Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ceza ıslah içindir.
Ceza ibret teşkil etmesi içindir.
Sonuçta cezada aranan sosyal faydadır.
Peki bizde cezalar bu vasıflarını koruyor mu?
Hayır.
Bunun da başlıca sebebi ceza kanununda çeşitli zamanlarda yapılan değişikliklerle bütünlüğün kaybolmuş olması.
* * *
SEMBOL haline geldiği için yine o örneğe dönelim.
Baklava çalan çocuklar örneğine...
Hapis yattılar.
Peki bankaları soyanlara ne ceza veriliyor?
Hiç.
Böyle cezalandırma düzeni olur mu?
Bu cezalandırma sistemiyle adalet sağlanabilir mi?
Sosyal huzur mümkün mü? Sosyal fayda mümkün mü?
* * *
DEVLET Planlama Teşkilatı'nın (DPT) son raporu çok ilginç, ilginç olduğu kadar da acı...
Memurların gelirinde yüzde sekiz gerileme var.
Bu gerileme oranı asgari ücretlilerde yüzde dört...
Yani vatandaş canıyla uğraşıyor.
Ama bazıları yolsuzluğun getirdiği refah denizinde yüzüyor.
* * *
RESMİ bilgilere göre; el konulan Yurtbank'taki yolsuzluk miktarı 381 trilyon lira. Yani bankanın içi boşaltılmış, paralar başka işlere aktarılmış. Şimdi devlet bu bankayı nasıl kurtaracağının, bu trilyonları nasıl geri alacağının hesabında.
Ama trilyonların üzerine otururken yaptıkları işlemin kanuna aykırı olduğunu da bilenler normal hayatlarını sürdürmeye devam ediyorlar. Onlar için baklava çalan çocuklara verildiği kadar bile ceza yok.
Dün de batık bankalardan Ege Bank'la ilgili olarak 259 trilyon liranın patronun başka şirketlerine aktarılarak batırıldığı haberi vardı.
Bankanın sahibine alacak davası açıldığını da o haberden öğrendik.
Bu alacak davaları ne sonuç verirse versin kamu vicdanını tatmin edebilir mi?
Baklava çalan aç çocuğun hapse girdiği yerde trilyonları götürenler eski yaşamlarını sürdürebiliyorsa orada haktan, hukuktan, hukuk devletinden, adaletten, eşitlikten söz edilemez...
Kamuoyu baskısı etkisini göstermedikçe bu düzenin, daha doğrusu düzensizliğin böylece süreceği anlaşılıyor.


Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr