Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Genelkurmay Başkanlığı, FP lideri Kutan'ı Meclis grubundaki konuşması nedeniyle çok ağır bir şekilde suçladı.
Genelkurmay, FP liderini irtacayı destekleyen zihniyetin temsilcisi olarak tanımladı.
Bu görüşteki partilerin Anayasa Mahkemesi tarafından üç kez kapatıldığı da Genelkurmay'ın açıklamasında vurgulandı.
FP pek de akıllıca olmayan bir şekilde ortamı neden kızıştırdı anlamak güç.
Kutan'ın Meclis grubundaki konuşması yanlışlarla ve tahriklerle doluydu.
Brifinglerde Hizbullah'tan söz edilmişti.
Sincan'daki gösteride Hizbullah vardı.
Kutan bunları bilmez mi?
Öyleyse FP'nin kapatılma davasının en önemli noktasında bu askeri tahrikçi konuşma ne ifade ediyordu, amacı neydi?
Askerin bir siyasi partiyle tartışmaya girmesi demokratik teammüllere aykırı sayılabilir; uygun değildir ama burada FP'nin zorlaması söz konusu değil midir?
Hizbullah vahşetinin bunalımını yaşayan ülkede Hizbullah'ı bırakıp askerle uğraşmak ancak FP kurmaylarına nasip olan bir basiretsizlik sayılabilir.
Temenni edilir ki, Genelkurmay'ın açıklaması FP'nin kapatılması için gerekçe olarak algılanmaz.

"Belediye - mafya işbirlikleri"

Sağlık Bakanı Osman Durmuş sözünü esirgemeyen bir insan.
Düşündüğünü cilalamadan, ambalajlamadan söyleyiveriyor.
Babuna olayında ilk günlerdeki tutumu tepki çekmişti. Belki de alışık olunmayan bir tarzda doğru bildiklerini söylediği için. Günler ilerleyince o olayda Bakan'ın haklılığı ortaya çıktı.
Aynı Bakan Osman Durmuş önceki gün İstanbul Valisi Erol Çakır'ın da yanında şöyle konuşuyor:
"Burası dünya güzeli bir şehir. Ama arsa mafyasından tutun, belediye - mafya işbirliklerine kadar bir sürü şeyle işgal edilmiş durumda. Bunu önlemek, İstanbul'u korumak zorundayız. Yolsuzluklara geçit verilmemeli, mafya düzenleri mutlaka bozulmalı..."
Tabii bozulmalı da kim bozacak onu bir bilsek.
Seçilmişler mi, atanmışlar mı, ikisi birden mi?
Ama biz soraduralım, Bakan vurgulayadursun şehirlerde, özellikle İstanbul'da bugün yasa dışı düzen genellikle sürüp gidiyor.
Milliyet'e "pazartesi konuğu" olan bakanlarımızdan biri "Birkaç belediye başkanı görevden alınsın bakalım yolsuzluklar sürer mi?" demişti. Ama bu konuda baskı yapıp görevden alma sürecini de başlatacak olanlar onlar değil mi?
* * *
DÜN gazetelerde bir haber vardı. İstanbul'da çok muteber bir semtteki çok pahalı bir site inşa edilirken sosyal tesisleri, spor alanları kamu arazisine yapılıp etrafı da duvarlarla çevriliyor.
Peki bu gasp sırasında yetkililer, sorumlular nerede? Onların tümünün bundan haberdar olmadığını düşünmek için saf olmak gerekir.
Bu, ortak gasp sayılmaz mı?
* * *
GEÇENLERDE belki de ilk kez bir sokak, Meclis kürsüsüne geldi. ANAP milletvekili Yılmaz Karakoyunlu Levent'te konutlar arasında tüm unsurları bakımından yasalara aykırı olarak yaratılan barlar sokağından söz edip, "İstanbul'da bir sokak, Çalıkuşu Sokağı mafyanın hakimiyetinde" diyordu.
Ne oldu?
Bilakis şehirde pek çok yeni Çalıkuşu Sokağı adayları türedi.
* * *
PROF. Ahmet Vefik Alp Başbakanlık Başdanışmanı oldu. Geçenlerde "şehircilik bakanlığı" kurulmasından söz ediyordu.
Eğer bu bakanlık, Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un sözünü ettiği belediyeler - mafya ortaklıklarına ve diğer yolsuzluklara el koyup müeyyideler uygulanmasına yarayacaksa hemen kurulmalı.



Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr