Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


İkinci turda da sonuca varılamadı.
Partiler önce anlaşıyorlar, sonra anlaştıklarının tersini yapıyorlar.
Bunun adı samimiyetsizliktir.
Demokrasi boş bir vazo değildir.
İçinde etik vardır, dürüstlük, doğruluk, söze sadakat vardır, ülke çıkarı vardır, samimiyet vardır.
Bizde öyle mi?
Lider sultasına hayır, sözleri de değerini kaybetti.
1. turda da, 2. turda da olanlar beş liderin anlaşmasına tepki ise, yani lider sultasına isyan ise, o zaman milletvekilleri 3. veya 4. turda ya Sezer'in dışında bir adayı cumhurbaşkanı seçecek ya da Meclis feshedilip seçime gidilecek demektir.
Tutarlılıksa tutarlılık budur.
Yapabilirler mi bunu milletvekilleri?
Yapamayacaklarsa işi neden uzatıyorlar?
* * *
BIRAKALIM faraziyeleri realist olalım.
Partilerin birbirini kollaması, muhalefetin iktidarı sınaması, 2. turla artık bitti sayılabilir.
Hiçbir çaba artık Sezer'in seçilmesini engelleyemez gibi görünüyor. Sezer'in 314 oyu her ne kadar yalnız iktidar ortaklarının 350 oyundan bile 36 eksik de olsa, diğer 6 adayın toplam 213 oyuna göre büyük ağırlık ifade ediyor.
Bu ağırlık üçüncü turda, yani cuma günü, Sezer'i Çankaya'ya taşır.
* * *
BU cumhurbaşkanlığı seçiminin özelliği var.
Sivil adaylı, siyasilerin hakim olduğu bir seçim.
Bu nedenle ilk bakışta kriz beklenmemesi normaldi.
Ama çok parçalı Meclis'te, liderlerin görüş birliği de lafta kalabildiği için yine de dalgalanmalar oldu.
* * *
DURUM bize şunu gösteriyor:
Türkiye'deki bölük pörçük siyasal tablo daha uzun süre devam edecek.
Partilerin yüzde 40, yüzde 50 oy aldığı Türkiye çok gerilerde kaldı.
Bunun çeşitli nedenleri var. Ama şu anda bizim için sonuç önemli.
Bu bölünmüşlükten istikrar çıkmıyor.
Koalisyonlar; adına uzlaşma da denilen, çeşitli pazarlıklarla kuruluyor, yürüyor.
Ve sonunda başarısızlıklara bahane de sistemin bünyesinden çıkıyor; "Tek başımıza iktidar değiliz ki... Öyle olsa çok iyi işler yapabilirdik."
Yani daha ilk adımda başarısızlığın gerekçesiyle hükümet partileri işe başlıyor.
Türkiye böyle kalkınamaz.
* * *
BAKIN aşağı yukarı Türkiye'nin 30 yılı, koalisyonlar, azınlık hükümetleri, müdahalelerle geçti.
Genç nüfusa, değişim arzularına, daha çok çalışıp daha çok kazanma hırsına rağmen Türkiye bugünkü durumda mı olmalıydı?
Peki çare ne?
Çare sistem değişikliğinde yatıyor.
İki turlu dar bölge seçim sistemi yaşadığımız kargaşayı bir ölçüde önleyebilir.
İki turlu dar bölge seçim sistemi ile lidere körü körüne bağlı olmayan milletvekilleri Meclis'e yollanabilir.
Bu bölük pörçük Meclis tablosu, istikrarı temsil edecek bir "orkestra şefi" cumhurbaşkanı gerektiriyorsa, bu da yetki sahibi bir cumhurbaşkanıyla sağlanabilir.
Ahmet Necdet Sezer'in yetkilerini çok bulduğu cumhurbaşkanının bu yetkilerinin azaltılması tek başına sistemin iyi işlemesi için çare olamaz.
Meclis çok parçalı olmaktan kurtulmadıkça yetkisiz cumhurbaşkanı Türkiye'de istikrara katkıda bulunamaz.
Türkiye'nin geleceği düşünüp, sistem tercihini geç kalmadan yapması gerekiyor.
Yoksa; cuma günü Sezer'in cumhurbaşkanı seçilmiş olması Türkiye'nin siyasal sorunlarının bitmiş olması anlamına gelmiyor.


Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr