, cumartesiyi pazara bağlayan gece, havaalanından direkt eve gidemeyeceğimizi anlıyoruz. Emirgan Pizza’dan çıkan arkadaşlarımız çoktan Gümüşdere’deki Suma Beach’in yolunu tutmuş durumda.
Bizim neyimiz eksik?
Üstelik 14 saatttir yoldayız ve büyük bir kısmında da uyumuşuz. Yine birbirimize bakıyoruz Ceren’le, “Hadi” diyorum, “Hadi gidelim” diyor.
Hiç düşünmeden, uzatmadan arabaya biniyoruz ve Kilyos’a yola çıkıyoruz.

Yazının Devamı