Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hocamdır diye söylemiyorum; fikri öyle berrak, öyle inandırıcıdır ki...Ortalığı karıştıran son raporunda söylediği şuydu:"Türk kimliği Türkiyede yaşayan herkesi kucaklamaya yetmiyor. Bazıları kendini dışlanmış hissediyor. Türkiyeli dersek herkes kendini ev sahibi hisseder".Meğer ne hassas noktaya dokunmuş.Raporu yazdıran kurul bile raporu sahiplenmedi.Hükümet reddetti.Milliyetçiler, "vatan haini" çığlıklarıyla cadı avı başlattı.Abdullah Öcalan, "Kürtler de asli kurucudur. Anayasaya böyle yazılsın" diye tartışmaya katıldı.* * *Zihinleri açmak için kuruluş yılına uzanmakta yarar var.Mustafa Kemal, zaferden sonra, 1923 başında bir Batı Anadolu gezisine çıktı.Saltanat kaldırılmış, ama yeni rejimin adı konmamıştı.Gazi, bu gezide, kuracağı cumhuriyetin esaslarını tartışmaya açtı.16 Ocak gecesi, İzmit kasrında 6 saatlik bir basın toplantısı yaptı.O toplantıda Ahmet Emin (Yalman), "Kürtlük sorunu nedir?" diye sordu. Gazi şöyle yanıtladı:"Bizim milli sınırlarımız içinde var olan Kürt unsurlar o şekilde yerleşmişlerdir ki, pek az yerlerde yoğundur. Fakat yoğunluklarını kaybede kaybede ve Türk unsurunun içine gire gire öyle bir sınır doğmuştur ki, Kürtlük adına bir sınır çizmek istersek Türklüğü ve Türkiyeyi mahvetmek gerekir. (..) Başlı başına bir Kürtlük düşünmektense bizim Teşkilat - ı Esasiye Kanunu gereğince zaten bir tür yerel özerklikler oluşacaktır. O halde hangi livanın halkı Kürt ise, onlar kendi kendilerini özerk olarak idare edeceklerdir. Bundan başka Türkiyenin halkı söz konusu olurken onları da beraber ifade etmek gerekir".* * *Atatürk, "Kürtlere özerklik" vaadini bir daha telaffuz etmedi.Ölümünden sonra, konuşmasının bu bölümü tutanaklardan çıkarıldı.Ta ki, Kaynak Yayınları, "sansürsüz tam metni" basana kadar (İst., 1993).Sansürlenen konuşmada dikkat çeken unsur, Gazinin Türkler ve Kürtlerden söz ettikten sonra onları "Türkiye halkı" potasında beraber ifade etmesidir.Bugün önerilen "Türkiyelilik" kavramının kökeni budur.Baskın Oran, "Atatürk milliyetçiliği" konulu doçentlik tezinde (Bilgi, 1993) Kemal Paşanın Kurtuluş Savaşı boyunca hep "Türkiye milleti" ifadesini kullandığını belirtir. Gazi, savaşırken "etnik ayrım" sorununu bu deyimle aşmıştır (s. 211). Ancak 29 Ekim 1923 konuşmasından sonra bir daha "Türkiye milleti" dememiştir. Bunda, birden baş gösteren Kürt isyanlarının ve bir ulus yaratma gayretinin payı olsa gerektir.* * *Bugün "son isyan" da bittikten sonra, Cumhuriyetin 81. yılını kutlarken yeni bir fırsatla karşı karşıyayız.Eşit ve hak sahibi yurttaşlık temelinde farklı kültürlere, kendi kimliğini ifade güvencesi veren demokratik bir cumhuriyet, Türkiyeyi bölünme endişesinden ilelebet kurtarabilir.Dünkü Birgünde önemli bir söyleşi vardı.Batmanda (öldürülen PKKlıların ailelerini ziyaret edip şehit asker evlerine gitmemekle suçlanan) DEHAPın da katılımıyla oluşturulan Demokrasi Platformu, "Kardeşine ateş etme" sloganıyla "Bütün ölümlerden sorumluyuz" diyor ve hepsini engellemek için canlı kalkan olmaya hazırlanıyordu.Şu sözler onların:"Kürt sorunu, anayasal vatandaşlık temelinde, demokratik Türkiyeyle çözülür. Artık savaş anlamsızlaştı. Kardeşin kardeşe ateş ettiği her yerde var olacağız. Gerekirse el ele tutuşup karakol çevresine etten duvar öreceğiz".81. yılda çok önemli bir kavşağı dönmek üzereyiz. can.dundar@e-kolay.net Okuyup dinledikçe yüreğine su serpen birkaç isim söyle" deseler, vereceğim isimlerin başında gelir Prof. Dr. Baskın Oran...