İş gücü piyasasını genel olarak olumsuz etkileyen Kovid-19 salgınının, kırılgan gruplar üzerindeki etkisi daha da büyük. Bunların başında da dünyanın 134 ülkesinde yaşama tutunmaya çalışan mülteciler var.
Kovid-19 salgını işgücü piyasasını derinden etkiledi. Bu bakımdan, zaten kırılgan durumda olan grupları daha da kırılgan hale getirdi. Ben de bu süreçte salgının söz konusu kırılgan gruplar üzerindeki etkisini düzenli olarak kaleme aldım. Bugünkü yazımda da mülteci işçilerin Kovid-19 salgınından nasıl etkilendiklerini ele almaya çalışacağım.
Şiddet, zorla çalıştırma ve çocuk işçiliği riski
Kırılgan mülteci nüfusu, ek hizmetlere, yiyecek veya gelir kaynaklarına erişim açısından riskli durumda. Bununla birlikte, söz konusu grubun hayatta kalmak için borca girmesi de muhtemel. Dahası, suç ağlarının zorla çalıştırma ve insan ticaretinden elde edecekleri karları artırmak için mültecilerin kırılganlıklarını sömürdükleri de görülüyor.
Kadın mülteciler, gittikçe artan biçimde aile içi şiddete maruz kalabiliyorlar. Ayrıca, kadın mültecilerin sağlık ve çocuk bakımı, aile içi şiddet desteği ve diğer koruma hizmetlerine erişimleri, Kovid-19 salgınından kaynaklanan kısıtlamalar nedeniyle azalabiliyor. Diğer bir korumasız grup ise mülteci çocuklar. Mülteci çocuklar, çocuk işçiliğine karşı en kırılgan gruplar arasında. Haneler, salgın nedeniyle yaşadıkları iş ve gelir kayıpları ile başa çıkabilmek için çareyi çocuk işçiliğinde bulabiliyor. Bu bakımdan, özellikle okula gitmeyen çocuklar risk altında. Burada da özellikle kız çocukları, artan ev işlerini ve bakım sorumluluklarını üstlenebiliyor ve çocuk yaşta evlilik tehlikesi ile karşı karşıya kalabiliyor.
Suriyeliler, Mersin’de, Birleşmiş Milletler’in desteklediği bir projeyle sabun üretiyor. Sabunlar tarım işçilerine ve dar gelirli ailelere sunuluyor.
Sosyal korumaya kısıtlı erişim
Kovid-19 salgını döneminde çok sayıda ülke sosyal koruma şemsiyesini genişletti. Ancak kayıtlı istihdama tabi olmamaları ve geçerli bir çalışma iznine sahip olmamaları nedeniyle mülteci işçiler gelir desteği, sağlık sigortası, ücretli hastalık izni ve diğer sosyal koruma imkanlarına erişim açısından da dezavantajlı durumdalar. ILO, mültecilerin sosyal güvenceden yoksun olması ve kayıtlı çalışanlara tanınan gelir desteği gibi imkanlardan yararlanamamalarının, hasta mültecileri çalışmak zorunda bırakabileceğine, bu durumun da kendileri ile birlikte diğer insanların sağlığını da tehlikeye sokabileceğine dikkat çekiyor.
Güneri Cıvaoğlu
Putin’in kaderinde bir çift kadın ayakkabısı
19 Mart 2024
Melih Aşık
Ali Sirmen Bir anıt adam
19 Mart 2024
Zafer Şahin
İmamoğlu ve Yavaş’ın yeni partileri
19 Mart 2024
Ali Eyüboğlu
Kate, o hamleyi niye yapmıyor?
19 Mart 2024
Çağdaş Ertuna
Taylor Swift, Travis Kelce ve Basquiat
19 Mart 2024