Yazarlar Cığara

Cığara

14.12.1996 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ali Sirmen

Cığara

İLHAN Mimaroğlu'nun, "Karşı Köşe"sini okuyorum büyük bir keyifle. Kitap insanı içinde bulunduğu dünyadan alıp, hiç değilse bir süre için başka bir yere götürür.
Şu sıralarda böyle düşsel bir geziye öylesine ihtiyacım var ki. Her yanı sarmış olan pisliğin, toplumsal budalalık ortamında hızla büyümesi, herkesi bu pisliğe bulaştırmak isteyen sarışın kadının olağanüstü küstahlığı deli ediyor beni. Mimaroğlu tam zamanında yetişti "Karşı Köşe"si ile.
Sakın, bu kitabın eğlendirici ve oyalayıcı olduğunu düşünmeyin! Hiç değil. İlhan Mimaroğlu huysuz ters bir yazar.
Zaten yazarın da, huylu ve düzü neye yarar ki?
O bize New York'un, kendine özgü çarpıklıklarını, pisliklerini, güçlüklerini, Made in USA budalalıkları, parlak zekası, tipi gibi çarptığı yeri yakan mizahı ile anlatıyor. Pisliklerin, çarpıklıkların, izlediğiniz budalalıkların frekans değişimi ise dinlendiriyor insanı.
Kitabı açıyorum ve daha önce gazetede okumuş olduğun "cığara" yazısını bir kez daha okuyorum.
İlhan Mimaroğlu, iflah olmaz bir sigara tutkunu. Amerikalıların ahmaklıklarının en sonuncusu olan, sigara yasağına da şiddetle saldırıyor. 1995 kışında iki kez sigara, daha doğrusu sigara yasağı yüzünden bronşit olduğundan (çünkü artık fuayelerde bile sigara içilmesine izin vermedikleri için, kapı dışında içerken üşütmüştür) artık tiyatro opera ve konser salonlarına da gitmediğini belirtiyor.
Sigaranın kanserle ilgisini bildiğini vurguladıktan sonra, şöyle sürdürüp noktalıyor yazısını:
"Ne ki istatistikler, dünyada hele hele Amerika'da sigara içenlerin azalmasıyla kanserin azalmak bir yana, gitgide artmakta olduğunu gösteriyor. Kanserin ve başka hastalıkların artmasında etken daha birçok neden var. Motorlu taşıtların egzoslarından başlayıp, yiyip içtiklerimizdeki kimyasal katkılara değin sayıp dökebilirsiniz bu etkenleri. Bunları örtbas etmek için sigara içenler şamar oğlanı gibi kullanılıyor ve sigara yasağı Amerikan faşizminin türlü örneklerinden biri olarak gelişiyor.
....George Orwell sigarayı İspanya İç Savaşı'nda faşizme karşı savaşanların ikinci silahı olarak görmüştü. Sigara yasağı faşistlerine karşı birinci silahımı edinmek zorunda kalmaktan kaçınmalıyım. Madrid'den kalkan son trene, diyecektim ki, New York'tan kalkan son uçağa yetişmeliyim. Amerikan maymunu olmak istemeyen bir ülkeye doğru. Kalacaksa öylesi."
Herhalde Türkiye'yi düşünmüyordu Sevgili Mimaroğlu. Çünkü o bizim toplumun Amerikan maymunu olamayacak kadar kişilikli olduğunu, düşünebilecek denli saf değil.
Nitekim, sigara yasağı bizde de yürürlüğe girdi. Her türlü habasetin serbest olduğu ülkede şimdi sigara yasak. Ama o da diğer yasaklar kadar uygulanıyor ya neyse.
Bunları düşünürken, dünkü Milliyet'in Tüketici Köşesi'nde Büyük Şehir Belediyesi Çevre Koruma Müdürü Mustafa Öztürk'ün Şile dolaylarında çıkarılan kaçak kömürün neden olduğu çevre kirliliğinin en yoğun olduğu dönemde, bu havayı altı dakika solumanın ölümlere neden olabileceği açıklamasını okuyunca güldüm.
Her türlü pisliğin, kaçak kömürün, çevre kirliliğinin ortasında, kimileri, dostlar alışverişte görsün kabilinden, sigaraya takmışlar.
Bu pislik ve çevre kirliliği içinde zavallı sigara ya da piponun esamisi okunur mu?
İlhan Mimaroğlu Amerikan maymunu olmak istemeyen bir ülkeyi boşuna arayacak galiba.
Eh, bu yaştan sonra, sigaradan puroya geçip Küba'ya yerleşemeyeceğine göre...