Ölüleri hayırla yad etmek biz Müslümanlara has bir özelliktir.
Ama kendilerine
"dinci" diyen bazıları var ki; ölümleri, ölüleri bile hırslarını tatmin için kullanmaktan çekinmiyorlar.
Güven Erkaya vefat etti. Allah rahmet eylesin.
Ama bu ölüm üzerine bazıları adeta bayram ilan etti. Yıllardır Türkiye'de böyle bir skandala tanık olunmadı.
Bu tutum, her şeyden önce ayıptır, günahtır, ilkelliktir, çağdışılıktır.
Eleştirinin de eleştiri gibi olması gerekir.
Eleştiri gibi eleştiriye, zamanında ve zemininde yapılacak en ağır eleştiriye söylenecek söz olamaz. Ama bir ölüye daha ceset soğumadan yapılan bu insaf dışı hücum sağlıklı kafaların ürünü sayılabilir mi?
* * *
RAHMETLİ Güven Erkaya'yı 1993'te Gölcük'te tanıdım.
Paşa, Donanma Komutanıydı.
Ben, Yalçın Doğan, Altan Öymen ve Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Sayın Orhan Karabulut Paşa Gölcük'te bir gün geçirdik.
Konu; Gölcük Üssü'ydü.
Gölcük'teki tezgahlarda yapım ve onarım faaliyetleriyle ilgili bilgilendik.
Denizaltılarda yaşamı gördük.
Erkaya Paşa mükemmel bir asker olduğu kadar mükemmel bir ev sahibiydi de. Önce onunla gezdik, bilgi aldık. Akşam evine konuk olduk, muhterem ailesi ile tanıştık.
Yemeğe geçtiğimizde konuların çeşitliliği içinde belki de en ilginci Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Güven Erkaya'nın komutanı olduğu Kocatepe muhribinin uçaklarımız tarafından batırılışı olayını birinci ağızdan dinlemek oldu.
Şimdiye kadar bu acı hikaye hiç bu kadar teferruatlı ve bilinmeyenleriyle anlatılmamıştı.
Muavenet muhribinin Amerikalılar tarafından yanlışlıkla vurulması sonrasındaki gelişmelere de o gün vakıf olduk.
* * *
KİŞİLER hakkında kesin hükmü tarih verir.
Güven Erkaya; Atatürk ilkelerini benimsemiş, çağdaş, laik bir Cumhuriyetçi idi, özgür düşüncenin savunucusu oldu. 28 Şubat olayına onun için
"silahsız kuvvetlerin zaferi" de denilmedi mi?
Bugün Erkaya Paşa'nın da mimarı olduğu 28 Şubat tartışılıyor.
Daha da tartışılacak, o tartışma içinde asıl önemli nokta; 27 Şubat'a Türkiye'nin nasıl ve kimler tarafından getirildiği değil mi?
"Kanlı mı olacak, kansız mı?" lafı boşuna mı ifade ediliyordu?
"Demokrasi sizin olsun, bize şeriat yeter" sloganı içi boş bir vazo muydu?
Başbakanlık Konutu'ndaki ziyafetin fotoğraflarını hatırlamayın...
Unutalım o tatsız günleri.
Bugüne ve ileriye bakalım.
Toplum olarak, demokrasimize nasıl çağdaş kalite kazandırırız; onun çarelerini bulalım.
Aksi; toplumdaki düşmanlık duygularını sivriltmekten, keskinleştirmekten başka işe yaramayacaktır.
Bir arada yaşamaya mecburuz, unutmayalım...
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr