Memleket Partisi hafta sonu ilk kurultayını gerçekleştirmeye hazırlanırken, Genel Başkan Muharrem İnce cumhurbaşkanı aday adayı olduğunu söyledi.
İlk kurultayını 18 Eylül cumartesi günü yapacak olan Memleket Partisi’nin Genel Başkanı Muharrem İnce gazete ve televizyonların Ankara temsilcileri ile bir araya geldi. Kurultayın ardından yollara düşeceklerini ve üye kampanyası başlatacaklarını söyleyen İnce, cumhurbaşkanı aday adayı olduğunu belirterek, “Bu partiyi kurmuşsak, ben aday olmuyorsam ne diye duruyorum. O zaman burada durmanın bir anlamı yok” dedi.
İnce özetle şunları söyledi:
AÇIKTA KALMAK İSTEMEDİK: 17 Mayıs’ta parti kurup, 18 Eylül’de kurultaya giden, 53 ilde örgütlemesini tamamlayan, cumhuriyet tarihinde ikinci bir parti olmadığını düşünüyorum. 81 ili de bekleyebilirdik. Neden beklemedik? Çünkü erken seçim dedikoduları var, açıkta kalmak istemedik. Seçime girmek istiyoruz.
TÜRKİYE’DE DEVRİM YAPTIK: Şöyle düşünülebilir: Ya Muharrem İnce bize numara yapma, partiyi sen kurdun. Senin karşına
Geçen haftanın tartışma konularından biri, CHP heyetinin ‘Irak’ın kuzeyine’ gerçekleştirdiği ‘çalışma ziyareti’ydi. 3 günlük, kapsamlı bir ziyaretti. KDP Başkanı ve eski Bölgesel Yönetim Başkanı Mesud Barzani, Bölgesel Yönetim Başkanı Neçirvan Barzani, IKBY Başbakanı Mesrur Barzani başta olmak üzere KDP, KYB, Irak Türkmen Cephesi, Goran Hareketi ve Yezidi inanç önderleri ile görüşüldü.
BAYRAKLI PAYLAŞIM
CHP Parti Örgütü, Örgüt Yönetimleri ve Yurtdışı Örgütlenmelerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı’nın başkanlık ettiği 5 kişilik heyetin bu ziyaretinin daha bir süre tartışılacağı anlaşılıyor. Çünkü; Barzani ile aynı karede yer almasını eleştiren de oldu, CHP’nin geçmişte yaptığı bayrak göndermeli paylaşımları hatırlatarak ‘ne değişti?’ diye soran da. Ziyareti CHP’nin doğu masası faaliyeti ile birlikte değerlendirmek gerektiğini vurgulayarak, CHP’nin seçime doğru daha çok Kürt oyunu garantilemek gayreti
14 Ağustos’tan bu yana gözler Afganistan’da. Ülkenin içinde ve ona dair dışında işleyen hızlı bir trafik söz konusu. Sadece trafiği not etmek bile dış politikada Afganistan üzerinden yürüse de ülkeler arasında başka yeni açılımların, olası değişimlerin ve iş birliği alanlarının ipucunu veriyor. Ayrıca bir müddettir arka kapıdan yürütülen bazı temasların ise artık ön kapıya taşındığı, bazılarında ise ön kapının daha sık açılmaya başladığı görülüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın içinde aktif olarak yer aldığı Afganistan konulu görüşmeleri gözden geçirdiğimizde kastımız biraz daha anlaşılır olabilir. Asker ve sivillerin tahliyeleri, Kabil Havalimanı’nın işletilmesi, ülkeye gıda ve diğer insani yardımların ulaştırılması ve ‘bundan sonra Afganistan’ konusunda Çavuşoğlu elbette birçok ülke dışişleri bakanı ile görüştü. Ancak sıklıkları ile dikkat çekenler de oldu.
Çavuşoğlu, 16-24 ve
25 Ağustos 2021, başta ABD olmak üzere NATO’unun çekilmesiyle “Asya’nın kalbi”nde bundan sonra olup bitecekler anlatılırken referans verilecek tarih olacak. DAEŞ’in Horasan Vilayeti kolu için, DAEŞ - K, ISIS - K, IS-K, Horasan DAEŞ’i (HOD), Horasan İslam Devleti (HİD) gibi farklı kısaltmalar kullanılsa da hepsi aynı sonuca ulaştırıyor: Aralarında çocukların da olduğu 170’den fazla kişiyi öldüren eylemin sahibi. “Taliban deyince aklımıza, El Kaide gelmeyecek miydi?” diye başlayan ve devam eden soruları duyunca, çekilmenin başlamasından bu yana asıl “Taliban için El Kaide’yi değil Horasan İslam Devleti’ni konuşmak” gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Hilmi Demir’e başvurdum. Radikalizm, Selefilik, mezhep çatışmaları konularında Türkiye’nin önde gelen uzmanlarından olan Prof. Demir, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) bünyesindeki Ortadoğu ve Orta Asya Araştırmaları Enstitüsü’nün (OAS)de direktörü.
Demir, Afganistan sınırları içinde Taliban’ın rakibinin El
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Taliban’ın Afganistan’da hakimiyet sağlamasının ardından, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının ülkeden çekilip çekilmeyeceği tartışmasına ilişkin Milliyet yazarı Tunca Bengi’ye geçen cumartesi, “Tehdit, risk görürsek, 24 saatte çekiliriz” demişti. Önceki akşam bakanlıktan yapılan “Çeşitli temaslar, mevcut durum ve şartlar değerlendirilerek TSK unsurlarının tahliyesine başlanmıştır” açıklamasından yaklaşık 17 saat sonra Kabil’den havalanan ilk uçak Ankara’ya indi.
Tahliye uçakları yakında bekledi
Havalimanının işletilmesine ilişkin hem Taliban, hem de ülkedeki diğer gruplarla ağırlıklı olarak istihbarat üzerinden görüşmelerin sürdüğü bilinirken yapılan tahliye açıklaması bazıları tarafından ‘sürpriz’ olarak değerlendildi. Taliban’ın 31 Ağustos’a kadar süre tanıdığı hatırlatılarak neden tahliyenin bu tarihten önce başladığı sorusuna güvenlik kaynakları, “Mehmetçiğin riske atılmaması konusunda her türlü hazırlık
30 yıldır Afganistan’ı izleyen ve çalışan bir Türk yetkiliye göre, “önyargılı, manipülatif ve tartışmalı argümanlardan uzak durarak” Afganistan’daki yeni durum ve gelişmeler sessizce ve tüm yönleriyle yeni baştan okunmalı, çalışılmalı ve partiler üstü milli politika oluşturulmalı.
Taliban’ın Kabil’e girişiyle dünya öyle görüntülere tanık oldu ki, hazmetmek zaman alacak... Taliban’ın ikinci ‘yeni’ dönemine dair hararetli tartışmada, Türkiye de kendi payına düşeni yaşıyor. Lakin hemen her konuda olduğu gibi, iki uç noktada durularak, siyah ve beyaz karşıtlığında sürüyor tartışma. Oysa pıtrak otu gibi yine ortalıkta beliriveren “her konunun uzmanlarının” ve zıtlığa dayanması zorunlu görülen iç politik çekişme anlayışının aksine, her cenahta itidale ihtiyaç var.
30 yıldır Afganistan’ı izleyen ve çalışan bir Türk yetkiliye göre, “önyargılı, manipülatif ve tartışmalı argümanlardan uzak durarak” Afganistan’daki yeni durum ve
Anadolu toprakları yüzlerce yıl boyunca yüzbinlerce, hatta milyonlarca kişiye sığınak oldu. Çerkesler, Abhazlar, Tatarlar ata yurtlarından sürüldüklerinde, binebilen gemi ile olmadı at sırtında ya da yaya bu güvenilir topraklara ulaşmaya çalıştı. Yollardaki kayıpları nedeniyle Çerkeslerin ağızlarına yıllarca balık alamadıkları anlatılır. O kadar acılarla kavuşulmuştur buralara...
Mübadeleyi yaşadı aynı topraklar. 80’lerde Bulgaristan’daki asimilasyon ve baskıya karşı kapılarını açan da Türkiye’ydi. Dedeleri, nineleri Makedonya’dan, eski Yugoslavya’dan ya da Balkanların başkaca yerlerinden göçenlerin
bir kısmı bugün TBMM’de siyaset yapıyor.
Saddam’ın Halepçe mezaliminden kucaklarında bebekleriyle kaçarak ve Körfez Savaşı sonrası arkalarına bakmaksızın gelenlerin görüntüleri için biraz Youtube belgeseli taranabilir.
Afganistan’ın işgali sırasında Afganistan Türklerinin getirilerek Türkiye’nin dört bir yanına yerleştirilmesini sağlayan darbeci general Kenan Evren’di. Şanlıurfa
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, afetlerin ardından sahadaki destek sürecini Milliyet’e anlattı: Bakanlığa bağlı 915 psikososyal destek personeli (kırmızı yelekliler), 6 bin 285 hanede 16 binden fazla kişiye ulaştı
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, afetin etkilerini ortadan kaldırmak için saha çalışması yapan psiko - sosyal destek gruplarını Milliyet’e anlattı. Kırmızı yelekleriyle sahada her yaştan afetzedeye ulaşarak ihtiyaç analizlerini yapmaya çalışan ekipler için Bakan Yanık, “Afetten sonra insanların omzuna konan el; nasılsın diye soran ses, ihtiyacını karşılayan komşuyuz; psikosoyal ekiplerimiz o el, o ses, o komşu aslında” dedi. Bakan Yanık, sahada an itibarıyla 915 psiko -sosyal destek personelinin olduğunu ve şimdiye kadar 6285 hanede 16 bin 680 kişiye ulaştığını belirtti.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, afetle neredeyse eş zamanlı olarak sahaya çıkan ‘kırmızı yeleklileri’ ve afetzedelere destek sürecini Milliyet Ankara Temsilcisi Didem Özel Tümer’e anlattı.
İhtiyaç analizi yapıyor
Yangın, sel, depremin hemen ardından