Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tam 7 yıl önce Forbes listesinde dünyanın en güçlü 10’uncu kadını seçildi.

Boşuna demedi, “Michelle Obama’dan bile daha güçlüymüşsün diye annem bile dalga geçti, bu listelere inanmamak lazım.”

Sonra anlattı, çalışma arkadaşları onu tebrik ederken ne kadar utandığını ve “Bu listelere inanmamak lazım” demeyi tekrarladığını.

Sonunda asistanı uyardı, “Bu iyi bir şey, dalga geçmemeli tam aksine gülümseyerek teşekkür etmelisin” diye.

Daha sonra ‘Time’ dergisinin kapağında masum bir fotoğrafı yer aldı, ‘Başarılı olduğu için ondan nefret etmeyin’ spotuyla.

O zaman 43 yaşındaydı, evliydi ve iki çocuk annesiydi.

Tamamen kendi kendine yaptığı 500 milyon dolarlık bir serveti vardı.

İkinci kitabın tam zamanı



‘Lean In’ adlı kitabıyla kadınlar, iş hayatı ve liderliği sorguluyordu.

Evet, bildiniz, Facebook’un COO’su Sheryl Sandberg’den söz ediyorum.

Hatırlarsınız, Sheryl Sandberg, 2010’da yaptığı TED konuşmasında “Kadınlar kendilerini geri çekiyor, herkes tarafından sevilmeyi fazla önemsiyor, meşgulüm ya da bir gün çocuk yapmak isterim gibi bahanelere sığınabiliyor. Hatta hala bu işi öğreniyorum diyenler bile var, bir erkek asla böyle konuşmaz” diyerek kadınları kızdırmıştı.

İş hayatını şöyle özetliyordu, “Kariyer, maraton gibi. Kadın ve erkek eşit şartlarda başlıyor. Yarış başlayınca yan yana koşuyorlar. Erkek maratoncular ‘İyi gidiyor, az kaldı’ diye motive ediliyor, kadın maratoncularaysa ‘Biliyorsun, bunu yapmak zorunda değilsin’ diye bağırılıyor.”

Sandberg’e göre kadınların en büyük düşmanı ise kendileri.

Kendi kendini eleştirmekten, “Acaba bu işin üstesinden gelebilir miyim?” diye düşünmekten, iş hayatında yükseldiğinde “Demek ki doğru zamanda doğru yerdeydim” demekten vazgeçmek gerektiğini anlatıyor.

Sheryl Sandberg, kitabında kadınlara ilham vermeye çalışırken kendi hayatından da örnekler verdi, hamileliğinde Google’da çalışırken arabasını uzağa park edip yürürken ne kadar zorlandığını görünce patronlarını binanın önünde hamilelere özel park yerleri olması gerektiğine ikna etmesi gibi.

Aslında patronları ikna etmek zor olmamış, hemen kabul etmişler ama bunun daha önce hiç akıllarına gelmediğini söylemişler.

Tabii gönül ister, her hamile sorunlarını Google’ın kurucuları Larry Page ve Sergey Brin ve Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’le paylaşabiliyor olsun ve her patron onlar kadar anlayışlı olsun.

Sheryl Sandberg, doğum yaptıktan sonra işten saat 17.30’da çıktığını açıkladığında kendisini manşetlerde bulduğunu da uzun uzun anlatmıştı, İstanbul’a geldiğinde. “Baltayla adam öldürsem bu kadar büyük haber olamazdım” demişti.

Kitapta komik anılarına da yer verdi, örneğin önemli bir konferans için eBay’in özel uçağıyla giderken yanına çocuğunu alan tek yöneticiyken kızının sürekli kaşınması dikkatini çekiyor, sonunda fark ediyor ki kızı bitlenmiş.

Başkalarına belli etmeden kızını sakinleştirip, iner inmez de gruptan ayrılıp doğru eczaneye koşmuş.

“Neyse ki özel uçaktı ama bir şirket uçağına çocuk götürdüğüm için utandım” diye anlatmıştı.

Sheryl Sandberg’in anılarını okuyanlar “O kadar imkânla ben de yapardım” deyip geçebilir.

Sandberg’i servetinden dolayı modern çalışan kadından kopuk olmakla suçlayabilir.

‘Lean In’ kitabının gelirinin aktarıldığı ‘Lean In Vakfı’nı da sosyal devrim başlatmak yerine bir pazarlama kampanyası olarak görebilir.

Ama yine de kitabı okumakta fayda var.

‘Lean In’ kitabından sonra, son 5 yılda Sheryl Sandberg’in hayatında çok şey değişti, eşi David Goldberg bir aile tatili sırasında koşu bandında düşerek hayatını kaybetti.

Bir süre daha sessizdi Sandberg, bu hafta ise Facebook’ta Tom Bernthal ile nişanlandığını duyurdu.

Ve işte aynı doğum yaptıktan sonra “Baltayla adam öldürsem bu kadar haber olmazdım” dediği gibi şimdi de manşetlerde.

Her şeye rağmen hem özel hayatında hem de iş hayatında güçlü kalabildiği için ‘Lean In’in ikinci bölümünü yazmasının tam da zamanı.