Politikanın dışındaki, sadece görebilenlere görünen dünyaların değişik doruklarında, kendi rüzgârlarını estirenlerin yarattığı oksijenler...Kuşak farklarının kaybolduğu, güncel konuların silinip eridiği, ömür öncesi ve ömür sonrası ufuklarda, yerçekimsiz gönülsel ve beyinsel şölenlerin paylaşımı...***2. Dünya Savaşının sonlarında, İngiltere Başbakanı Churchill, Fransaya kadar uzanıp da kürsüye çıktığında, söze şöyle başlamıştı:- Kafanızı gözünüzü sakının, Fransızca konuşmaya çalışacağım çünkü...Fazıl Saydan da özür dileyerek, Churchillin o başlangıç cümlesini tekrarlamak geliyor içimden:- Kafanızı gözünüzü sakının, müzikten söz edeceğim çünkü...***8 yıllık iktidarı sonunda, 33 yaşındayken cellat urganının boynuna dolanmasıyla yeryüzünden kopup gitmiş olan Padişah Deli İbrahimin yaptırmış olduğu Sirkecideki ünlü Sepetçiler Kasrı...Kendi özgünlüğü içinde sıvanmamış taşlardan, yarım kavisli yüksek tavanlar; yanan bir şömine; şöminenin az ötesinde, üstü değişik türde sandviçler, tatlı kurabiyeler, atıştırmalık çeşit çeşit yiyecek tepsileriyle donatılmış, alçak bir masa ve yanımda Fazıl Say...Ne kadar da genç Fazıl Say, neredeyse torunum yaşında...***Fazıl Saya, yıllarca keman dersi almış olmama karşın, babam gibi benim de müzik kulağımın olmayışından söz ediyorum; birkaçı hariç, sevdiğim senfonileri dinlerken bile, adlarını çıkaramadığımdan... Oysa annem, kemanla alafranga, utla da alaturka çalardı babam için. Babam ise sıkıldığını saklamaktan yorulur, usulca bıyıklarını kemirmeye başlardı.***Orkestların başının derdi olan Beethovenin 5inci Senfonisinden söz ediyoruz.Senfoninin muhteşem kere muhteşem girişindeki o ilk 4 nota... Ve sonra hemen bir "S"... Yani tak diye bir duruş, bir sessizlik...Fazıl, ağzıyla senfoninin girişini mırıldanıyor; ta ta ta, taaa...Ve bendenizin de kendisine, adeta imrenerek hayran olduğum, eşsiz menentsiz ünlü orkestra şefi Herbert Von Karajanın, o senfoniyi nasıl yönettiğini anlatıyor...İlk giriş ve "S"den sonra, iki yana doğru açtığı ellerini, omuzları düzeyine kadar yükseltmeye başlaması...***Sözün ve yazının anlatamadığı yerde başlayan müzik...Orhan Velinin "Bilmezdim kelimelerin bu kadar kifayetsiz, şarkıların bu kadar güzel olduğunu, bu derde düşmeden önce; bir yer var yaklaşmışım, hissediyorum, anlatamıyorum" dediği alan...Orhan Velinin babası Veli Bey de, alaturkanın sakin dalgalı bir musikişinasıydı.Orhan Veli de biliyordu, müziğin başladığı yere, kelimelerin erişemediğini.***İlkokuldaki müzik hocamız İsmail Hakkı Bey, birçok okul şarkısının bestecisi...Mandolin dersini ondan almış ve 5. sınıfı bitirirken bir de konser vermiştik.***1940ta Walt Disneyin "Fantasia" filminde yapmaya çalıştığı gibi, Bachın, "Pastoral Senfoni"nin, "Ölülerin Dansı"nın, çizgi filmle ekrana değişik görüntüler halinde yansıtılması ve müziğin, belirli görüntüler çerçevesi içinde hapsedilmesi...Fazıl Say da karşı çıkıyor, müziğin belirli bir görüntüyle çerçevelenmesine; öğrencisi olduğum Larouméenin esintisiyle, bendeniz de...***Fazıl, Scarlattinin; piyanistin kendi yaratıcılığına da geniş kapılar açan müzik parçalarına değiniyor...Kompozitör ve virtüöz yorumcu...Dalga dalga şiirler kabarıp taşıyor yüreğimin dudaklarıyla, dudaklarımın yüreğinden...Kandilli yüzerken uykularda,Mehtabı sürükledik sularda,Bir yoldu parıldayan gümüşten;Gittik, bahsaçmadık dönüşten.***"Bitmemiş Senfoni"deki o giriş viyolonsellerle...Müzik kulağından yoksun benliğimi çok aşan Wagner, Richard Straus, Stravinsky; birkaç saniyelik bir ıslıkla bile tadamamak onları...Bir resme bakarken başlayan bir körlük gibi; müziğin değişik boyutlarına doğru, elinde olmadan başlayan bir körlük...***Tek başıma artık dinleyemediğim "Requiem", "Marche Funebre", "3üncü Sefoni"...Fazıl Sayla geçen saatler; yeterince müziğe layık olamadığım halde...Hem zamanı unutmanın mutluluğu, hem de gizli bir öksüzlük...İnsanoğlunda kuşaklardan kuşaklara sürüp giden kalite mayalanmasında; sanırım ki, çok değişik bir barometre de müzik...***Öbür gün AB üyeliği için müzakerelerin başlamasıyla ilgili karar, olumlu çıkacaktır canım; ta ta ta taaa... c.altan@prizma.net.tr BAZI gazeteci genç dostlar, geçtiğimiz Pazar günü saat 13te, Fazıl Sayla ortak bir sohbet için, Sepetçiler Kasrında bir buluşma düzenlemişlerdi.