Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Pek çok Batılı, Türklere yıllarca düşman gözüyle baktı.
Hatta Avrupa'da milliyetçiliğin Türk düşmanlığından doğduğunu söyleyenler bile var.
O zaman Türkiye'nin AB'ye ne kadar sürede intibak sağlayabileceği sorusu kadar Avrupa'nın da bu Türkiyeli ortaklığa nasıl uyum sağlayacağı, ne kadar sürede uyum sağlayacağı sorusu da önemli.
Belki şu da söylenebilir.
Türkiye bu intibakı onlardan önce gösterebilecektir.
Çünkü Türkiye zaten uyum yolunda mesafe almış, sınavdan geçmiştir.
Medeni Kanun'u İsviçre'den, Ceza Yasası'nı İtalya'dan, Ticaret Hukuku'nu Almanya'dan alan ve bunlara intibak sağlayan, kendi üretimiymiş gibi yadırgamadan yıllardır kullanan Türkiye değil mi?
Şimdi olacak olan tek tek iktibas yerine tüm mevzuatı Avrupa'dan almak olacaksa buna niye intibak edilemesin?
Üstelik Türkiye, AB ile Gümrük Birliği anlaşması da yapan bir ülke. O konuda da işbirliği var, intibakı, uyumu var.
* * *
BUGÜN Avrupa'da uygulanan 80 bin sayfalık AB mevzuatından söz ediliyor.
Bizde ise hala modası geçmiş, kullanılmayan, uygulanmayan mevzuat var.
Onlar devreye girerken, bunlar devreden çıkacak.
Bu bir başlangıç, bugünden yarına tüm değişim olmalı diye, telaşa, gözde büyütmeye de herhalde gerek yok.
Ama bir şeye gerek var. Bazı alanlardaki farkımızı görmek ve bu farkı giderici adımları hüsnüniyetle atmaya başlamak.
* * *
İNTİBAK kolay da olsa, bu yapılması gerekenleri göz ardı etmeyi, ihmal etmeyi gerektirmiyor.
Türkiye'nin tam üyeliğe giden yolda mesafe alması için ilk adımları atacağı konuların başında özellikle şunlar var:
İnsan hakları. Demokratikleşme. Gelişmişlik farkı. Gelir dağılımı adaletsizliği. Enflasyon. Bütçe açıkları. Yunan sorunu. Kıbrıs sorunu.
Bunların hepsinin çözümünün adaylık sırasında sağlanması zorunluluğu da olamaz.
Bir bölümü üyelikten sonra da gerçekleştirilebilir. Yeter ki başlansın, bu yolda ilk adımlar atılsın.
Adaylara bakın. Türkiye'den daha hızlı intibak kabiliyetine sahip kim var?
Yok.
Türkiye, tam üyeliğe adayların çoğundan daha hazır veya en azından daha çabuk hazır olabilir.
* * *
TÜRKİYE'nin intibakından şüphe edenler, Avrupa Parlamentosu'ndaki muhafazakarlar, Hıristiyan Demokratlar, Kohl gibi, Fransa eski Cumhurbaşkanı Valery Giscard d'Estaing gibi tutuculardan başkası olamaz. Onlar hala AB'ye Hıristiyan kulübü gözüyle bakıyorlar. Ama bugün AB onları ezip geçtiğine göre fikirlerinin kıymeti harbiyesi de kalmadı sayılabilir.
Helsinki için; "Yunanistan istediğini, Türkiye de Avrupa biletini aldı", diyenler Türkiye'nin de isteklerine kavuştuğunu görecekler.
Tabii Ankara bu yolda bilinçli bir takvim oluşturup, gevşemeden izleyebilirse...




Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr