CEZAEVLERİMİZ Allah'a emanet. Daha doğrusu mahkumlara emanet... Dün yine Bayrampaşa Cezaevi'nde olaylar çıktı. Ölenler, yaralananlar oldu.
Bir yandan da cezaevinde iki dakikalık açık görüşte, bir mahkum nasıl çocuk sahibi olur? Yetkililer heyet kurmuş Sivas E Tipi Kapalı Cezaevi'nde bunu inceliyor. Yerinde keşif yapılıyor, tatbikat yapılıyor.
Nasıl bir keşifse?..
Oysa bir adam nasıl çocuk sahibi olur? Adem'le Havva'dan beri bellidir.
Bu arada bazı cezaevlerinde de infaz koruma memurları mahkumdan dayak yiyor.
Bu da ayrı bir komedi...
Her zaman mahkumlar şikayetçi olurken, önceki gün Kartal Cezaevi'nin infaz koruma memurları isyan edip bildiri dağıtıyordu:
"Can güvenliğimiz yok" diye.
Mahkumları korumakla görevli memurların kendileri için can güvenliği peşinde olmaları acı değil mi?
* * *
TÜRKİYE'de pek çok müessese gibi cezaevlerinin de iyice cılkı çıktı.
Cezaevleri, ciddiyetten, kuraldan, kaideden yoksun mekanlar haline geldi.
Oysa, devletin otoritesi ile, disiplini ile cezanın ıslah edici yanı bir araya gelecek ve insanlar cezaları bitti mi kötü yanlarından arınmış olarak cezaevlerini terk edecek diye biliniyor.
Bizde ise adam kader kurbanı olarak girdiği cezaevinden, yeni aykırılıklar için eğitilmiş, potansiyel suçlu olarak çıkıyor.
* * *
PİŞKİNSÜT son raporunda cezaevinde mahkumlara yapılan işkenceleri açıklıyor.
Ama o cezaevlerinin gardiyanları da mahkumlardan dayak yiyoruz diye ağlıyor...
Çelişkiler ülkesi; Türkiye...
Rüşvetsiz iş yok...
Pişkinsüt'ün işkence raporları çok ilginç, çok acı. Üzerinde ciddiyetle durulması gerekiyor, duruluyor da.
Ama ya rüşvet raporu?..
Onu es geçtik.
Ankara Sanayi Odası'nın anketine göre işadamlarının yüzde 68'i Türkiye'de rüşvetsiz iş yapılabileceğine inanmıyor.
Ama her zaman birilerine rüşvet vermek de çözüm için yetmiyor.
Bunun yetmediğini de işadamlarının yüzde 92'si şöyle ifade ediyor:
"Bir makama rüşvet verilse bile başka bir makam için ek rüşvet de istenebiliyor."Ankara Sanayi Odası'nın anketine katılan işadamlarının
"yüzde 97'si rüşvet tarifesinin ne olduğunu bilmediklerinden" de adeta yakınıyor.
Türkiye'de rüşvetsiz iş yapılmadığını herkes bilirdi ama şimdiye kadar bu bir anketle saptanmamıştı.
İşte sonunda acı da olsa rüşvet bir bilimsel araştırma konusu oldu ve sonuç hiç de iftihar edeceğimiz şekilde çıkmadı. Bu ortamda zaten çıkmazdı, ama
"belki" diye beklemek bile bir umuttu, o da gitti.
Anketi yaptıran odanın (ASO) Başkanı Zafer Çağlayan konuyu şöyle bağlıyor:
"Namussuzluk bile keyfileşmiş. Kime, kaç kere, nerede, ne kadar ütüleceğimizi bilmiyoruz. Mevzuat, bürokrasi ve zihniyet terörünü ortadan kaldırmak, devleti yeniden yapılandırmak zorundayız. Türkiye'nin notu, sınıfta kalma notudur. Sivil anayasa yapılmalı, hesap verme dönemi açılmalı, hiçbir şey yapanın yanına kar kalmamalı. Sorunları gizlemektense ahlaksızlığı ortadan kaldırmalıyız."Bunları ilk kez duymuyoruz, herhalde son da olmayacak.
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr