Çağlayan Bilgen

Çağlayan Bilgen

caglayan.bilgen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

MEMURLARIN Başkent’teki ‘göstermelik toplu görüşme ortaoyunu’ süredursun ‘grev ve toplu sözleşmeli sendikal haklarının’ tanınmasını isteyen Balıkesir’in Edremit İlçesi’ndeki bir grup kamu çalışanı ilginç bir eylem yaptı.
İzmir’in Konak Belediyesi’nde 1997 yılında dönemin belediye başkanı Ahmet Sarışın’ın çöp toplama işinde kullandığı eşeklerle sözleşme yaptığını anımsatan Edremitli memurlar, Ankara’ya şöyle seslendi:
“12 yıldan bu yana Türkiye’de devlet kurumlarında çalışan eşeklerin bile; toplu sözleşme, ikramiye ve grev hakkı var. Ama memurun hakkı yok. Memur bu haklardan mahrum. Bu haklar memura ne zaman verilecek? Bu ülkede eşeklerimize verilen hakları, memurlarımıza çok mu göreceksiniz? Gelin, artık bu ülkede eşeklerimize sağlanan bu hakları, memurlarımıza da verin.”
Çaresiz kalan Edremitli memurlar, seslerini böyle duyurmaya çalıştı.
En düşük memur maaşının bin 500 TL olmasını isteyen KESK üyeleri ise AKP il binalarının önünü kararttı, ‘siyah çelenk’ koydu. İğneden ipliğe hemen her şeye zam yapılan ülkede, memurlar, işçiler ve emekliler ise adeta günlük bir simit parası ücret artışıyla kandırılmaya çalışılıyor.
Ama... Ne yazık ki; ülke gündemi ‘açılım’ adı altında ABD ve AB dayatmasına çanak tutanlar tarafından değiştirilmek isteniyor.
Oysa...
‘Benim yalnız ve güzel ülkemde’ halkın büyük kesiminin gündemi hala ekonomik kriz, işsizlik ve yoksulluk...
Kimse boşuna gündemi değiştirmeye çalışmasın...
Sevr’i hortlatıp, Atatürk’ün kemiklerini de sızlatmasın.
Yoksa, bu halk geçmişte olduğu gibi yakın gelecekte de ‘vatana ve millete ihanet’ edenlerden hesap sormasını çok iyi bilir.
Benden söylemesi...

Memurlar ve eşekler


Metro tünelinin karanlığında kalan sorular
“ÇAMURA saplandığı” için sözleşmesi feshedilen İzmir Metrosu inşaatının müteahhidi Çağlar Bozoğlu, arkadaşımız Banu Şen’le yaptığı söyleşide, “Bitirdiğimiz birçok iş var. Havaalanı inşaatlarından tutun, stadyum inşaatlarına, hükümet konaklarından yol inşaatlarına kadar...” diyor.
Ama...
‘Metro inşaatı yaptık’ demiyor.
Çünkü yapmamış...
Peki...
Bu ihale verilirken, daha önce benzer bir iş bitirip bitirmediğine neden bakılmadı?
‘Kardeşim sen hayatında hiç metro inşaatı yaptın mı?’diye neden sorulmadı.
İhale verildiğine göre; demek ki sorulmamış.
O zaman ben de Sevgili Başkan’a şu soruları soruyorum:
İhale, Bozoğlu Firması’na nasıl verildi? Hükümet kanadından birilerinin ricası oldu mu?
İhale öncesi, belediyeden üst düzey bir yetkili (yaklaşık maliyet dahil) müteahhide verilmemesi gereken herhangi bir bilgi sızdırdı mı?
Hükümete yakınlığıyla bilinen ve aynı zamanda TOKİ müteahhidi olan Bozoğlu Firması’nın tercih edilmesinde, Uzundere’deki toplu konutlarla ilgili Büyükşehir’in yaşadığı sorun etkili oldu mu?
Bozoğlu bu ihaleyi aldıktan sonra, İzmirli bir müteahhit sizi, “Sayın Başkan, Bozoğlu bu metroyu bitiremez. Bitirecek olsa bile sizi siyaseten zor durumda bırakmak için yüzde 95’ini tamamlar, geçici kabulunü ister, yüzde 5 nefaset bedeli (cezai şarta benzeyen bir uygulama) keser ve işi yarım bırakır” diye uyardı mı?
Umarım Aziz Bey, sözleşmesi feshedilen metro ihalesini, bu konuda iş bitirmesi dahi olmayan bir müteahhide neden ve nasıl verildiğini açıklar. Kamuoyu da böylece aydınlanır.


Kocaoğlu ve eski başkanlar
İZMİR’DE son günlerde ortalık adeta toz duman oldu.
Kentin son 25 yılına damgasını vuran başkanlar, çeşitli konularda görüş belirtiyor. Hepsinin de haklı ve haksız oldukları taraflar var.
Bugün işbaşında olan Aziz Kocaoğlu gibi, geçmişte Yüksel Çakmur’un da, Burhan Özfatura’nın da doğruları da oldu, yanlışları da...
Örneğin; bugün metroda yaşanan kriz...
Körfezin kokusu...
Ya da Yeni İzmir Planı’nın davalık olması gibi benzer konular geçmişte de yaşandı ...
Örneğin; Burhan Bey’in ısrarla Kordonboyu’ndan otoyol geçirmeye çalışması...
Üçkuyular’a kadar projelendirilen metro hattının makaslanıp, Üçyol’da bitirilmesi...
Yüksel Bey’in Konak Meydanı’na Galeria yapmak istemesi...
Bu icraatlar geçmiş dönemlerde büyük tartışma yaratmıştı.
Zamanla kimin doğru, kimin yanlış yaptığı ortaya çıkıyor.
Ve tüm yaşananlar, tarihin tanıklığında olup bitiyor.


CHP’li belediyeler ve şeffaflık
AKP İl Başkanı Ömür Kabak, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı şirketlerde ne kadar personel çalışıyor? Son zamanlarda kaç kişi alındı? Şirketlerin karı, zararı nedir? Belediye şirketleri meclis üyelerinin denetimine açılsın” diyor.
Sevgili Kabak, doğru söylüyor.
Ama... Aynı şekilde AKP’li belediye başkanların bulunduğu kentlerdeki şirketlerin kar, zararlarının yanı sıra yönetimlerinde kimler var, kaç lira ücret alıyor kimse bilmiyor.
Sevgili Başkan, acaba AKP’li belediye başkanlarına da aynı soruyu yöneltiyor mu?
Ayrıca, partisine mensup meclis üyeleri soru önergesi verip öğrenemez mi?
Gerçi biz de bu sütunlardan benzer bir çağrıda bulunmuştuk...
Ancak, şeffaf, katılımcı ve demokratik belediye yöneticilerinden bugüne kadar ‘tık’ çıkmadı.