Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Dünyanın gözü bir süredir Rusya’da; muhalif isim Aleksey Navalni’de. Zehirlenme sonrası Almanya’da tedavi gören, tedavisinin ardından da Rusya’ya dönen ve sınırda gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Navalni, 3.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu hafta Navalni taraftarları sokaktaydı. Rusya’daki karışıklık birkaç temel soruyu bir süredir gündemde tutuyor: 1- Navalni neden hedefte? 2- Sokak ne diyor? 3- Anketler ne diyor?

Rusya’daki son kamuoyu araştırması 4 Şubat’ta yayınlandı. Bağımsız bir kuruluş olarak bilinen Levada-Center 29 Ocak-2 Şubat arasında Rusya’nın 50 bölgesinde 1616 kişiyle görüştü. Buna göre Rusların yüzde 49’u ülkenin doğru yolda gittiğini düşünüyor. Aksini düşünenlerin oranı ise yüzde 40. 18-24 yaş genç grupta her 100 kişiden 48’i de bu görüşte. Rus Lider Vladimir Putin en çok güvenilen siyasetçi listesinde yüzde 29 oy oranıyla ilk sırada. Ancak Ekim ayında yapılan ankette bu oran yüzde 34’tü. Listede Navalni yüzde 5’le 6. sırada. Ancak bir noktanın altını çizmek gerekiyor ki, Navalni ilk kez Komunist Parti Lideri Gennadi Züganov’u geçmiş durumda.

Haberin Devamı

Aynı kamuoyu araştırma şirketinin geçen Aralık ayında yaptığı ankete göre Rusya’da her 100 kişiden 61’i Navalni’nin zehirlenme olayıyla ilgili bilgi sahibi. Yüzde 17’si süreci yakından takip etti, yüzde 19’u bu olayın Batılı istihbarat örgütlerinin işi olduğuna inanıyor. Anketin çarpıcı sonuçlarından biri de bu zehirlenme olayıyla Rus devletinin irtibatını kuranlarının sayısının epey az olması. Ankete katılan Ruslardan sadece yüzde 15’i muhalif bir ismin sesinin kısılmasını istediği için bu eylemin yapıldığı görüşünde. Navalni’nin yolsuzluklar konusunda yaptığı belgeseller yüzünden zehirlendiğini düşünenlerin oranı ise yüzde 7.

Sokak ne diyor?

Rus gazeteci Dmitry Kolezev, protestolar için sokağa çıkan herkesin Navalni destekçisi olmadığının altını çiziyor. Rusya’da uzun süredir kötü giden bir ekonomi var. Kolezev, “Putin’in son dönemde popülaritesi ekonomideki kötü tablo yüzünden düşüşte. Bunun yanısıra ülkedeki yolsuzluklar, yasalara aykırı adımlardan rahatsız olanlar da sokakta” diyor. Kolezev, Navalni’ye karşı olanların ağırlıklı olarak O’nun Batı’nın adamı olduğunu düşündüğünü anlatıyor. Rus seçmeninin genel olarak Avrupalılaşmak istemediğini söyleyen Kolezev, “Bu yüzden Navalni’ye destek sınırlı kalıyor” diyor.

Haberin Devamı

Navalni kendisini “Siyasetçi” değil “Blogger” olarak tanımlamayı tercih ediyor. O böyle tanımlasa da Rusya’nın genelinde örgütlenmiş bir yapılanması var. Rusya’nın 40 şehrinde onu destekleyenlerin açtığı ofisler mevcut. Rus gazeteci Kolezev Navalni için “Potansiyel bir lider olduğu için hedefte. Daha önce birkaç kez seçime girmeyi denedi ama adli sicil kaydı yüzünden onay alamadı. Navalni’nin Rusya’daki diğer muhalif karakterlerden farkı Vladimir Putin’i doğrudan ve kişisel olarak hedef alması. Hazırladığı ‘Putin’in Sarayı’ belgeseli 100 milyondan fazla izlendi. Kremlin, 2024 Devlet Başkanlığı seçimlerine giden süreçte onu bir tehlike olarak görüyor. Kremlin, sokak protestolarının Ukrayna, Belarus’ta olduğu gibi büyük eylemlere dönüşmesini ve ülkenin türbülansa girmesini istemiyor” diyor.  

Haberin Devamı

Rusya’da en güvenilen politikacı (Levada-Center anketi)

Vladimir Putin (Devlet Başkanı): %29

Mihail Mişustin (Başbakan): %12

Vladimir Jirinovski (Liberal Demokrat Parti Lideri): %10

Sergey Şoygu (Savunma Bakanı): %8

Sergey Lavrov (Dışişleri Bakanı): %7

Aleksey Navalni: %5

Gennadi Züganov (Komünist Parti Lideri): %4

Kimseye inanmıyorum: %21

Yanıtlamayanlar: %19

Sokaktaki destek henüz anketlerde yok

Pandemide mutsuz hayatlar

Koronavirüsün hayatımıza girmesinin üzerinden bir yıldan fazla süre geçti. Salgının hızını azaltmak için uymak zorunda olduğumuz kurallar, almamız gereken tedbirler bizi bunalttı, psikolojimizi olumsuz etkiledi. Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği’nin (Y-PEER Türkiye) ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun gençler üzerinde yaptığı araştırmanın sonuçları da mutsuzluğumuzun tablosunu ortaya koydu.

Türkiye’de 18-30 yaş arası, büyük çoğunluğu şehirlerde yaşayan 700’e yakın gencin katıldığı araştırmaya göre her 100 gençten 53’ü okula ya da işe gidemediği mutsuz...

Eve kapanan hayat (Y-PEER ve UNPFA araştırması)

Arkadaşlarımı özledim: Yüzde 65

Ailemin yanında olmaktan bunaldım: Yüzde 55

Uzaktan eğitim konularını öğrenemiyorum: Yüzde 52

Dersleri düzenli ve etkin takip ediyorum: Yüzde 39

Fırsatçı mutasyonlar

Koronavirüs ailesi yakamızı pek bırakacağa benzemiyor. Birinci, ikinci, üçüncü dalga derken, artık virüsün mutasyon geçirmiş hali de hayatımızı zorlaştırıyor. İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya’da görülen üç mutant virüs de artık Türkiye sınırlarında; üstelik virüsler yayılımını da sürdürüyor. Geçmişte koronavirüs ailesinden sayılan SARS ve MERS virüslerinin de çok kez mutasyona uğradığı biliniyor. Bu tip salgınlarda bir diğer risk ise fırsatçı mutasyonlar.

Enfeksiyon uzmanı Prof. Dr. Sıla Akhan, İngiltere’den yayılan ve bildiğimiz mutasyonun haricinde bir tip mutasyon daha olduğuna dikkat çekti, bu mutant virüsün de ileride bir şekilde ortaya çıkabileceği konusunda uyardı. Akhan, “İngiltere’de virüsün gen diziliminde iki aminoasit çoğalma sırasında kaybolmuştu. Biz buna delesyon diyoruz. Virüs o aminoasitler olmadan yoluna devam edebiliyor, çoğalabiliyor. Bu İngiltere’de immunsuprese yani bağışıklık sistemi zayıf olan hastalarda tespit edildi. Yani kanser tedavisi görmüş, örneğin organ nakli sebebiyle bağışıklığı düşen kişiler bunlar. Sistem, böyle bir durumda bu değişikliği farkedemiyor dolayısıyla vücut da antikor üretemiyor” diyor. Prof. Akhan, İngiltere’de görülen bu ikinci tip mutant virüsün henüz diğer ülkelere yayılamadığının, şimdilik ortadan kaybolmuş gibi görüldüğünün ama başka bir yerden çıkabileceğinin altını çiziyor. Elbette ortaya çıkmaması da bir ihtimal.

Sokaktaki destek henüz anketlerde yok

Tüm tarafların güvendiği isimdi

Timur Göksel Lübnan denilince akla ilk gelen, diplomasi muhabirlerinin yakından tanıdığı isimlerden biriydi. Birlemiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL)’in eski Sözcüsü koronavirüs yüzünden hayatını kaybetti. Göksel, çok mezhepli yapısı yüzünden siyaseten istikrarın sağlanamadığı Lübnan’da tüm tarafların güvenini kazanmış bir isimdi. Gazeteci Ayşe Karabat Göksel’i “Bu yönetimin yapısı nedeniyle iç savaş döneminde, bütün taraflar birbirinden nefret ederken ve çatışırken, herkesin güvendiği bir isim vardı, O da Timur Göksel’di. Lübnan’a altı aylığına geçici görev ile gitmişti, evi İsrail’deydi. İsrail kurulduğundan beri kapalı olan Lübnan-İsrail sınırını her gün iki kere geçen tek insandı. Sonra tamamıyla Lübnan’a yerleşti. Sanırım, hem Lübnan’da bütün grupların saygısını ve güvenini kazanması, hem bu kapalı sınırdan elini kolunu sallaya sallaya her gün geçebilmesini kendi kişiliğine borçluydu.” cümleleriyle anlatıyor. Karabat, Göksel’in Lübnan’ın karmaşık iç siyasi dengelerini basit dille anlatabildiğini, nesnel bilginin yanı sıra vicdanın da her daim devrede olduğunun altını çizdi. Bir kültürü öğrenmenin en önemli yolu yerel yemekler ve müziğini bilmek olduğunu söyleyen Karabat, “Kıyıda köşede kalmış güzelim yerel restoranları da, yerel ama evrensel müzikleri tanımamda etkisinin olduğunu söyleyebilirim. Bu anlamda da Timur Bey, bence tam bir ‘guru’ idi. Lübnan’ın ruhu değişiyor artık, eski ruhunu en iyi bilen ve en nesnel yaklaşan Timur Bey ise vefat etti. Ben üzgünüm, arkasından üzülenlerin her mezhepten ve siyasal gruptan olduğuna da eminim” dedi.

Sokaktaki destek henüz anketlerde yok