Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Artık bir şeye sahip olmaktan çok bir yere ait olmak istiyoruz. Nedeni basit, çok istediğiniz bir şeye sahip olduğunuz anda artık hiçbir şey ifade etmemeye başlıyor, değerini kaybediyor, mutluluk getirmiyor. Çünkü artık eşyalar değil, deneyimler mutluluk veriyor. Yalnız olmadığınızı bilmek, sizin gibi düşünen, benzer zevkler ve beklentiler içinde olan başkalarının da olduğunu görmek iyi geliyor.

Daire 1’de neler oluyor

Artık mekanlar da bu gerçeği dikkate alıyor, kendinize benzediğini düşündüğünüz insanlarla bir arada çok güzel bir fanusun içine girip gerçeklerden tamamen kopabileceğiniz başka bir dünya yaratıyor.

Haberin Devamı

Daire 1’de neler oluyor

Lal Dedeoğlu’nun Bebek’te açtığı Daire 1 de bunun bir örneği.

Lal’in yeni mekanına anahtarsız girilmiyor yazmıştım henüz açılmadan. Çünkü eski Buz’dan ve Bej’den kalan müdavimlere birer anahtar verileceğini ve mekana öyle girileceğini açıklamışlardı. Hatta Lal’in sağ kolu Hakan Özkul, “Anahtarın hazır, gel al” bile demişti daha mekan açılmadan.

Küçük Bebek Yolu’ndaki yeni yer, bir apartmanın giriş katında, gerçekten de bir daire. Yolda giderken bir arkadaşımla konuşuyorum, “Uzun oturamazsın, ara sokakta bir arkadaşının evine misafirliğe gitmişsin gibi ama öyle manzaralı bir ev de değil, bir şey yer içer kalkarsın” dediğinde şaşırıyorum, Lal’in daha önceki mekanlarını da bilen ve seven biri olarak. Bir yandan böyle söyleyenler var, bir yandan kimin anahtarı var, kimin yok diye hararetle kamuoyu araştırması yapanlar... Oysa anahtarınız yoksa üzülmeyin, zili çalıyorsunuz, kapıyı açıyorlar. Öyle anahtarı olmayan gelemiyor gibi bir kulüp zihniyeti de yok.

Sakin bir ortam

İçeri girince “Hani anahtarsız girilmiyordu?” diyorum. Ekipten biri, “Yok öyle şey, gazeteciler öyle yazdı” diyecek oluyor, işte o anda karşısında bunu yazan gazetecilerden birinin olduğunun farkında değil, ekibin geri kalanının yeni mekanı ve anahtarı anlata anlata bitiremediğinin de. Neyse ki o sırada bir garson geliyor ve anahtarı getiriyor. Öyle şifre, kart falan değil. Bildiğiniz dev bir Kale kilit anahtarı. Bir bu anahtar eksikti, zaten ağır olan çantamda diye düşünüyorum ister istemez. Anahtar taşımak yerine zili çalmak daha kolay.

Haberin Devamı

Her Lal Dedeoğlu mekanında olduğu gibi ben yine panzanellayla mutlu oluyorum. Belki bana üçüncü kattaki eski Buz günlerini hatırlattığı için. Menüde kinoa salatası, alaturka köfte, dana bonfile, ızgara somon, kulüp sandviç gibi klasikler var. Ayrıca bir de günün yemeği var. Pazar günü döner çıkıyor.

Geç saatlere kadar devam etmiyor mekan. Zaten öyle gece kulübüne dönüşecek bir ortamı yok. Daha çok kitabınızı okuyabileceğiniz, bilgisayarınızın başında çalışabileceğiniz daha sakin bir ortam. Kendi eviniz yerine başkasının evini tercih eder misiniz bunun için, işte o tartışılır. Ama en başa dönecek olursak, hâlâ şehrin en cool kadınlarından biri olan Lal Dedeoğlu’nun açtığı mekanın müdavimi olmak, belli bir çevreye ait olmaksa niyetiniz, işte ancak o zaman olur.

Nişantaşı’nın üç yeni mekanı

Küçük Kulüp: Topağacı’nda açılan meyhanelere bir yenisi daha eklendi. Amerikan Hastanesi otoparkının karşısında, çorba ve salata servisi yapan Kapta’nın tam altında. Dışarıdan bakıldığında diğer meyhanelerden daha cool bir görüntüsü var. İçeri girdiğinizde ise henüz çözülememiş bir havalandırma sorunu dikkati çekiyor, açık mutfaktan yağ kokusu yükseliyor. Mezeler ortalamanın üstünde, servis özenli. Bir an önce toparlanmasını diliyorum.

Haberin Devamı

Room & Rumours: Kıvanç Tatlıtuğ’un eşi Başak Dizer Tatlıtuğ ve ortağı Deniz Marşan’ın Nişantaşı’ndaki showroom’u Room artık Rooms & Rumours adıyla yine Nişantaşı’nda hem bir konsept mağaza hem de bir kafe olarak karşımıza çıkıyor. Moda ve dizi dünyasından birçok tanıdık sima açılışından beri burada boy gösteriyor.

Naomi: Nişantaşı’nın yeni suşicisi. Mim Kemal Öke Caddesi’nde, Den Cafe’nin yanında. Daha şimdiden Nişantaşı’nda büyük bir eksiği kapatmış durumda.

Daire 1’de neler oluyor

İyi suşi yemek isteyenler Naomi açıldığı için çok mutlu.