Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Galatasaray'ın maçına beş gün var ama belirsizlik sürüyor.
Leeds karşılaşmasına Türk seyirci girebilecek mi, giremeyecek mi?
Maç seyircisiz sahada mı yapılacak?
Karşılaşma tarafsız bir stada mı alınacak?
Türk seyircilerin de serbestçe izleyebileceği bir karşılaşma olacaksa Türklerin can güvenliği için İngilizler ne önlem alacak?
Hiçbiri belli değil.
Belli olan bir şey var. O da İngilizlerin Taksim'deki müessif olayı kan davası haline getirmeleri.
Hatta kan davasını da aşıp ırkçı bir anlayışla Türk düşmanlığına dönüştürmüş olmaları.
Spordan sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü'nün ve Bakan Yaşar Okuyan'ın dün; olayın üzerinde durdukları ve girişimlerde bulundukları yolundaki açıklamaları memnuniyet uyandırdı ama sonucu değiştirmedi. İngiliz husumeti sürüyor.
* * *
DAHA önce de belirtildi; Taksim'de iki holiganın öldürülmesi lanetlenecek bir olaydır ve Türkiye bunu böyle ilan etti.
Cinayet savunulamaz. Ve katil zanlıları yakalandı. Adalet cezalarını verecek.
Buna rağmen İngilizlerin tutumunu anlamak güç.
Bu güçlük Galatasaray maçı için İngiltere'ye gidecek Türk seyircileri tedirgin ediyor.
Bu tedirginlik hem "gidebilecek miyiz?", hem de "gidersek korunabilecek miyiz?" sorularıyla ortaya konuluyor.
Gözler UEFA'da ama onlar da çok hantal, çok yavaş hareket ediyor.
UEFA'nın ne dediği, ne düşündüğü pek de belli değil.
UEFA topu bir Leeds'e, bir Galatasaray'a atıp duruyor. Neyse ki, önceki gün UEFA Başkanı Johansson yaptığı açıklamada, "Maça Türklerin alınması gerektiğini" belirterek "Ben bunda bir sakınca görmüyorum" diyordu.
Ama bu, Başkan'ın şahsi görüşü.
UEFA'yı bağlayan yanı yok.
Bugün UEFA'nın bu konuda resmi ve nihai açıklaması bekleniyor.
Bu karar Türk seyircisinin aleyhinde çıkarsa UEFA'nın tarafsızlığına da gölge düşecek demektir.
* * *
"TÜRK seyirciler gelirse olay çıkar, gelmesinler" dayatmasının Leeds yöneticilerinin taktiği olduğu anlaşılıyor. Onlar hem, bir misafir takımı ve taraftarlarını korumada acz gösterdiklerini itiraf ediyorlar, hem maçın tarafsız bir sahada oynanmasına karşı çıkıyorlar.
Bu; Galatasaray'ı, "kendi evimizde, kendi sahamızda, yalnız kendi seyircimiz önünde boğalım" isteğinden başka neyin ifadesidir?
Konu; Fatih Terim'in de söylediği gibi Galatasaray'ı aşan bir konuma gelmiştir.
Olaya Türk hükümetinin el koyması gerekmekteydi.
Bu konuda geç kalınmıştır. Bakan Fikret Ünlü maça beş gün kala sesini duyurmuştur.
İngiliz hükümetinin, ya Türk seyirciler ve oyuncular için güvence vermesi ya da maçın tarafsız bir sahada oynanmasına yeşil ışık yakması gerekiyor.
Bakan Fikret Ünlü'nün; bazı bakan ve milletvekilleriyle Galatasaray'ı yalnız bırakmayacaklarını, İngiltere'ye gideceklerini açıklaması İngilizler için uyarıcı olmalı.
Türkler dostluk istiyor, İngilizler de bu dostlara dostluk göstermeli.



Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr