İZMİR, üvey evlat muamelesi görmeye ve cezalandırılmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde AKP Genel Başkanı Hüseyin Çelik, İzmir’i ‘kirli, sümüklü, çocuğa’ benzetip yerel yönetimleri yeteri kadar çalışmamakla suçlamıştı.
İzmir, gerçekten ‘kirli ve sümüklü çocuk’ ise bunun sorumlusu sadece yerel yönetimler mi?
Merkezi iktidarın hiç mi suçu yok?
Çünkü...
Siyasi iktidar, İzmir’e geçmiş yıllarda olduğu gibi 2010’da da üvey evlat muamelesi yaptı, adeta cezalandırdı.
İzmir, geçen yıl da kamu yatırımlarında Diyarbakır ve Şanlıurfa’nın bile gerisinde kaldı.
Bu saptamayı somutlaştıran CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Bülent Baratalı, İzmir’in devlete beş verip bir aldığını söylüyor ve siyasi iktidarın sekiz yıldır bu kente ‘şaşı’ baktığını iddia ediyor.
Baratalı, İzmir’in 2010 yılında bütçeye 23 milyar 561 milyon 996 bin Türk Lirası katkı yapmasına karşın personel giderleri ve yatırımlar dahil devletten aldığı paranın 5 milyar 902 milyon 954 bin TL olduğunu belirtiyor. Bu rakamın da ancak 457 milyon TL’sinin kamu yatırımı olduğunu belirtiyor.
İzmir’in yarattığı katma değerle ülke ekonomisi içinde önemli bir yere sahip olmasına karşın AKP tarafından sürekli cezalandırıldığını vurgulayan Baratalı şöyle diyor:
“Ülkemizdeki toplam vergilerin yüzde 10.77’sini, toplam Merkezi Yönetim Bütçe gelirlerinin ise yüzde 9.28’ini karşılayan İzmir, buna karşın devletten ancak yüzde 2.01 oranında pay almakta ve bu pay her geçen sene azalmaktadır. Alınan bu payın büyük bir bölümü de personel gideri olarak karşılanmaktadır. Kamu yatırımına ayrılan pay ise sadece 457 milyon 54 bin Türk Lirasıdır. İzmir’in, 2010 yılı kamu yatırımlarının illere göre dağılımına baktığımızda, ekonomiye katkısı İzmir’den 15-20 kez daha az illerle neredeyse aynı oranda kamu yatırımı almış olması hatta Artvin, Şanlıurfa ve Diyarbakır gibi illerimizin bile gerisinde kalmış olması düşündürücü ve üzücüdür. İzmir’i sümüklü çocuğa benzetenler, önce İzmir için ne yapmış ona bir baksınlar.”
Demek ki; İzmir’in geri kalmasında sadece yerel yönetimlerin değil merkezi iktidarın payı çok büyük.
İzmir’in ve bazı illerin merkezi bütçeye yaptığı katkı ve aldığı kamu yatırımları şöyle:
CHP?İzmir’de nihayet seçim startını verdi!
CHP İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır, ‘itfaiye eri gibi 7X24 çalışacak’ yönetim kurulu üyelerini belirledi.
Hafta sonu da seçim startı verildi.
Hayırlı, uğurlu olsun.
Şimdi onları zorlu bir görev bekliyor.
Bakalım İzmir’de son seçimde birinci parti konumunda devraldıkları partiyi nereye taşıyacaklar...
Ne tür çalışmalar yapacaklar...
Halka nasıl güven verecekler...
Toplumsal muhalefete ne kadar öncülük yapabilecekler?
Kalenin burçlarındaki bayrağı koruyabilecekler mi?
Hep birlikte, göreceğiz.
Korku imparatorluğu!
ÇOĞUMUZ kaybetmekten korktuğumuz için sevmekten korkuyoruz.
Sorumluluk getireceği için düşünmekten korkuyoruz.
Eleştirilmekten korktuğumuz için konuşmaktan korkuyoruz.
Gençliğin değerini bilmediğimiz için yaşlanmaktan korkuyoruz.
Dünyaya iyi bir şey vermediğimiz için unutulmaktan korkuyoruz.
Ve yaşamayı bilmediğimiz için ölmekten korkuyoruz.
blog
NADİR CANDAN: Öncelikle taşeron işçiliğine son veren Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu’na sora da konuyu gündeme getirdiğiniz için size çok teşekkür ediyorum. Halen taşeron işçi çalıştıran tüm belediye başkanlarını ve kamu yöneticilerini de kınıyorum.
KAMİL OSMANOĞLU: Tüm sosyalistlerin, sosyal demokratların, liberallarin, cumhuriyetçilerin, demokratların önümüzdeki milletvekili seçiminde tek vücut olmasını istiyorum. CHP’ye sadece eski küskünlerin ve merkez sağdaki bazı isimlerin katılması yeterli değil. Artık kimsenin koltuk kavgası yapma lüksü yok. Haziranda ülkede son kez demokratik seçim olabilir, herkes aklını başına toplasın.
IŞIK DİKİCİGİL: Ülkenin bu durumundan hoşnut olmayan kim varsa gidişatın felaket olduğunu kavrayabilen, makam mevkii hırsını bir yana bırakıp, en güçlü çatı olan CHP’de birleşmelidir.