Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Geçen tarihe kaldı, bakalım geleceğe.
Demirel, nevi şahsına münhasır bir Cumhurbaşkanı'ydı.
Adı bile özeldi; "Baba".
O nesil, herhalde onunla bitti.
Şimdi Türkiye Cumhuriyeti'ne, parlamenter demokratik rejime bir cumhurbaşkanı lazım, "baba" değil. Zaten olamaz da, babalık için 40 yıllık bir politik geçmiş gerekiyorsa onu bugün de, bundan sonra da sağlamak artık çok güç.
* * *
BUGÜN akla gelen ilk soru; cumhurbaşkanı, Meclis içinden mi olsun, dışından mı?
Meclis'teki bu kadar kıymetli kişi arasında cumhurbaşkanı olabilecek birini bulamamak seçmene de, parlamentoya da haksızlık sayılmaz mı?
Öyleyse yeni cumhurbaşkanı, öncelikle Meclis içinde aranıp çıkartılabilecek demektir.
Arananın "başkan" değil "cumhurbaşkanı" olduğu da unutulmamalı.
Özal'ın ve Demirel'in Anayasa'daki yetkileri biraz da genişleterek kullanmaları; adeta zaman zaman başkan gibi davranmaları artık siyasi tarihimizin yaprakları arasında kalmalı.
* * *
AKSİ ispatlanmadıkça herkesin doğru, dürüst, namuslu olduğu asılken, ülkemizde herkesten şüphelenme adeti var.
Çünkü seçmen olarak hep aldatılıyoruz. Onun için yoğurdu üfleyerek yeme ihtiyacı doğuyor. O nedenle halk herhangi bir göreve getirilecek bir yetkili söz konusuysa hep "namuslu, dürüst bir insan olsun" lafını ağzından eksik etmiyor. Onunsa politikadaki karşılığı "şaibesiz olmak" değil mi?
* * *
CUMHURBAŞKANLIĞI için parlamentonun da göz önünde tutacağı kriterler olması gerekiyor.
Başlayan tartışmadan anlıyoruz ki, bu kriterlerin başında iktidarın üç partisinin de üzerinde anlaşacağı bir isim olması geliyor.
Üç lider anlaşırsa bulunan adayın en geç üçüncü turda seçilebileceği hesaplanıyor.
Bu işin teknik yönü, bir de içerik var:
Bulunacak adayın tarafsız davranabilecek, çağdaş, dinamik, şaibesiz, dış ilişkilerde de saygı uyandırabilecek bilgi, görgü ve deneyimde, ikna edici ve uzlaşmacı bir kişi olmasının üzerinde duruluyor.
Uzun sözün kısası; demokratikleşme, liberalleşme, ekonomik reformları gerçekleştirme, AB ile bütünleşme, komşularıyla iyi ilişkiler kurma yolundaki Türkiye'de bu yöndeki gelişmelere hız katacak bir cumhurbaşkanı bulmak gerekiyor.
* * *
KİM cumhurbaşkanı olacak, sorusuna cevap aranırken Demirel şimdi ne yapar, tartışması da başladı.
Sayın 9. Cumhurbaşkanı'nın tavuk bakıp, çiçek yetiştirmeyeceği biliniyor. Öyleyse siyasete devam mı?
Kimi diyor ki; DYP'ye döner.
Kimi; İsmet Sezgin'in DTP'sinin başına geçer.
Kimi de; bazı partilerden ayrılacak ve Meclis'te grup oluşturacak 30 - 40 milletvekilinin liderliğini yapar, tahmininde bulunuyor.
Oysa her siyasi partinin, politikacının, her isteyenin gerektiğinde danışacağı, konuşacağı, fiili siyasetin dışına çıkmış, deneyimli, tarafsız bir duayene de gerek yok mu?
Bu, Demirel olamaz mı?
Olur mu, göreceğiz.



Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr