Önümüzdeki hafta için beklentiler yine geçen haftaki gibi. Kuzey bölgelerimiz mevsim koşullarına göre en şanslı yerler ama kıyı bölgelerde de nem işi bozuyor. Ege sert poyraz rüzgarlarıyla biraz rahat nefes alabiliyor. İç Anadolu, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu ise maalesef bu haftayı da bunaltıcı sıcaklarla geçirecek.
Doğu Anadolu’nun kuzeyi ve Doğu Karadeniz hafta sonunda ve haftanın ilk yarısında yağmur görme şansı olan nadir yerlerimiz arasında. Öngörüler tutarsa 13-14 Ağustos günlerinde Antalya-Denizli-Muğla üçgeninde ve yüksek yerlerde belki de yerel sağanaklar görme ihtimali olacak. Keşke yağsa da ormanlar ve hayvanlar birkaç damla su görebilse.
“15 Ağustos’tan sonra hava döner” beklentilerini biraz daha uzağa atmak durumundayız ama en azından üst atmosferdeki sert ve soğuk rüzgarlar bizi de yalayarak geçmek durumunda kalacak. Belki de bu nedenle havanın 15 Ağustos’tan sonra döneceği şeklinde bir genel kanı mevcut. Bize bu sıcak günleri yaşatan Basra alçak basıncını ayın ikinci yarısından itibaren ait olduğu yere doğru iteleyeceğiz.
Yurdun çeşitli yerlerinden susuzlukla ilgili haberler ve yakınmalar geliyor. Yapılacak şey ya yanıp yakılıp yetkililerden onların da yapamayacakları şeyleri beklemek ya da suyun ana kaynağı olan buluta müdahale etme sanatını geliştirmek.
“Yine hocamız başladı” demeyin. “Olsaydı gelişmiş ülkeler buna çare bulurdu” da demeyin. Bu kış da bulutları sadece tabiatın doğal parçaları, şartlar olursa yağar olmazsa yağmaz şeklinde değerlendirir ve hayran hayran seyredersek gelecek yaza bugünleri de arar hale geliriz.
İşin şakası falan yok. Olmadığını, yaşadığımız yerlerde görüyor ve hissediyoruz. Eskiden kolayca çektiğimiz yeraltı suyu bu sene daha derinlerde, seneye daha da derine inecek. Çekmek için daha çok enerjiye ihtiyaç duyacağız. Bu da barajlardaki suyun daha çok tükenmesine neden olacak. Kısır döngüyü gördünüz, değil mi?
2008 / 09 kış sezonunu da lafla geçirmemeliyiz. Taşıma suyla değirmenin dönmeyeceğini ve buluta müdahale etme sanatını bir an önce denememiz gerektiğini artık kabul etmeliyiz. Bunun siyaseti falan yok. Bu iş bir an önce devlet politikası haline gelmeli, önümüzdeki onlarca seneyi görebilmeliyiz.