Küçük, büyük baş hayvanlar nasıl kurban edilmeli?
Hatta mezbahalarda her gün kesilen hayvanlar nasıl kesilmeli?
Son günlerde çok geç kalınmış bir tartışma konusu gündemde.
Nedense hayvan severler bu tartışmaya gerektiği gibi ağırlık koyamıyor.
Oysa kamuoyu yaratmak, yanlış kesime, hayvanlara acı veren kesime kesin olarak engel olmak herkesten önce onların görevi olmalı.
* * *
PROF. Dr. Hüseyin Hatemi'nin
"kurban ibadet değil, farz değil" görüşünü bir yana bırakıp pratiğe gelelim.
Hayvanları acısız kesmenin yolları olduğu artık biliniyor.
Bu yolların kullanılmasının dine aykırı olmadığını ilahiyatçılar da belirtiyor.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz:
"Hayvanın ölümüne yol açmayacak şekilde şoklama suretiyle bayıltılıp, İslami usullere göre kanı akıtılarak kesiminin yapılmasında sakınca olmadığını" söylüyor.
İÜ İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi ve eski müftü Doç. Dr. Fahri Kayadibi;
"Kuran - ı Kerim'e ve Hz. Muhammed'in sözlerine bakıldığında hayvanlara eziyet etmenin günah olduğunun anlaşıldığını" vurgulayarak şöyle devam ediyor:
"En güzel kesim yolu bayıltarak yapılan kesimdir. Bunun İslam'a ters düşen bir yanı yoktur. Türkiye'de birtakım sıkıntılar çıkacaktır. Çünkü kırsal alanda kontrolsüz kesime alışılmış. Almanya'ya giden bazı vatandaşlarımızın lavabo, balkon ve tavana hayvanı asarak kurban kestiği görülmüştür. Bu tür insanlar dini yönden cahil oldukları için böyle kesim yapıyorlar."Doç. Dr. Fahri Kayadibi, büyük şehirlerimizde, İstanbul'da bile benzer manzaraların yaşandığını da herhalde biliyordur.
Ama dediğimiz gibi sorun yalnız kurban sorunu değil, tüm kesimlik hayvanlara bu işlemin acısız uygulanması sorunu değil mi?
Çevre Bakanlığı çok doğru bir kararla 81 ilin valisinden sokaklarda kurban kesimine izin vermemelerini istedi.
İlgili bakanlık da, araç gereçleri hızla temin ederek, kurbanlık veya mezbahalık tüm hayvanların elektrikle bayıltıldıktan sonra acısız kesilmelerinin yolunu kısa sürede açmalı.
Arızalı uçağa "uç" diyen kafa
Viyana'ya hareket edecek uçakta arıza çıkıyor.
Otomatik pilot sistemindeki bilgisayarlar çalışmıyor.
Uçak, içindeki yolcularla beraber pistten parka alınıyor.
Teknik ekip çağrılıyor.
Ve bu ekiple pilot arasında tartışma çıkıyor.
Pilot
"manuel uçmam" diyor.
Teknik ekip
"hava koşulları iyi, uçabilirsin, uç" diye ısrar ediyor.
Bundan sonrası beni ilgilendirmiyor.
Hepimizi, yetkilileri, sorumluları ilgilendiren şu olmalı.
Arızalı bir uçağı, arızası ne olursa olsun, pilot uçuramam dediği halde teknik ekibin boş ver uçur demesi, normal midir?
Bu, vurdumduymazlığı da aşan, meslek namusunu bir kenara iten, insan hayatına kasteden bir tutum sayılmaz mı?
Bu anlayıştaki bir teknik ekip hala Yeşilköy'de çalışıyorsa kazalar kaçınılmaz demektir.
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr