Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


HAFIZ Esad'ın ölümü çeşitli yankılar uyandırdı.
Bu ölüm bir bakıma en çok da bizi, yani Türkiye'yi ilgilendiriyor.
Esad hayattayken uyguladığı politika da Ankara'yı çok yakından ilgilendiriyordu.
Esad 30 yıla yakın bin süre pek de güçlü olmayan Suriye'yi güçlü gösterme başarısını sürdürdü.
Halkının çoğunluğu Sünni olan bir ülkede tek başına Nusayri (Alevi) hakimiyetini kurup yürütebildi.
Mişel Eflak'tan aldığı Baas ilkelerini kendi anlayışıyla meczedip Suriye rejimini yerleştirdi.
İki kutuplu dünyada, soğuk savaş döneminde daha çok Moskova'nın yanında oldu ve Ortadoğu'da o kampın kalesi konumunu sürdürdü.
İsrail ile mücadelede Arap dünyasının liderliğine oynadı.
Dünyada terörü destekleyen ülkeler sayıldığında, Şam ilk sıralarda yer aldı.
Suriye, Türkiye'nin komşusuydu ama bu komşuluk sinsi, açık düşmanlık doluydu.
Esad'ın gözü Hatay'daydı. Yıllarca haritalarda Hatay'ı kendi sınırları içinde gösterdi.
Su konusunda da hep Türkiye'yi hasım gördü. Aklı Fırat'taydı.
Esad'ın Türkiye ile komşuluğa sığmayan faaliyetleri PKK'ya ve Apo'ya yataklık etmesiyle doruğa çıkmıştı.
* * *
ESAD'ın ülkesi için yaptıkları Suriye halkını ilgilendiriyor.
Türkiye için düşünceleri ve eylemleri ise hiç de sineye çekilebilir gibi değildi.
Ama şu da bir gerçek, devletler arasında devamlı düşmanlık olamaz.
Önemli olan bir gün dostluğu da kurabilmektir. Çünkü ülkeler arasında ilişkilerin karakterini tayin eden menfaattir. Ve Suriye ile Türkiye'nin menfaati düşman olmakta değil dostluktadır.
Bugün Ankara ile Atina arasında görülen yakınlaşma gibi Şam - Ankara yakınlaşması da kaçınılmaz bir son sayılmalıdır.
Özetle; iki komşu, Suriye ve Türkiye dost olmak zorundadır. Çünkü bunda uzun vadede çıkarları vardır. Özellikle de Suriye'nin çıkarını göz ardı etmek mümkün değildir.
* * *
BU açıdan bakınca Esad'ın bugünkü cenaze törenine Cumhurbaşkanı Sezer'in katılmasında yarar olduğu görülüyor.
Ankara'nın bu konuda çekingen davranmaması isabetli olmuştur.
Türkiye bölgesinde büyük ve lider bir ülkedir. Liderlik, yeri gelince sert çıkmayı nasıl gerekli kılıyorsa, yine yeri gelince gereken jestleri yapmayı da zorunlu kılar.
Üstelik bu jest Suriye'deki yeni yönetimle ilgili ve o yönetime etkili olacaksa...
Türkiye, Fransa'nın yaptığının, Mısır'ın yaptığının, İran'ın yaptığının gerisinde kalamazdı, kalmadı. O ülke, bu ülke Esad'ın cenaze törenine devlet başkanlarıyla katılmıyormuş. O bizi ilgilendirmez. Bizim konumumuzun pek çok ülkeden farklı olduğunu kabul etmeliyiz.
Tahran'daki "ECO" toplantısına devlet başkanı seviyesinde katılmayan Türkiye'nin bu kez aynı hatayı işlememesi Esad'ın cenazesinde Cumhurbaşkanı ile temsil edilmesi doğru olmuştur.


Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr