Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


TÜRKİYE çelişkiler ülkesi.
Bir yandan bir DGM Başsavcısı şaibeli bir kişiyle özel otoda seyahat ederken kaza geçiriyor. Ve bu şüpheli ilişki ilk etapta savcının açığa alınmasına yol açıyor.
Bir yanda yedi buçuk yıl da geçmiş olsa bir büyük, bir önemli suikastın failleri yakalanabiliyor.
Tabii Türkiye'deki bu çelişkili görüntü, yani kanun adamlarının bazen kanun kaçaklarıyla içli dışlı olabilme durumları bir suikastın, bir cinayetin yedi buçuk yıl - on yıl, hatta ilelebet açığa çıkartılamayacağı izlenimi de doğuruyor.
Bunun için değil mi saf vatandaş "mahkeme mahkeme sürünüyoruz" cümlesini sık sık kullanıyor.
Yine saf vatandaş; "Bu dava bitmez" diyor. "Bu adamları kimse yakalayamaz" diyor.
* * *
YEDİ buçuk yıl sonra Uğur Mumcu suikastıyla ilgili ilk ciddi bulgulara varıldı.
Sanıklardan bir bölümünün yakalandığı açıklandı.
Bu konuda İçişleri Bakanı Tantan "Soruşturma tamamıyla bizim örgütümüz polis tarafından yürütülmüş ve başarılı sonuca varılmıştır" diyor.
Bu sözler acaba; bu cinayetin aydınlanmamasını olaya karışan devletin gizli servisleri istememektedir iddialarını mı doğruluyor?
Saadettin Tantan'ı kutlamak gerekir. Yedi buçuk yıl savsaklandığı izlenimi olan bir büyük olayı açığa kavuşturma başarısını örgütüyle beraber gösterdiği için.
* * *
BİR bakanın, Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'yla suikasttan sonraki kısa konuşması ilginçtir.
Bakan; "Bu olay birçok tuğlanın üst üste konulmasıyla örülmüş bir duvarın bir tuğlası gibidir."
Güldal Mumcu; "Peki bu tuğlalardan birini çekin, olaylar duvarı yıkılsın, olaylar zinciri çözülsün."
Bakan; "Yıkılan duvarın altında kalırız."
Bu sözler o günden bugüne çok anlamlı bulundu.
Bu sözler kamu görevlilerinin en üst düzeyindekilerin bile, belki daha doğru bir tabirle devletin bu suikastın aydınlanmasını istemediği izleniminin en önemli kanıtı olarak görülüyordu.
Soruşturmayla ilgili DGM savcılarından birinin sözü de bu konuda başka bir önemli kanıt gibiydi: "Devlet istemezse bu suikast aydınlığa çıkartılamaz."
Suikasttan bu yana şu kadar başbakan, Adalet ve İçişleri Bakanı, DGM Başsavcısı değişti ama sonuç değişmedi:
Faili meçhul.
* * *
BUGÜN artık, duvardan bir tuğla çekilmiş gibi görünüyor.
Şimdi sıra Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Ümit Doğanay, Cavit Orhan Tütengil, Onat Kutlar ve diğer faili meçhullerde ve tam anlamıyla aydınlanamayan cinayetlerde.
Duvar yıkılmalı ve altında kalacaklar varsa kalmalı...


Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr