Çetin Altan

Çetin Altan

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Nasreddin Hoca ile Bektaşi babası iddiaya tutuşmuşlar: - 1 Ocak 2004 günü Saddam, bugünkü koltuğunda olacak mı, olmayacak mı, diye...
İddiayı kaybeden, kazanana ne verecekmiş biliyor musunuz?
Ayıptır söylemesi, yeşile boyanmış bir osuruk heykeli...
Kim isterse girebilir böyle bir iddiaya.
Şayet soruyorsanız:
- Ne karşılığında, diye...
- Kerkük’le Musul’un uzaydan çekilmiş fotoğrafı karşılığında...
***
Gazeteci Serpil Çevikcan’ın verdiği ve dünkü Milliyet’in manşete çıkardığı haberinden öğreniyoruz ki, cephane taşıyan bir Amerikan filosu; bizim Taşucu, Mersin ve İskenderun limanlarına yanaşabilmek için, 4 gündür Ankara’nın iznini bekliyor ve Akdeniz’de tur atıp duruyormuş.
Pentagon’un gafleti işte...
ABD Genelkurmayı, gideceği limanlara yanaşma izni alıp alamayacağını netleştirmeden; cephane yüklü bir filoya denize açılma emri vermiş.
Ve Amerikan filosu da tur atıp duruyormuş şimdi Akdeniz’de...
Filo komutanı kimbilir ne kadar heyecanlıdır şimdi; bizim limanlara yanaşma izni alabilecek mi, alamayacak mı, diye...
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Pearson da, bu konuda yeterli bilgiyi aktarmamış olacak Washington’a... Oysa üst düzey bir diplomat izlenimini veriyordu.
Gideceği limanlara yanaşma izni alamadığı için, 4 gündür Akdeniz’de tur atıp duran cephane yüklü bir Amerikan filosu...
Siz ne diyorsunuz:
- Cephane yüklü Amerikan filosu bizim limanlara yanaşabilecek mi, yanaşamayacak mı?
Tabii bir ihtimal daha var; o da, bir daha kimsenin bu konuya değinmemesi...
***
Bir Amerikalı politikacı:
- Bütün politikacılar yalan söyler, demiş.
Amerikalı politikacı doğru söylemiş.
Madem Amerikalı politikacı doğru söylemiş; öyleyse bütün politikacılar demek ki, yalan söylemiyormuş.
Bütün politikacılar yalan söylemediğine göre; demek ki, Amerikalı politikacı yalan söylemiş.
Amerikalı politikacı yalan söylediğine göre; gerçekten hepsi yalan söylüyormuş. Hepsi yalan söylediğine göre; demek ki, Amerikalı politikacı doğru söylemiş.
Amerikalı politikacı doğru söylediğine göre; demek ki, hepsi yalan söylemiyormuş. Hepsi yalan söylemediğine göre; demek ki, Amerikalı politikacı yalan söylemiş. Yalan söylediğine göre...
Şimdi bir soru:
- Türk - Washington - Bağdat ilişkilerine bir de bu açıdan bakmak gerekmiyor mu acaba?
***
Sade Irak değil, bir de Kıbrıs, hatta bir de AB sorunu var...
Ünlü Fransız mizahçısı Pierre Dac’dan matrak bir saptama:
"Ne tek yönlü, ne giriş yönü yasaklı, ne gidiş - geliş yönlü yolların; aslında hiçbir yönleri yoktur, çünkü tüm yönlere giderler."
Hani sanki Irak - Kıbrıs - AB ilişkileri gibi...
***
Ve Ziya Paşa’nın Terkib - i Bend’inden bir beyit:
Milyonla çalan mesned - i izzetde serefraz, (yücelikte saygınlığa dayanmış)
Birkaç kuruşu mürtekibin cay - i kürektir (birkaç kuruş yürütene de kürek cezası)
Bu beyiti siyasetçilerin boynuna mı asmak gerekir, yoksa partilerin kapılarına mı, kestirmek zor...