Derya Sazak

Derya Sazak

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ABD, Körfez’e gönderdiği 20 bin kişilik askeri kuvvetle ocak sonunda silah denetçileri raporu BM’ye ulaştıktan sonra Irak’a saldırmaya hazırlanırken yeni senaryolar üretilmeye başlandı.
Tahran’daki Entekbah gazetesi,’Bush ve Putin’in Saddam’ı kansız devirme’ konusunda anlaştığını yazdı.
Bush yönetimi ‘savaşsız çözüm’ için son bir deneme yaparak Irak liderini görevinden çekilmeye ve ülkesini terk etmeye zorluyor. Bu amaçla Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Suriye Devlet Başkası Beşar Esad’ın devreye girdikleri öne sürülüyor. Saddam istifa ederse, Ortadoğu’dan Rusya’ya pek çok ülkenin Irak liderine ‘sürgünde yaşam’ için kapıyı açacakları haber veriliyor.
Kuşkusuz bu bir senaryo ve tanıdığımız kadarıyla Saddam, ülkesini terk etmektense ‘savaşarak ölmeyi’ tercih eder!
İngiliz The Guardian gazetesi, 26 Ocak’ta görev sürelerini tamamlayacak silah denetçilerinden birinin gözlemlerini açıkladı.
Muhabirle konuşan denetçi, Bağdat’taki durumlarını ‘müze gezen turistlere’ benzeterek, ABD’nin baskısından yakınmış:
‘Her yer açık. Yardıma ve bilgiye ihtiyacımız var. Bilmediğimiz bir şeyi aramamız ve bulmamız mümkün değil. Eğer görevimiz, Iraklıları pantolonları inik halde yakalamak idiyse kesinlikle kaybediyoruz. Şüphe çeken en küçük bir madde ya da malzeme bulamadık.’
The Guardian’dan haftalar önce, silah denetçilerinin Bağdat’ta yapmaya çalıştıkları işin ‘samanlıkta iğne aramak’ olacağını yazmıştık.
Körfez Savaşı’ndan bu yana 12 yıldır ağır ambargo altında yaşayan bir ülkenin ‘kitle imha silahı üretmesi’ nasıl mümkün olacaktı?
Saddam, BM denetçilerine sarayları bile açtı. Çok gizli, kozmik yerler bulunuyorsa, onca Bond filmi çeken İngiltere’de ‘Kraliçenin hizmeti’ndeki ajanlarla CIA’nın bu silahların yerlerini çoktan saptamış olması gerekmez miydi? Casus uçakları, uydular ne işe yarıyor?
ABD, Irak’la uğraşırken, asıl ‘nükleer kapasite’ Kuzey Kore’de ortaya çıkarıldı. Ancak Bush’un ‘önleyici savaş’ doktrini Afganistan’dan sonra Irak ve Ortadoğu’daki petrol bölgesini hedef alırken, Kuzey Kore kapsama alanına girmiyor.
Le Monde Diplomatique’te Richard Falk imzalı makalede ABD’nin uluslararası hukuku hiçe sayarak dayattığı ‘savaş oyunları’ eleştiriliyor:
‘Amerikan stratejisi, Versailles Antlaşması’ndan beri hiçbir ülkeye dayattırılmamış en ağır yaptırımlı barış koşullarının Irak’a uygulanması kararı üzerine kuruludur.’
Silah denetçileri Bağdat’tan eli boş dönerse ABD savaşı nasıl başlatacak? Irak’ın işgalini dünya destekleyecek mi?
Bush baskıyı artırdıkça ‘dehşet dengesi’ Saddam’ın elini güçlendiriyor. Irak lideri bu şartlarda sürgüne gitmektense, Bush’un saldırıyı başlatmasını beklemeyi yeğler.
Körfez Savaşı’nda aynı süreç yaşanmadı mı?