Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Meclis “açılım”ı görüştü. Ön görüşme yaptı. Daha doğrusu, önceki gün Meclis’te “açılım, barış”, her şey konuşuldu; kavga da edildi.
Yarın Meclis’te ve ondan sonra da meydanlarda ve medyada “açılım” tartışmaları hararetle sürecek, gerginlik daha da artacak demektir.
Meclis’teki görüşmelerde gerginliğin artmasına başlıca sebep AKP’li Suat Kılıç oldu. AKP’de böylesi yoktu. “Kılıç nereden çıktı?” diye sormak herkesten önce AKP’ye oy verenlerin hakkı değil mi?
Kılıç’ın konusu “açılım” değil adeta muhalefete hakaretti.
Konu açılımdı ama işin başındaki yetkili, yani İçişleri Bakanı Atalay bu konuda yeni bir şey söylemedi. Hayal kırıklığı yarattı.
CHP’li Öymen belki de hayatının en güzel konuşmasını yaptı. “Hükümet Cumhurbaşkanı seçti, Meclis Başkanı seçti, anayasa değişikliğini yaptı ve bizle uzlaşma aramadı. Şimdi suç ortağı mı yapmak istiyor?” dedi. Açılımı PKK’nın nasıl anladığını anlattı. MHP adına konuşan Oktay Vural, “7 yıl önce ortadan kaldırılan PKK’yı AKP’nin dirilttiğini” gündeme getirdi. “Türkiye’nin çözülmek istendiğini” ileri sürdü. “Açılım planının dışarıda yapıldığını” iddia etti.
DTP’li Gülten Kışnak tehdit etti, “1924’te Türk etnik kimliğinin Kürtlere zorla kabul ettirilmek istendiğini, Kürtlerin asimilasyona tabi tutulduğunu, bunun için 80 yılda 29 Kürt isyanının olduğunu” ileri sürdü.
DTP sözcüsü “Demokrasi yok” derken, TBMM’de sözleri kesilmeden, istediği gibi konuşabildiğini herhalde unutuyordu.
Onun istediği yeni anayasa ve hakların Türkiye’yi ismi konmamış bir federasyon haline getirileceğini herhalde o da biliyordu.
* * *
Biz halktan bir kişi olarak 72 milyonun arasında fark olduğunu kabul etmiyoruz.
İstanbul’daki Ali hangi haklara sahip ise Diyarbakır’daki Ali de yüzde 100 o haklara sahip değil mi?
Yok buna tatbikatta uyulmuyorsa, aksi hareket ediliyorsa, hükümet ne güne duruyor, bu eşitliği o sağlamalı, yoksa mesul olan odur, yani hükümettir.
Güneydoğu’da toplanan verginin 20 misli batıdan güneydoğuya gidiyor. Vatandaş, “Helal olsun, oralarda yaşayanlar da benim kardeşim” diyor. Bunu hal ve hareketiyle gösteriyor. Hiç etnik kökene dayanan bir halk çatışması duydunuz mu, Allah korusun. Ama sanki buna çalışılıyor. Siz sezmiyor musunuz?
O bölge iktisadi bakımdan geri kalmışsa, işsizlik diz boyu ise, tabii bunun sonucu refah denen şey bilinmiyorsa, sorumlusu 7 yıldır iktidarda olan hükümet değil midir?
Marifet devamlı konuşarak ayırmak değil, sessizce de olsa birleştirmektir.

Haberin Devamı

KONTROL EKSİK
Ne zaman fırınlar, lokantalar kontrol edilse, TV’lerde gördükçe midemiz bulanır ve bu kontrollerin niye devamlı yapılmadığını kendi kendimize sorarız. Pazarlardaki, manavlardaki, marketlerdeki yiyecekler de öyle, yani kontrolsüz.
Mesela, ben geçen gün öğrendim, peynir olacak sütün yağı alınıyor, yerine ucuza ithal edilen palmiye yağı konuyormuş. Bu yağı dışarıdan kim getiriyor, gümrükten girdikten sonra kimlere satılıyor, onlar nerelerde kullanılıyor? Bunu yetkililer niye kontrol etmiyor?
Ama, “Yetkililer bunla mı uğraşacak?” derseniz, akan sular durur.

Haberin Devamı

GS ve BJK statları
Seyrantepe yine gündemde. Önünden her gün iki kez geçiyorum ve her geçişte yüreğim sızlıyor. Hani 29 Ekim’de açılacaktı? Şimdi bir yıl sonraya kaldığı söyleniyor. O bitirilecek de Mecidiyeköy’deki stadın yerine de şehrin içine yakışır binalar yapılacak?..
GS stadından söz ederken aklıma Dolmabahçe’deki İnönü Stadı geldi. O stat da zannedersem Beşiktaş kulübüne verilmişti. Ama o yer de bana göre stat için çok yakışıksız. Bir an önce BJK kulübü de, GS gibi başka bir stat arsası bulsa da, Dolmabahçe’deki İnönü Stadı yıkılsa ve İstanbul güzel bir yeşil alan kazansa...

Haberin Devamı

5 ADET
Kırılma noktası

En önemli işlerimizde bile fikri birlik yok. Bu işler son günlerde gündemimizi teşkil eden işler olsa da.
İşte Kürt açılımı.
Hükümet açılım diyor, muhalefet karşı çıkıyor.
Halkımız da böyle, ikiye ayrılmış gibi...
Domuz gribi deniyor. Ölü sayısı Türkiye’de 40’ı buldu, ama biz hâlâ aşı yaptıralım mı, yaptırmayalım mı, Amerika’daki aşı bizdekilerden farklı mı, tartışmalarını yapıyoruz.
GDO’lu yiyecekler konusu da öyle.
Bu yiyecekler o kadar zararlı ki bunlara “Frankeştayn” deniyor!
Oysa, bu yiyeceklerin hiç zararı yok diyenler de var. Yani, zararı sonsuz diyenlerle, zararı yok diyenlerin tartışması sürüyor.
Bir doçent kürsüye çıkıyor ve Başbakan Erdoğan’ın da bulunduğu dinleyici topluluğuna şöyle sesleniyor:
“Özal olsaydı Genelkurmay Başkanı’nı ve etrafını hemen şimdi görevden alırdı. Ve onlar bunu TV’lerden öğrenirlerdi.”
Bazısı o sözleri alkışlıyor, yani doğru diyor. Bu sertlik demokrasimizin lehineymiş gibi... Ama diğer kısmı da, o doçente, meşhur olmak için zemzem kuyusuna işeyen adam gözüyle bakıyor.
Yine son günlerde Evren’in adı, verildiği bazı yerlerden geri alınıyor.
Oysa o ismi geri almayı alkışlayanlardan bazıları o ismi şuraya buraya koymadı mı? Onların 1980’in hemen sonrasında Evren’i nasıl methettiklerini hatırlamıyor musunuz? Hatta bu meth yazılarını “Ne demişlerdi?” başlığı altında Evren’in toplayıp, yayımladığı da akla geliyor.
Halkımızın zihni ne kadar karışık değil mi?
Çünkü bu halkın, kafası karışık olmayan, ilke sahibi liderleri yok.

KALKMASIN
Roma hukuku

Roma Hukuku dersi hukuk fakültelerinden kaldırılacakmış.
Bir grup akademisyen, uygulamanın, yani Roma Hukuku dersinin kaldırılmasının iptali için Danıştay’a dava açmış.
Benim öğrenciliğim zamanında bu dersi İstanbul Hukuk Fakültesi’nde Türkan Rado ve soyadını şimdi hatırlayamadığım hocamız Ziya Bey verirdi.
Biz ona, yani Ziya Bey’e “Çivitas” derdik. Roma Hukuku 1. sınıfta okutulurdu, korkulan bir dersti. Belki onun için de çok çalışılırdı.
Hukuk 1’de hem sınavların çoğu yazılı ve sözlü, yani iki dereceli idi, hem de 3 dersten sınavda “iyi” almak mecburiyeti vardı. Ben o korkulan Roma Hukuku’ndan not yükseltme sınavına da girmiş ve 3 “iyi”yi tamamlamıştım. Onun için Roma Hukuku dersini unutamam.
“Roma Hukuku” temeldi. Ve öbür hukuk derslerinin, hukuk konularının daha iyi anlaşılmasına yarardı.
Yani, öğrenciler için, faydalıydı. Bu bakımdan ele alınırsa, bu dersin, kaldırılmasının olumsuz netice vereceği görülebilecektir.