YazarlarClinton'dan detone saksofon...

Clinton'dan detone saksofon...

20.08.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Clinton'dan detone saksofon...

Clintondan detone saksofon...

"WEİRD"...
Kelimenin Türkçe karşılığını bulmak zor. Gerçekdışı, gerçeküstü, garip, tuhaf... "Weird" bunların hepsini içeriyor.
TV kameraları ve "global köy" karşısında günah çıkartan Başkan'ı yakından izleyen gazeteciler durumu işte bu sözcükle özetliyor...
Clinton'ın "sexgate" üzerine yaptığı 4 dakikalık konuşmayı, "Beyaz Saray harita odasında" televizyona çeken CNN gazetecileri; Başkan'la yüz yüze yaşadıkları o anı şöyle naklediyorlar:
"İzleyiciler herhalde bu konuşmanın sonunu beklemeden, ekrana sırtını dönmüştür... Clinton sustuğu anda odaya yayılan ilk izlenim, ilk his buydu!.."
Doğrusu ben de kendi evimde, koltuğuma sereserpe yayılmış konuşmayı izlerken, aynen bu hisse kapıldım: "Weird", tuhaf, gerçekdışı...
"Monica Lewinsky için şimdiye dek söylediklerim 'hukuken doğru' olmakla beraber, size etraflı bilgi vermedim. Lewinsky ile gerçekte 'uygun olmayan' bir ilişkim oldu. Bu kişisel hatanın ve sağduyu noksanlığının sorumluluğunu üstleniyorum. Ama başkanların da özel hayatı vardır. Benim özel hayatım yalnız karımı, kızımı ve 'Tanrı'yı ilgilendirir! Fazla üstelemeyin!" dedi özetle koskoca ABD Başkanı.
Hani bu sahneyi "Wag the Dog" falan gibi bir filmde görsem; bu kadar olmaz; bu ne kötü aktör, bu ne sahtelik, ne sığlık; diye düşünürdüm. Bunun film aktörü değil de; gerçek hayatın ortasından çıkan ABD Başkanı gibi fevkalade gerçek bir aktör olduğuna inanmakta güçlük çektim doğrusu.
Günlerdir gerçi, Clinton'ın "global köy" önüne "yarım ağızlık itiraf ve özürlerle" çıkacağı yazılıp çiziliyordu ama olay cidden de önceden yazılıp çizildiği gibi ceryan edince, ardında bıraktığı duygu bir tuhaf "i - na - na - ma - maz - lık" oldu. Amerikalılar arasında da böyle düşünen çok olmalı ki, Başkan'ın popülaritesi bir anda % 60'tan, % 40'a düştü.
"Ya hakikaten sorumluluk duygusundan tümden yoksun, ya da dünya ile dalga geçebileceğini düşünüyor!" İnsanda böyle bir izlenim bırakan bir konuşma yaptı çünkü Clinton.
Bunun genel geçer ahlak değerleriyle ilgisi yok.
"Tanrı"yı neden işin içine karıştırdı bilinmez ama Başkan'ın "uçkur hikayeleri" son tahlilde, gerçekten yalnızca ailesini - karısı ve kızını - ilgilendiriyor. Kamuoyu yoklamaları, Amerikan halkının da büyük çoğunluğunun böyle düşündüğünü, herkesin skandaldan usandığını ve bir an önce konunun gündemden düşmesini beklediklerini ortaya koymaktaydı.
Yani Amerikalılar Başkan'a "şahsi hata" payı tanımıştı zaten. Ama "dürüst", "samimi", "cesur" ve "etkileyici" olmaktan çok uzak bir konuşma yaparak, o "şahsi hatayı" patetikleştirdi şimdi Clinton. Çünkü bir taraftan meseleyi küçümseyen bir tavır alırken bir taraftan herkesin gözünün içine baka baka yalan söylediğini itiraf etmiş oldu.
Starr tarafından köşeye sıkıştırıldığı için, jüri karşısında ifade vermeye zorlanan ve arkadan da kendisini TV kameraları önünde hesap vermek durumunda bulan ABD Başkanı, ağzında gevelediği tüm bu klişelerden uzak; biraz daha zeki ve biraz daha derin bir şeyler söyleyemez miydi acaba?
Söylediklerinden başka hiçbir şey söylenemeyecek denli kıstırıldıysa; hiçbir şey söylememek; bu mümkün değilse, sessizce çıkıp gitmek; bu duruma düşmekten yeğ değil miydi?
Nereden bakarsanız bakın, baştan sona inanılmaz bir hikaye bu.
Clinton'ın başka bir kadınla başka bir cinsel taciz davasından yargılanırken (Paula Jones), kendisine piza getirip götüren küçük bir stajyere takılması; küçük stajyerin "sperm lekeli" elbiseyi saklayacak denli manyak ve hesapçı çıkması, Başkan'ın 20 yıl önceki iş ilişkilerinde (Whitewater) ortaya atılan yolsuzluk iddialarını araştırmak için görevlendirilen bir savcının (Starr), soruşturma konusu ile hiç ilgisi olmayan uçkur hikayelerini bir engizisyoncu azmi ile tek tek didiklemesi...
Bunların hepsi baştan sona gerçeküstü ve tuhaf.
Watergate skandalını ortaya çıkartan Carl Bernstein, NBC televizyonuna verdiği bir söyleşide şöyle diyordu:
"On - yirmi yıl sonra, geriye bakıldığında, Amerika 'sexgate'i ciddi bir ulusal çılgınlık anı olarak hatırlayacak..."
On - yirmi yıl beklemeye pek gerek kalmayacak. Bu "tuhaflık" ve "çılgınlık" duygusu - eğer dayanabilirse - Clinton'ın başkanlık koltuğunda geçirdiği son iki yıl boyunca, her gün, herkesi daha fazla saracak...




Yazara E-Posta: cerrahoglu@milliyet.com.tr

KEŞFETYENİ
Verdiği kilolarla dikkat çekiyor! Zara sır diyetini açıkladı
Verdiği kilolarla dikkat çekiyor! Zara sır diyetini açıkladı

Cadde | 23.06.2025 - 07:40

Son dönemde verdiği kilolarla magazin gündeminde adından söz ettiren Türk Halk Müziği sanatçısı Zara, fit görünüme kavuşmasının sırrını verdi.

Yazarlar