Teşekkürler Galatasaray.
Hem İngiltere'ye, hem de UEFA'ya ders verdiğin için.
Maç sırasında şu oldu, bu olmadı.
Bu tartışma bir yana, maça kadar olanlara rağmen Galatasaray'ın moralini yüksek tutması bir mucizedir.
Burada Fatih Terim'in başarılı taktiğinin inkarı mümkün değil.
"Teferruatı bırakın maça konsantre olun" talimatı başarının anahtarı sayılabilir.
Yani Galatasaray hem turu geçmiş, hem psikolojik bir savaşı kazanmış, hem de tehdide, tecrite, haksızlığa, barbarlığa karşı sporu galip kılmıştır. Kutlarız.
* * *
BU futboldur, bu kadar büyütmeye değer mi, demek yanlış olur.
İngilizlerin ve UEFA'nın haksız hatta küçültücü tutumu nedeniyle olay maçtan çok bir milli onur mücadelesi halini almıştı. Bu inkar edilebilir mi?
Tekrar tekrar teşekkürler Galatasaray. İyi ki varsın...
Yine gürültü
Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar.
Gürültü konusunda ahkam kesmek kolay, eğer gürültüden çekmiyorsanız.
Durumu, bir kez daha özetleyelim.
Turistik bölgelerde, turizm işletme ruhsatı alınan yerlerde, eğlencenin, müziğin sabaha kadar sürmesinde zarar yok, yarar var.
Yeter ki bu eğlence, bu müzik o mekandaki yüz kişiyi memnun ederken dışarıdaki bin kişiyi rahatsız etmesin.
Yani ses yalıtımı olan mekanda müzik sınırlamasının anlamı yok.
"Vur patlasın, çal oynasın ve kimse karışmasın" denebilir. Neden olmasın?
Ama bir de tam aksi durum var.
Yani içeridekileri memnun etmek için dışarıdakileri çıldırtma durumu.
Konut alanlarında, ruhsatsız veya rüşvetle alınmış ruhsatlara, izinlere dayanarak çalışan ve ses düzenini 90 desibelden yükseğe ayarlayıp dünyayı ayağa kaldıranların yarattığı kaos...
Bu kaosun müsebbibi, Turizm Bakanlığı, valilikler veya belediyeler olduğuna göre onların bu soruna eğilmesi, savsaklamadan eğilmesi ve bu tip yerleri kapatması gerekiyor.
* * *
ASLINDA bu tartışmanın temelinde
"eğlence yeri nerelerde olabilir?" sorusu yatıyor.
Şehir planlarında sanayi bölgesi, işyeri, eğlence yeri olacak bölümler belli; onun dışındaki bölgelerde, konut alanlarındaki cadde ve sokaklarda eğlence yeri, lokanta olamaz.
Belli bir ölçüden küçük yerde eğlence yeri, bar, lokanta açılamaz.
Eğlence yeri ve lokantaya elverişli olarak inşa edilmeyen veya o duruma getirilemeyen binalar eğlence yeri, disko, bar ve lokanta olamaz.
Gürültüsü, müziği dışarıya akseden yerde eğlence yeri, lokanta açılamaz.
Duman, is, koku yayması önlenemeyen yerde eğlence yeri, lokanta olamaz.
Müşterilerinin araçlarına yetecek kapasitede otoparkı olamayan eğlence yeri, disko, bar, lokanta açılamaz.
Yangına karşı önlemi olmayan eğlence yeri, disko, bar, lokanta olamaz.
Bu şartlar yerine getiriliyorsa bırakın adamın eğlence yeri sabaha kadar açık kalsın.
Yok bu şartları haiz olmadığı halde çalışan eğlence yerini, barı, diskoyu, lokantayı kapatamazsanız şaibe altında kalırsınız.
Tabii Türkiye'de şaibeli olmaktan çekinen hala kaldıysa.
* * *
PARİS'te kent dışında da olsa açık hava konserlerinin saat 01.00'de bitirilmesi koşulu var.
İngiltere'de eğlence merkezleri kentlerin dışında.
Brüksel'de büyük diskolar şehir dışında, şehir içinde olan yerler ise izole edilmiş durumda.
Turistin, eğlenmek isteyenin bu isteğine engel olmadan Türkiye'de de Avrupa'ya benzer bir yol, bir orta yol bulmak gerek.
İsteyen istediği kadar eğlenip, gürültü patırtı da yapacaksa ona öyle bir yer gösterelim ki, evinde oturan da rahatsız olmasın, trafikte olan da...
Yani eğlenmemiz medeni ülkelerinkine benzesin. Uygar olsun.
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr