İzliyoruz, dinliyoruz, konuşuyoruz, yazıp, çiziyoruz.
FP ana muhalefet görevini yapamıyor, böyle giderse ondan iktidar da olmaz.
Neden?
Sorumlu bir siyasi parti ağırlığı yok da ondan veya biz öyle görüyoruz.
Kutan'ın tahrik edici konuşmasından ve askerin tepkisinden sonra yapın bir anket,
"asker mi - FP mi?" diye sorun, sonucu görün...
Böyle bir mukayese demokratik olma iddiasındaki bir ülkeye yakışmaz ama demokratik bir ülkede silahlı kuvvetlere ana muhalefet partisi liderinin ipe sapa gelmez ithamlarda bulunması hiç yakışmaz.
Üstelik o liderin haklıysa sözlerine sahip çıkması gerekirken, ordudan cevap gelince geri adım atması,
"bunları biz değil bazı basın mensupları söylüyor" demesi hiç mi hiç yakışmaz.
Genel Başkan'ın FP grubundaki konuşmasını dinlerken biz de bazı cümlelerin köşe yazılarından alıntılar olduğunu sezinlemiş, arkadaşlarımızın da dikkatini çekmiştik.
Ama siz o sözleri kürsüden ifade etmekle, atıf yapmadan tekrarlamakla sahip çıkmış, kendinize mal etmiş sayılmaz mısınız?
Öyleyse tevil etmek niye?
İnsan saat farkıyla pişman olacağı şeyi yapmamalı, yok yaptıysa, yaptığından pişmanlık duymamalı.
Hele bu bir parti ve lideri olursa.
Görülüyor ki, FP'nin kurmayları RP olayından hiç ders almamışlar.
Yoksa yumuşak bir kişi olduğu kabul edilen Kutan'ı iğfal edip böyle dengesiz ve gereksiz bir konuşmaya sevk ederler miydi?
Yok, FP'li kurmaylar Silahlı Kuvvetler'in nabzını yokluyorsa,
"28 Şubatçılar gitti, kalanları bir deneyelim" diyorlarsa yanıldıklarını da anlamışlardır.
Bu köşeden dün de vurgulamaya çalıştığımız gibi; Hizbullah vahşetinin bunalımını yaşayan ülkede Hizbullah'ı bırakıp askerle uğraşmak ancak FP kurmaylarına nasip olan bir basiretsizlik sayılabilir.
* * *
GENELKURMAY'ın sert cevabından sonra Kutan'ın ayaküstü tevilleri parti içinde tatmin edici bulunmadı ki dün sabah FP Genel Başkan Yardımcısı Veysel Candan parti adına yeni bir açıklama yaptı.
Candan cevabının sert olmayacağını imadan da geri kalmadı.
Oysa cevabın sertliği, yumuşaklığı değil, doğru olması önemliydi. Bir ana muhalefet partisine de, onun liderine de doğru bildiğini cesurca söylemek yakışırdı.
Yanlışı savunup sonra geri adım atmak değil.
FP'yi bu duruma düşürenler bunun manevi sorumluluğunun altında ezilmeyebilirler, ama en azından üyelerine hesap verme zorunda kalacaklardır.
* * *
VEYSEL Candan, Kutan'ın orduyu hedefleyen oklarını keskin bir virajla hükümete çevirmek istedi ama ok bir kere yaydan çıkmıştı. Kutan'ın sözlerini söylenmemiş saymak bu saatten sonra artık mümkün değildi.
Bu nedenle Candan'ın
"muhatabımız hükümetti, cevap Silahlı Kuvvetler'den geldi" manevrası hedefi değiştirmeye yetmedi.
FP Genel Başkan Yardımcısı açıklamasında,
"Söylediklerimizin arkasında duruyoruz" diyerek hem cesaret gösterisi yapmak istiyor, hem Genel Başkanı'nın sözlerini adeta tercüme ederek değiştiriyordu. Ama aynı anda FP'den istifa eden iki milletvekilinin ANAP'a geçiş töreni de yapılıyordu.
FP yöneticileri, Hizbullah konusundaki ihmalleri yargılarken, kendilerinin iktidarları döneminde bu konuda varsa yaptıklarını açıklasalardı, yerinde hareket etmiş olmazlar mıydı?
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr