Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türkiye, 1970'lerin başında büyük rejim bunalımları geçirirken, Demirel bunun nedenini, Anayasa'da gerekli tedbirlerin bulunmamasına bağlamıştı. Ona göre bu gibi hallerde vatandaşın oyuna başvurmak yolu olmalıydı. Demokratik ülkelerin hemen hemen hepsi o yolu açık tutmuştu. Seçimleri yenileme kolaylıkları önemli sorunlar ve büyük bunalımlar karşısında geçerli çıkış yolları açıyordu. Oysa Türk Anayasası seçimleri yenileme konusunda cumhurbaşkanlarına, hükümetlere yetki tanımamıştı. Bu yüzden Türk rejimi, öteki parlamenter demokrasilerde bunalım anları için öngörülen süpaplardan yoksun kalmış, çıkmazlara girmeye mahkum bırakılmıştı.
Demirel'e göre Anayasa'da bu yönde gerekli değişiklikler yapılmadıkça ülkemizde parlamenter rejim sık sık bunalım geçirecektir. Her parlamenter düzende geçerli olan o yollara başvurulamadığından, 12 Mart'ta olduğu gibi parlamento dışı müdahalelere uğrayabilecekti. Parlamenter demokrasiyi demokratik tedbirlerle koruyabilmek ve belirlenecek bunalımları büyümeden giderebilmek, bu gibi hallerde vatandaş oyuna başvurma olanak ve kolaylıklarının sağlanmasına bağlıydı...
* * *
ABDİ İpekçi de Demirel'in endişelerinin ve önerilerinin üzerinde durmuş, o günlerde köşesinde bu konuyu yukarıdaki gibi gündeme getirmişti.
1982 Anayasası'yla durum değişti.
Örneğin bugün cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda durum kolaylaştırıldı.
Bugünkü Anayasamızın 102. maddesi ile artık 4. turda da cumhurbaşkanı seçilemezse derhal Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin seçimleri yenilenir hale getirildi.
Yani tıkanıklığa yer yok, iş çıkmaza girmeyecek. Demirel'in istediği gibi...
Ama bu durumun da bazı sakıncılar doğuracağı düşünülemez mi?
Yani parlamenter demokrasinin şekil olarak önü açılıyor, tıkanıklık ihtimali ortadan kalkıyor. Ama cumhurbaşkanlığı seçiminin 4. turda da sonuçlanmamasının yeni bir milletvekili seçimini zorunlu kılması, kim olursa olsun birini cumhurbaşkanı seçelim, milletvekilliğimiz sona ermesin sonucunun zararını da taşımıyor mu?
Milletvekilleri milletvekilliklerini korumak için içlerine sinmese de birine cumhurbaşkanlığı için oy verme durumuyla karşı karşıya bırakılmış olmuyor mu?
* * *
BUGÜN adaylık için son üç günün içindeyiz.
Adaylar hala saklanıyor.
Oysa partilerin temayülleri belli olsaydı, adaylar görüşülseydi, tartışılsaydı, adeta kamuoyu önünde bir ön elemeden geçirilseydi, dört turlu seçim daha sıhhat kazanmaz mıydı? O makama layık biri daha kolay belirlenmiş olmaz mıydı? İşler 4. turdaki tesadüfe kalmaktan kurtulmaz mıydı?
Şimdi seçim tıkanıklığı yaşanmayacak ama seçimin sonucundaki isabet tartışılabilecek.
Adaylar ve aday seçiciler!.. Gün kalmadı, daha ne bekliyorsunuz.


Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr