Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

2022’de zemin sağlamlaştırıldı, 2023 daha iyi bir yıl olabilir...” Sözün sahibi yetkilinin kastettiği Türkiye AB ilişkileri. Çünkü bu yıl, 2016 FETÖ darbe girişiminin ardından neredeyse çıkmaza giren ikili ilişkilerde, hem geçen sürenin hem de büyük ölçüde Rusya – Ukrayna savaşında Türkiye’nin üstlendiği rolün de katkısıyla, bir nebze de olsa ilerleme oldu. Örneğin, AB 15 Temmuz 2019’da aldığı yaptırım yüklü konsey kararlarının kendi ayağına dolandığını gördü.  Kararlar nedeniyle yapamadığı Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantıları (YDDT) yerine 5 farklı alanda (sağlık, tarım, göç ve güvenlik, iklim, bilim araştırma ve yenilikçilik) yenilerini icat ederek, Türkiye ile aynı masa etrafında buluştu. Buradan yola çıkarak, 2023 yılında Türkiye açısından AB ilişkilerindeki beklentilere, etkinlik takvimini de dikkate alarak göz atmak mümkün. Öncelikle, 2023 AB teknik çalışmalar ve diyalog toplantıları açısından oldukça yoğun geçeceğe benziyor. Gelecek yıl  8 alt komite toplantısından 7’sinin yapılması planlanıyor. 2023 Şubat’ında Karma Parlamento Komisyonu toplantısının Ankara’da gerçekleştirileceğini hatırlatan yetkililer, “en ilginç toplantı” için ise haziran ayına işaret ediyor. Haziranda AB’ye aday ülkelerden Moldova’da, Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi  düzenlenecek. 44 ülkenin davetli olduğu Zirve’de Türkiye’nin,  bir ‘genişleme toplantısı’ yapılması için çabalayacağı anlaşılıyor. Bir diplomat, Türkiye’nin 10+3 formülüyle, yani  aday ülkeler (10) ile Avrupa Komisyonu Başkanı, Avrupa Konseyi Başkanı ve AB dönem başkanı İsveç’in aynı masada bir araya gelmesini desteklediğini söyledi. Yetkili bu konuda Türkiye’ye destek verenler olduğunu vurgularken, böyle bir toplantının Türkiye’deki kurumlarda artık iyiden iyiye azalan AB heyecanını yeniden arttırabileceğini belirtti.

Haberin Devamı

Engeller değişmiyor

Türkiye’nin 2023’te bir başka hedefi ise, yine 15 Temmuz’un ardından askıya alınan Türkiye - AB  zirvelerinin tekrar hayata geçirilmesi olacak. Kaynaklar, AB’nin özellikle enerji konusunda Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantısını (YDDT) yapma konusunda istekli olduğunu ancak Yunanistan ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) engelinin sürdüğünü hatırlatıyor. Ancak daha önce istediği zaman formül üretebilen AB, bu konuda da bir formül üretebilir. Örneğin, bir isim değişikliği ile, enerji yerine enerji dönüşümü denilerek toplantının yapılabileceği kaydediliyor.Yetkililer, Yunanistan – GKRY ikilisinin Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda da ayak direyen taraflar olduğunu hatırlatırken, seçimler öncesinde genel olarak AB’de de Türkiye’ye prim vermeme gayreti olduğunu belirtiyor. Güncelleme konusunda ise Türk özel sektörünün en yakın destekçisi, AB özel sektörü. Bu konuda “AB özel sektörü samimiyetle, Gümrük Birliği güncellemesinin artık bir zorunluluk haline geldiğini, hem ekonomik hem de yeşil ekonomi ve dijitalleşme politikaları nedeniyle görüyor” ifadesi kullanılıyor. Malum, AB 2026 yılında demir-çelik, alüminyum, çimento, elektrik ve gübre sektörlerinde sınırda sıfır karbon düzenlemesini hayata geçirmeyi hedefliyor ve Türkiye bu alanlarda AB’nin önemli bir ticaret ortağı. 

Haberin Devamı

AB’nin yaptırım hatırlatmaları

Haberin Devamı

Zaman zaman AB yetkilileri ve kurumlarından gelen Rusya’ya yönelik yaptırımlara Türkiye’nin katılması konusundaki çağrıları da değerlendiren diplomatik kaynak, Türkiye’nin bu konudaki yaklaşımını da şöyle özetledi:”Biz AB’ye ‘2017’den beri dolaylı, 2019’dan beri de açıkça, istişarelere, gümrük toplantılarına bir aday ülke olan Türkiye’yi çağırmayan sizsiniz. Bizden ne bekliyorsunuz?. Bizimle istişare etmiyorsunuz, bir de yaptırımlara uymamızı bekliyorsunuz. Bu gerçekçi, mantıklı bir yaklaşım değil’ diyoruz. Biz kendi tedbirlerimizi uyguluyoruz ve BM yaptırımlarıyla sınırlıyız ve gerekli özeni gösteriyoruz. Bundan ötesi baskı...”AB’nin bundan sonra da her 3 – 6 ayda bir, “Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinden endişe duyuyoruz” diyerek Türkiye üzerinde baskı kurmaya çalışacağını vurgulayan yetkili, “Türkiye yaptırımların delinmesine çanak tutan bir ülke değil. Bu konuda gelen teklifleri reddeden bir ülke. Türkiye kendisine yapılan bazı önerilere ‘Ben bir batı ülkesiyim, bir NATO ülkesiyim, AB yaptırımlarını uygulamıyorum ama yaptırımların delinmesine de izin vermem’ dedi. Bu politikasında da kararlı” ifadelerini kullandı.