Cumartesi akşamı konsere mi gitmeli, gece mi çıkmalı? İşte bütün meselemiz bu kadar basitti. Konsere gitmeyi istiyorduk, trafik gözümüzde büyüyordu. Gece çıkmak istiyorduk, konseri kaçırırsak da üzülecektik. Malum, deşarj olmaya, biraz nefes almaya yine ihtiyacımız vardı.
Önce Maslak’taki Black Box’ta bulduk kendimizi...
Sahnede Blondie, 2 bin 500 kişi ayakta şarkı söylüyor, telefonların ışıkları ortalığı aydınlatıyor. Aynı anda localarda ise daha az coşkulu bir kalabalık, bir yandan sosyalleşiyor, bir yandan sosyal medyayla sürekli bağlantıyı koruma çabasında.
Karşımızda 70’ine gelmiş bir kadın rock yıldızı, Debbie Harry.
Söz konusu yaşlanma olunca kadınlara karşı daha acımasız olunuyor. Biz ‘mihrap yerinde’ dedikçe; erkekler ısrarla itiraz ediyor ama sonuç aksini gösteriyor, 3-4 şarkı dinleriz diye gittiğimiz konserin sonuna kadar kalıyoruz.
Hatta hızımızı alamayıp sonrasındaki partiye de kalıyoruz.
Erkekler ne kadar acımasız olsa da, Debbie Harry hala formunda.
Hızlı geçen bir yazdan sonra şehre döndük. Şimdi sırada bizi heyecanlandıran açılışlar, partiler, etkinlikler var. Hızlandırılmış bir tura çıkıyoruz
Birkaç ay önce Leyla Alaton’un evinde ArtInternational’ın kurucusu Sandy Angus ile tanışma fırsatım olmuştu. “İstanbul’da üç sanat fuarı var; ARTİST, Contemporary İstanbul ve ArtInternational. Bu şehir üç fuara da yeter!” diyerek şaşırtmıştı Angus. 26-28 Eylül’de güncel sanat fuarı ArtInternational için ikinci kez İstanbul’da olacak. Fuar Ortadoğu ve Rusya’dan önemli koleksiyonerleri İstanbul’da buluşturacak. Partileri de en az fuar kadar konuşulacak. Halas’taki ArtInternational partisi, IstanbulArtNews’un
La Petite Maison’daki partisi, Çiğdem Simavi’nin daveti...
Konserden önce Gaga partisi
Lady Gaga “artRAVE: the ARTPOP Ball” turnesiyle ilk kez Türkiye’ye geliyor diye heyecanlıyız. Konsere sayılı günler kala eğlenceli bir ısınma partisi var. Mert Vidinli’nin ev sahipliğindeki The Art Pop
Ball - Lady Gaga partisi 9 Eylül’de Beşiktaş’taki Four Seasons’da. Partinin sürprizi ise Zeynep Tosun’un Lady Gaga’dan ilham alarak yaptığı tasarımlar.
“Kuzu kuzu al, burda 5 lira, içeride kuzu kuzu 20 liraya alacaksın...”
Böyle bağırıyor satıcılar.
Ellerindeki naylon yağmurluklara bakıp gülüp geçiyoruz.
Derken bir anda yağmur bastırıyor.
Bir tek en ön sıradaki Arzu Sabancı şemsiyesini açıyor.
Başka kimse şemsiye, yağmurluk vs. getirmeyi aklına getirmemiş bile.
Herkes sırılsıklam oluyor.
“Evleniyorum” dedi Salih Saka, havaalanında karşılaştığımızda. Daha tebrik etmemize fırsat kalmadan ekledi: “Facebook ve Instagram hesaplarımı
kapattım.”
Evlilik haberinden çok, evlilik kararı vermiş birinin Facebook ve Instagram hesaplarını kapatması ve bunu da en az evlilik kadar önemli bir karar olarak açıklaması ilginç geldi bize. Hemen sorduk, “Evliliğin Facebook ve Instagram’la ilgisi ne?”
“Takipçilerimin çoğu kadınlar, aradığımı bulmuşken gerek yok boşuna sorun yaşamaya” dedi. Hayatının bir defterini kapatmak artık böyle bir şey işte.
Bekarlığa vedayı sosyal medyada yapmak da, niyetinin ne kadar ciddi olduğunun bir göstergesi artık.
SIRF SELFİE İÇİN GİDİLİR!
Birkaç hafta önce Cape Town’a giderken “Cape Town’ın ‘Lucca’sı Caprice’e mutlaka gidin” diyenler bir öneride daha bulunmuştu.
Eylülde tatil yapmanın pozitif taraflarından biri, insanların üzerindeki doygunluk, ne yaptığını bilirlik ve genel anlamıyla tatlı bir ‘kıvam’...
Haziran, yazın başındaki o herkesin üzerinde olan şuursuz, hiperaktif, sağa sola saldıran kontrolsüz enerji; yaz sonundaki bu enfes ayda, yerini bu tatlı kıvama bırakıyor.
Herkes neyi, kimi istediğini ve istemediğini sanki daha iyi biliyor.
Bence mevsimin güzelliği, çılgın kalabalığın buharlaşmasından bir öte boyutu da bu.
Yani yazın öğrettikleri...
ÖZGÜR YANINIZI SALIVERMEK...
Geçen yazdan beri en çok yapmak istediğim şeydi, birkaç arkadaş bir araya gelip Gümüşlük sahilinde bir ev tutmak.
Mimoza’nın sırasında minik bir köy evinde yazı geçirmek, sabah yüzümü yıkamadan, evin önünden denize atlayarak uyanmak, sonra hem manzarayı, hem evin önünden geçenleri izleyerek sevdiklerimle günü geçirmek...
Hayalimdi, bu kadar kolay olacağını hiç tahmin etmemiştim.
ŞEHİRLİNİN KÖYLE İMTİHANI
Her şey şöyle başladı...
Son bir hafta “Ama yazın son hafta sonu bu” konuşmalarıyla geçti.
2014 yazı çok hızlı geçti. Eylül yazı uzatmak için son şansımız. Bu şansı daha iyi değerlendirmeniz için birkaç önerim var
Hepimizi aldı bir telaş. Yazı olabildiğince uzatmak için her şeyi yapıyoruz. Şehre dönsek de hafta sonları Bodrum-Çeşme kaçamakları planlıyor, gidemesek de bazen tatil hayali bile yetiyor. İşte yaz bitmeden değerlendirebileceğiniz seçenekler...
* Tatil: Bu yaz eğlence sevenler Ibiza ve Mikonos hattındaydı. Eğlence sonrası bir de dinlenme tatiline ihtiyaç duyuldu. Ama işte o dinlenme tatili asla gerçekleşemedi. Şimdi ertelediğiniz
ama hayalini kurduğunuz tatilleri gerçekleştirmenin tam zamanı. Eylül itibariyle sezon kapanıyor, kalabalık bitiyor, fiyatlar düşüyor... Daha ne isteriz?
* Extreme Sailing: Şimdiye kadar yaptığım en heyecanlı şeylerden biriydi Extreme Sailing yarışına katılan katamaranlarda profesyonel yelkencilerle Haliç’te uçarak gitmek. 11-14 Eylül’de gerçekleşecek Extreme Sailing’de
14 tekne yarışacak. Yenikapı Şehir Parkı’ndan izleyebileceğiz. İzlemek de neredeyse yarışmak kadar heyecan verici.
Türkiye resmen Özge Özpirinçci’yi yalnız bırakmadı. Engin Altan Düzyatan evlendi, Özge Özpirinçci trending topic oldu.
Şaşırdık mı?
Hayır.
Düğün bitti, ertesi gün yeni Bakanlar Kurulu’nun açıklanacağı saatlerde, Özge Özpirinçci hala TT listesinin üst sıralarında.
Şaşırdık mı?
Eveet.
Tweetlerin ardı arkası kesilmiyor.