Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yılbaşı davetleriyle birlikte yılın en yoğun dönemi başladı. Bu hafta kutlamalardan kutlamalara koştum ama Marka Konferansı’na da yetişebildim. İşte haftanın gezme raporu...

Marka Konferansı nasıl geçti?
Swissotel’de konferansın gerçekleştiği salon hıncahınç doluydu. Bir yandan büyük markaların kurucuları marka olmayı anlattı, bir yandan büyük şirketlerde çalışanlar çakma çantalarıyla marka olmayı dinledi. Bir ara arkamda yüksek sesle konuşan bir patrona kulak misafiri oldum. Yabancıların kendi kurduğu bir markaya ne kadar ilgi gösterdiğini anlatıyor, “Yapacak daha iyi işleri yok mu?” diyerek kendi markasını küçümsüyor, hatta müşterileriyle ‘tiki’ diye dalga geçiyordu. İşte ne kadar gelişirsek gelişelim, bizde vizyon bu kadar. En çok büyüyen zincirlerin bile patronları gazetecilerle dolu bir salonda, adı üstünde bir marka konferansında kendi markası hakkında böyle kötü konuşabiliyor.
Her şeye rağmen Marka Konferansı, yılın en heyecan verici etkinliklerinden. Hiç ummadığınız kişiler çok iyi konuşmacı çıkabiliyor, çok beğendiğiniz kişiler sahnede çok sönük kalabiliyor. Bkz. Amanda Wakeley. Sahne insanı olmak başka bir şey. Bkz. İzzet Çapa ve Gangnam style şovu.

Haberin Devamı

Kutlamalardan kutlamalara...


Egemen Bağış’tan 6-0 konuşması
İlk günkü en çarpıcı konuşma, Egemen Bağış ve Murat Sabuncu arasında geçti. Belli ki çok iyi hazırlanılmış, sorulara da cevaplara da çalışılmıştı. Murat Sabuncu, James Bond filminde İstanbul’un tanıtımından “Muhteşem Yüzyıl”a, hatta tutuklu gazetecilere kadar salonda alkış alacak birçok konuyu gündeme getirdi. Egemen Bağış hepsine iyi, zaman zaman esprili cevaplar verdi ama birçok cevap yarım kaldı. Galatasaraylı Murat Sabuncu’nun “Niye İstanbul ve Galatasaray dışında dünya çapında Türk markası yok?” sorusuna, Fenerbahçeli Egemen Bağış “Bizim yaptığımız çok önemli bir icraattan bahsetmeyi unuttum, Türk lirasından 6 sıfırı attık ama Galatasaray tarihinden 6-0’ı atmak mümkün değil” diye cevap verdi. Çok iyi düşünülmüş bir girişti ama konu Türk markalara gelemeden kapandı, gitti.
Malum, yılın derbisi bugün. Konuyu çok uzatmamak lazım. Monocle’ın Aralık sayısında dediği gibi Türkler’le tartışmaya girilmeyecek iki konu var, politika ve futbol.
Marka Konferansı’nın ilk gününde yine dikkat çeken bir konuşmacı da Coca-Cola Başkan Yardımcısı Shay Drohan’dı. Her Coca-Cola yöneticisi gibi Drohan da sahneye yarısı içilmiş bir Coca-Cola şişesiyle çıktı, soruları cevaplarken şişeden yudum aldı. İşte, Coca-Cola boşuna en güçlü marka olmuyor. Her detaya çok dikkat ediyorlar.
Levent Büyükuğur ve Tom Aikens sahnede birlikte bir sunum yaptı, Aikens sahnede yemek yaparken Büyükuğur’u epey çalıştırdı. Sonrasında Büyükuğur, İstanbul Doors Group’un gelişimini anlattı.

Lauren Bush Lauren’in projesi: Feed
İkinci günün en dikkat çekici konu başlığı ‘Sanatla markalaşan şehirler’ oldu. Okşan Atilla Sanön’ün yönettiği panelde İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, İstanbul Modern Şef Küratörü Levent Çalıkoğlu ve Contemporary İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli konuştu. Görgün Taner’in ‘Sanata para ve zaman ayırın’ yazılı tişörtü dikkat çekti. İstanbul’un markalaşmasında kültür ve sanatın önemi vurgulandı.
Hemen ardından George Bush’un torunu, Ralph Lauren’in gelini eski model Lauren Bush kendi kurduğu Feed projesi hakkında bilgi verdi. Başta bir hayır işi olarak başladığını, daha sonra bunun profesyonel bir işe dönüştüdüğünü, ilk siparişini Amazon’dan aldığını, bugün bir çanta ile bir çocuğun yıl boyu yemek yemesini sağladığını anlattı.
5 yılda 60 ürünle tam 60 milyon öğün yemek sağlamış çocuklar için.
İzleyiciler arasında Lauren’in iki kardeşi de vardı. Lauren’in Türkiye’ye ilk gelişiydi ama bundan sonra onu sık sık burada görürsek şaşırmayalım. Çünkü Lauren, daha önce, artık bir Türk markası olan Godiva’yla Anneler Günü için Lady Godiva projesinde çalışmış. Bundan sonra da Türk markalarla çalışmak istiyor.

“Şahenk’ten bir tek bana teklif gelmedi”
Marka Konferansı’nın kapanışı İzzet Çapa ve Gangnam style dansıyla yapıldı. “Ferit Şahenk köşe başındaki kebapçıyı bile aldı, bir tek bana teklif gelmedi” diyen Çapa, “Burada 30’lu yaşlarda umutsuzluğa kapılan varsa üzülmesin, ben 40’tan sonra yükseldim” diye ekledi. “Markalara duygu katın ama markaları özgür bırakın” diye tavsiyede bulundu. İzzet Çapa’nın nasıl bir marka olduğu bu hafta Nişantaşı City’s’de açılan Mahalle’den belli oluyor. Ne alışveriş merkezi ne de Mahalle’de yer alan markalar bu işi başarabilirdi ama İzzet Çapa yaptı, oldu.
İşte marka olmak tam da böyle bir şey.

Kutlamalardan kutlamalara...

Marie?Claire’in yılbaşı partisi yeni yayın yönetmeni Ferhan İstanbullu ev sahipliğinde Karaköy Unter’de yapıldı.

Unter’de Marie Claire partisi
Marie Claire’in yeni yayın yönetmeni, Milliyet Cadde’de yazılarını okuduğunuz Ferhan İstanbullu. Stiline bayıldığım Ferhan İstanbullu’nun ev sahipliğinde Marie Claire yılbaşı partisi perşembe akşamı Unter’de yapıldı. Tamer Yılmaz’dan Deniz Marşan’a, Hakan Öztürk’ten Emre Doğru’ya moda dergileri denince akla gelen birçok isim greyfurtlu Absolut kokteyller eşliğinde eğlendi.
Unter, Karaköy’de Karabatak’ın sokağında, hatta tam karşısında. Gece taksiden inerken taksi şoförü ‘Emin misiniz? Buralar pek tekin değil’ diye uyarıda bulunsa da ‘Davete geldik’ diye şoförü sakinleştirmek gerekse de, Unter son derece sıcak bir mekan olmuş. Marie Claire partisine de yakışmış.

Haberin Devamı

Nişantaşı’nın ilk yılbaşı kutlaması Godiva’da

Haftaya Godiva’nın yeni yıl davetiyle başladık. İtiraf etmeliyim, Nişantaşı’ndaki Godiva butiğinin bitter çikolata kaplı çilekleriyle kalbimde ayrı bir yeri var. Yine bitter çikolata kaplı portakal dilimlerine de zaafım var.
Godiva, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da çok şık bir davete ev sahipliği yaptı. Başrolde ise Godiva çikolataya batırılmış çilekler ve şıklığıyla dikkat çeken ev sahibi Zuhal Şeker vardı.
Bol bol çikolata yenilen gecede 6 ünlü ismin yılbaşı için özel hazırladığı Godiva sepetler büyük ilgi gördü. Peki ama kim bu isimler? Mustafa Taviloğlu, Serdar Gülgün, Salih Saka, Ayşe Kulin, Derin Sarıyer, Dilek Hanif. Benim favorim zevkini çok beğendiğim Serdar Gülgün’ün sepeti oldu.
Gecede sık sık ‘Formumu bitter çikolataya borçluyum’ konuşmaları yapıldı. Yemek yediğinden bile şüphe edeceğiniz incecik isimlerle bol bol çikolata yedik, hem de hiç suçluluk duymadan.
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Godiva davetinden sonra hızını alamadı. Kendisini Abdi İpekçi Caddesi’nde yılbaşı süslerinin önünde semt sakinleriyle hatıra fotoğrafı çektirirken görürseniz şaşırmayın.