İstanbul, İstanbul'u sevmeyenlerin elinde kaldı.
Bayram boyunca şehirde kalanlar yaşadılar.
Trafik durmuştu, TEM'de, E - 5'te, Boğaz köprüleri istikametinde hareket yoktu demek, yanlış olmaz.
Ara yollar da aynı durumdaydı.
Oysa bu şehrin valisi var, belediye başkanı var, vilayette bir trafik komisyonu var. Üstelik bir de Ulaştırma Bakanlığı var, Bayındırlık Bakanlığı var. Ama İstanbul'da yeni yollar, alternatif yollar çalışması yok.
Örneğin Bakırköy'ün İncirlik'ten sahile kadar uzanan bir büyük caddesi var. Onu sahile doğru tek yön yapmak düşünülemez mi? Bu şekliyle iki yönlü cadde mevcut yükü kaldırmıyor. Tıkanıp kalıyor. Tek yön olsun, aşağı denize doğru trafik aksın. Ama bunun için aksi yönde bir de sahilden İncirlik'e doğru çıkış yolu bulmak lazım. Yöneticilerin işi ne, isterlerse bulabilirler. Daha doğrusu bulmaları gerekir.
* * *
GELİN Ataköy - Sirkeci sahiline.
Deniz tarafına çay bahçeleri olmalı, olmalı ama böyle giderse sahilde halka açık, parasız yer kalmayacak, her karış ayrı bir ticarethane olacak.
Kumkapı'daki balıkhane bir pislik abidesi. Yıllardır onu oradan kaldıracak ciddi bir yönetici bekleniyor.
Sirkeci'den dönün gelin Tophane'ye.
O
"antrepolar" denen kaba binalar yığını, dünyanın en güzel manzarasını kapatıyor. Üstelik hiçbir ekonomik getirisi olmadığını da biliyoruz. Peki niye bunların yıkılması gerçekleştirilmiyor? Onların varlığı bazılarının işine mi yarıyor?
Devam edin gelin Ortaköy'e. Galatasaray'ın, sonra da Kabataşlıların tarihi binaları var. Kabataş tesislerinin yanında Boğaz'ın kenarında o dev gibi yeni beton binaya izin veren kim?
İçişleri Bakanlığı'nın yasaklamasına rağmen, her türlü kirliliği üreten, şartlara uygun olmayan, konut alanları içinde bar, disko, lokanta, eğlence yeri, açılmaya devam ediyor.
Yeni seçilen belediye başkanları da hemen eskilere benzedi...
* * *
İSTANBUL kendisini seveni, güzelliğine güzellik katanı unutmaz. Talan edeni, talana müsaade edeni de. Tembele de...
İşte Lütfi Kırdar; Atatürk Bulvarı, Maçka...
İşte Adnan Menderes; Vatan Caddesi, Millet Caddesi, Sahil Yolu.
Dalan; Boğaz yolları, Haliç çevresi, Tarlabaşı Bulvarı.
Nurettin Sözen; metro.
Haşim İşcan; bir tek Saraçhane Geçidi nedeniyle bile takdirle anılıyor.
Peki sonrakiler; onlar başkalarının bu yetersiz hale gelen eserleriyle yetiniyorlar, o kadar.
İstanbul göz göre göre, yaşanamaz, pis, zevksiz bir büyük köy halini alıyor.
* * *
BU şehir için
"acil eylem planı" gerekiyor. Atanmışlar, seçilmişler, mühendis ve mimar odaları ile sivil toplum örgütleri bir araya gelip İstanbul'un kaderine el koymalı.
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr