Doğan HEPER
BİR ülke iyi yönetilebilir, daha az iyi yönetilebilir ama tereddütler içinde, her kafadan bir laf çıkarak, bir öyle, bir böyle tutum, karar ve söylemlerle yönetilemez.
Türkiye gibi.
Bu mütereddit durum ve çok seslilik(!) vatandaşta güven bunalımı yaratıyor.
Neye ve kime inanacak, yolunu kime göre çizecek?
Bu nedenlerle, Irak krizi Bağdat'tan önce Ankara'yı vurdu.
Irak yerli yerinde duruyor ama Türkiye toz duman.
Oysa Türkiye'nin ne Konya'ya kadar hedef olduğu inanılır bir iddia, ne de Irak'ın bu aşamada Türkiye'ye saldırması.
Öyleyse halkı telaşlandırmak niye?
Ama Bağdat'ın Türkiye için potansiyel bir tehlike olduğu doğru, peki öyleyse onun avukatlığına soyunmak niye?
Üstelik, önce ABD'nin Kürt devleti kurma niyetini açıklamak, sonra da bundan vazgeçtiğini söylemek, ama bu kez de bu konuda İngiltere'ye dikkat etmek gerektiğini bildirmek, anlaşılması kolay düşünceler mi?
Tüm bunlar Ankara'nın kafa karışıklığını gösteriyor.
Büyük ihtimalle, krizin sıcak savaşa dönmesi de mümkün değil.
Sıcak savaştan Saddam'ın ne karı olabilir ki?
Oysa savaşın eşiğine kadarki süreçte karı var. O kar ona yeter. O nedenle, herhalde Saddam oyunun son perdesinde Birleşmiş Milletler'in kararlarına uymanın Arapçasını telaffuz eder ve olay biter...
* * *
OYSA krizin sarstığı Türkiye'de olayların en vahim bölümü bundan sonra gelişecek.
Bazı siyasilerimiz krizdeki tutumları nedeniyle, 30 yılda kazandıkları prestiji 30 saatte kaybettiler.
Türkiye'nin kör topal yürüyen yasama işleri de durdu veya en azından yavaşladı.
Ekonomi daha da beter oldu.
Siyasi olarak da; Baykal'ın tutumu koalisyonu sarsıyor...
* * *
ÖNCEKİ gün Merkez Bankası dolara 3 kez müdahale etti.
"Etmesin, niye spekülatörlere ucuz döviz sağlıyor? Dolar tabii seyrini takip etsin" diyenler var. Aksini savunanlar da. Borsa ise çöktü. Faiz az aşağı, çok yukarı... Doları ölçü alırsanız bir haftalık devalüasyon yüzde 6 - 7...
Bu neyin ifadesi? Ekonomik kargaşanın...
Enflasyon üç haneli rakamı geçti.
Başbakan:
"Enflasyon hedefini galiba tutturamayacağız" anlamına sözler söyledi.
Ekonomiden Sorumlu Bakan Güneş Taner ise havlu attı.
IMF'e gidişini iptal etti.
"Kendi yağımızla kavrulacağız" diye kesti attı.
Oysa aynı Güneş Taner birkaç ay önce ekonomi sihirbazı gibi, esip savuruyordu...
"Vatandaş şaşırıyor" diyorsak işte bunları vurgulamak istiyoruz.
* * *
YASAMADA da durgunluk var.
Aslında kapatılan RP, kapanan başka bir partiymiş gibi faaliyetlerini sürdürüyorsa da, onun bu gayreti de Meclis'i çalışır göstermeye yetmiyor!..
Vergi Yasası, sosyal güvenlik rolantide.
Emeklilik yaşı hala tereddütler doğuruyor.
Emekli olan da, olmayan da mutsuz. Dargelirliler, memurlar, ücretliler canlarıyla uğraşıyor.
Yoksulluk sınırı 143 milyon liraya ulaştı.
Oysa bu ücreti alabilen işçi, memur, emekli parmakla gösterilecek kadar az.
Ama bize ne?
Vatandaşa asgari geçim onurunu sağlamak, Saddam'ın onurunu savunmaktan daha önemli sayılamaz ki!..
Yazara EmailD.Heper@milliyet.com.tr