MHP'nin yıllar alan imaj yenileme çabası bir anda yerle bir edildi. Oysa yenilenen imaj MHP'yi bugünkü konumuna getirmişti. Şiddetten arınmış, ciddi, sorumluluk sahibi bir MHP...
Bir milletvekili, MHP'li bir milletvekili Cemal Enginyurt bu imajı sildi, attı...
Televizyonlarda gördünüz.
Olmaz böyle şey. Meclis'te hiç olmaz, olmamalı...
Bu görüntü Türk siyaset tarihine, zorbalığın belgesi olarak geçti. Bir grup milletvekilinin Meclis'e, milli iradeye karşı silahlı baskını olarak geçti...
Somuncuoğlu'nun art niyetli, kötü niyetli, parti disiplinini dinlemez olması iddiaları Cemal Enginyurt ve arkadaşlarını haklı gösteremez.
* * *
MHP'nin durumunun çok zor olduğu meydanda.
Ama, yenilenen imaja, güven veren, ciddi, samimi, sorumlu parti imajına gelen zararın telafisi isteniyorsa tek yol var, MHP'nin Enginyurt hakkında daha fazla beklemeden gerekeni yapması.
Zor ama değişen MHP'ye, büyük parti olmak isteyen MHP'ye zoru başarmak yaraşır.
MHP çıktığı başarı yolunda, samimi bir büyük parti olacağını ancak böyle ispatlayabilir, karışan kafaları ancak böyle sakinleştirebilir, netleştirebilir.
Somuncuoğlu için gereken müeyyide MHP'den ihraçsa bu müeyyidenin Enginyurt için de öncelikle düşünülmesi gerekmez mi?
MHP'ye bir genel seçim hezimeti kadar zarara mal olan bu olayın ferdi bir yanlışlık olduğu başka nasıl kanıtlanabilir?
Normale dönüş
Taşlar yerine oturmaya başladı.
Mesut Yılmaz'ın cumhurbaşkanı olmak için taktiklere başvurduğu izlenimi yerleşmişti. Üç liderin anlaşmış görünmesine rağmen 5+5'teki başarısızlığın faturası ona kesildi.
Yılmaz'ın hem cumhurbaşkanı olmak istemesi, hem de kabineye girmemek için ileri sürdüğü
"aklanmadan görev almam" gerekçesi çelişki olarak kabul ediliyordu.
Her şeye rağmen yine de Çankaya için en çok adı geçenlerin başında ANAP lideri Mesut Yılmaz yer aldı. Belki kabineye girmemesinin gerçek nedeni Çankaya hedefiydi.
Yılmaz'ın;
"ortaklarım önerirse adaylığı kabul ederim" dediği de yazıldı, çizildi.
Şimdi bu tartışmalar geride kaldı.
Yılmaz'ın önceki gün yaptığı basın toplantısında
"Artık hükümette yer almayı düşünür müsünüz?" sorusuna verdiği cevap ilginç:
"Ne benim kafamda, ne de ortaklarımla böyle bir konuyu değerlendirmiş değilim. Şimdi önceliğimiz cumhurbaşkanı seçimidir. Bu konu sonuçlanınca, Türkiye'nin önündeki diğer konularla birlikte, bu da değerlendirilir."Başbakan Ecevit'in dünkü sözleri de dikkat çekici:
"Yılmaz'ın kabinede yer almasını öteden beri temenni etmekteyim."
Bu sözler Yılmaz'ın kabineye girebileceğinin sinyallerini veriyor.
Deneyimli bir parti lideri, eski bakan ve başbakanın hükümetin çalışmalarına yapacağı katkı inkar edilebilir mi?
Üstelik dış ve iç politikada deneyimli olmayan bir kişinin Çankaya'ya çıkması söz konusuyken.
Başta değimiz gibi taşlar yerine oturuyor sayılabilir. Yılmaz kabineye döner, emeğini, gücünü çalışmalara katarsa, önümüzdeki dönemde Ecevit'in daha da artacak olan yüküne ortak olmuş, o yükü paylaşmış olacaktır.
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr