İstanbul Beyoğlu’nda olsa kıyamet kopardı; Ankara 7. Cadde’de olduğu için pek ilgi çekmedi.
Konu, sel haberleri arasında boğuldu gitti.
Oysa Başkent, tarihi bir oylamaya hazırlanıyor.
Bahçelievler halkına “Semtiniz içkili bölge ilan edilsin mi, yoksa içkiden arındırılsın mı?” diye sorulacak.
Yani ilk içki referandumu yapılacak.
* * *
Bahçelievler 7. cadde, Ankaralı gençlerin buluşma ve eğlenme merkezlerinden biri oldu son yıllarda... Barlar ve kafelerle canlandı.
Çankaya Belediyesi, 7. Cadde’nin trafiğe kapatılması için kamuoyu yoklaması teklif etti.
Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek teklifin üstüne atladı:
“Referandum yapalım. Esnafa, vatandaşa soralım” dedi.
Çankaya Belediyesi “Çok mutlu olduk” açıklaması yaptı.
Oysa Gökçek’in başka hesabı vardı:
“Orada son dönemde bol miktarda meyhane açıldı. Bölge sakinlerinden yoğun şikâyetler alıyoruz. Hazır referandum yapmışken caddedeki restoranlarda alkollü içki satışını da halka soralım.”
* * *
Konu Büyükşehir Belediye Meclisi’ne geldi. Son anda referandum paketine “içki” maddesi de eklendi.
Çankaya Belediye Başkanı, işin özüne itiraz etmedi; “İkisi ayrı ayrı oylansın” demekle yetindi.
CHP’liler (tıpkı askeri yargı düzenlemesinde TBMM’de olduğu gibi) “uyudular”.
Önerge onların da desteğiyle oybirliğiyle kabul edildi.
CHP’li üyeler ertesi gün neye imza attıklarını anlayınca, “Valla fark etmemişiz, çok hızlı okudular, karambole geldi” diye düzeltme istediler, ama artık çok geçti.
Gökçek, “Anlama kabiliyetlerini ölçmek lazım” diye alay etti. Referandum tarihi olarak da 20 veya 27 Eylül’ü açıkladı.
20 Eylül, bayramın ilk günü...
“Ramazan bayramında içki referandumu...”
Zekice değil mi?
* * *
20 veya 27 Eylül’de, Belediye’nin anket aracı Bahçeli’de gezdirilecek. Her işletme ve her evin 1 oy hakkı var.
Anketin sonucu, belirleyici değil aslında...
Son kararı, CHP’li Çankaya Belediye Meclisi verecek.
Ama gerçek niyet, Gökçek’in bir demecinde gizli:
“Bu tip referandumları Ankara genelinde farklı konularda yapmaya devam edeceğiz. Keşke halkoyuna sunduğumuz konular Meclis kararı gibi geçerli olsa...”
Yani?
“Her konu halka sorulsa; halkın kararı derhal uygulamaya konsa...”
* * *
Arkadan gelebilecek referandum konularını tahmin edelim mi:
“Sizce gençlerin caddelerde el ele tutuşup dolaşmaları, ulu orta koklaşmaları uygun mu, değil mi?”
“Bölgenizde mini etekli kızlar, küpeli oğlanlar, eşcinseller görmek ister misiniz, istemez misiniz?”
Ya da şu “karşı sorular”a ne dersiniz:
“Sizce semtimizde ramazan davulu çalınmalı mı, yasaklanmalı mı?”
“Cami hoparlörlerinin sesinin biraz kısılmasını mı istersiniz, açılmasını mı?”
İçki referandumunda veya sonra geleceğini tahmin ettiğimiz halk oylamalarında sonuç şu ya da bu yönde, mesela “yüzde 51’e yüzde 49 çıkarsa” ne olacak?
Şu halkoyu sevdasını ve onun ardındaki faşizan niyeti biraz daha deşmek lazım.
Yerimiz kalmadı; o da yarına...