Doğan HEPER
ANKARA'da fırtına dindi. Sükunet sağlandı.
Fırtınanın nedenlerinin başında, Yılmaz hükümetine yüklenen
"8 yıllık kesintisiz eğitimin dışında bir şey beceremediler" eleştirisi vardı.
İrticanın başıboş bırakıldığı ve Türkiye için 1. tehlike halini aldığı ithamı vardı.
Demirel'in sözü ilginç ve irticanın tarifini sorup durarak saf vatandaşın aklını karıştırmak isteyenlere cevap sayılabilir.
Ne diyor Cumhurbaşkanı Demirel:
"Ülkeyi inananlar, inanmayanlar diye ikiye bölmek, işte irtica budur."
Bu ikiye bölme, çeşitli sloganlarla, taktiklerle ve yöntemlerle yapılmak istendi ve onun için de irtica, gündemi dolduran baş tehlike halini aldı.
İşte bugün gelinen nokta bu açıdan umut verici.
Askerle, sivil otorite arasındaki görüş farkı ortadan kalktı.
Hükümet eyleme geçti. Dini inançlar bahanesiyle demokrasiyi, laikliği savsaklama, Türkiye'yi
"inananlar, inanmayanlar" diye bölme geride kaldı.
* * *
ŞİMDİ döndük dolaştık seçime geldik.
Yılmaz ile Baykal'ın bayramdan sonra seçim tarihini konuşacakları anlaşılıyor.
Yılmaz hükümeti seçim için yola çıkmıştı. Sonra icraat öne geçti.
Geçen gün Ecevit'in de belirttiği gibi hükümetin kuruluşundan kısa bir süre sonra da seçim ve icraat at başı gitmeye başladı.
Yani bu hükümet fonksiyonunu şöyle ifade eder oldu:
"Yarın seçim olacakmış gibi seçime hazırlanmak, hiç olmayacakmış gibi icraat..."
Tabii hem azınlık hükümeti olmak hem de kalıcı bir hükümet gibi icraata soyunmak zor iş.
Üstelik bu azınlık hükümeti bir de koalisyon olursa...
Ve üstelik Türkiye sosyal, ekonomik, siyasal ve dış ilişkiler bakımından çalkantılar içindeyse...
* * *
ŞİMDİ anlaşılıyor ki, seçime gitmeden önce bu hükümete bazı işleri yapması, bazı yasaları çıkartması için CHP destek verecek. Daha doğrusu var olan destek şimdi somut olaylara bağlı olarak saptanıp ilan edilecek, izlenecek. Veya ilan edilmese de kamuoyu bu saptanmış konulara olan desteğin sonuçlarını görecek, anlayacak.
Örneğin Yılmaz - Baykal buluşmasından sonra ortaya çıktı ki, yüzde 18'lik öğretmen zammı hemen gündeme alınacak. Ve Baykal'ın teklifi üzerine üniversite öğretim üyeleri de bu öğretmen zammından yararlandırılacak.
Uzlaşmadan çıkan ilk olumlu sonuç belki de bu oldu.
Yıllardır maddi sıkıntı içinde kıvranan öğretmenler bir nebze de olsa, zamma kavuşacak.
Ve toplumun belki de en mağdur kesimlerinden olan üniversite öğretim üyeleri de yüzde 18'lik bile olsa
"oh" diyecek.
* * *
ÖNEMLİ olan Türkiye'de siyasal hayatın çıktığı raya yeniden girmesi.
Onu raydan çıkartan basiretsizlikleri vatandaş biliyor.
Saptamalar
"fıkra" olarak bile Türk siyasi tarihine geçti.
Olanları, siyasetimize hakim olanların deneyimsizliklerine bağlayıp, ders almış olmalarını temenniden başka şu aşamada yapılabilecek bir şey yok.
Ama o siyasilerin yapacakları var.
Ve o yapılacakların başında ilk seçim için merkez sağ ve solun her ne şekilde olursa olsun güç birliğini sağlaması geliyor.
Bayramdan sonra saptanacak seçim tarihi, Seçim Kanunu'nda bu yolda yapılacak değişiklik temeline oturtulmalı.
Türkiye'nin istikrara kavuşması, yücelmesi, Avrupa ile bütünleşmesi buna bağlı.
Gaflet yeter...
Yazara EmailD.Heper@milliyet.com.tr