Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


DEVLETİ yönetenler iki düşünüp bir söylemeli.
Ama, yeni olayların gölgesinde de kalmış olsa şu Umut Operasyonu'nu hatırlayın. Sanki hiç düşünmeden konuşuldu...
Halka umut verildi.
Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok cinayetleri aydınlanmıştı.
Sanıklar bülbül gibi konuşuyordu.
Konuşmalar, ifadeler sayfa sayfa medyaya sızdırılıyordu.
İlgililer; tedbirli, temkinli Başbakan'ı bile yanılttılar. O da "katiller elimizde" diyordu. Ecevit derse kim inanmaz?
Ama sonuç fiyasko.
* * *
PEKİ sonuç gerçekten fiyasko ise operasyonların başında hiç gereği yokken, zamanı değilken bol bol konuşanlar, gevezelik edenler, haber sızdıranlar şimdi açıkça neden "yanılmışız, gerçek şu" diye ciddi, resmi ve tafsilatlı bir açıklama yapmıyorlar. Fiyaskonun nedenlerini anlatmıyorlar?
Türkiye'de devlet adamına güvensizlik boşuna değil, bu güven bunalımı işte bu ve benzeri olaylardaki gayri ciddilikten, laubalilikten doğuyor.
* * *
UĞUR Mumcu cinayetiyle ilgili ele geçirilen iki zanlı neredeyse katil ilan edilmişti. Yusuf Karakuş ve Abdülhamit Çelik.
Bunlara olay yerinde tatbikat da yaptırıldı.
Ama şimdi bakıyorsunuz adamlar biz Ankara'yı da, Uğur Mumcu Sokağı'nı da hayatımızda ilk kez sanık olarak getirildiğimizde gördük diyebiliyorlar.
Oysa operasyonların başında İçişleri Bakanı Tantan, "Soruşturma tamamen bizim örgütümüz, polisimiz tarafından yapılmış ve başarılı sonuca varılmıştır" diyordu.
Ve bazı üst düzey yetkililer de Tantan'ın açıklayacağı yeni "bomba"lar olduğunu ilan ediyordu.
* * *
OPERASYONLARIN başındaki açıklamaları dinleyen Uğur Mumcu ailesinin mensupları da, Muammer Aksoy'un oğlu da şüphelerini belirtmişlerdi.
İhtisas sahibi olmayan, sıradan kişilerin kuşku duyduğu bir olayda işin uzmanlarının bu kadar yanılgıya düşmesi ve "katiller yakalandı" açıklaması yapması, sonra da "yanılmışız, bunlar katil değilmiş" sözleri sizin aklınızı karıştırmıyor mu?
İşin içinde çeşitli hesap ve amaçlar olabilir miydi?
Tantan'ı yanıltmak, müşkül durumda bırakmak ve bakanlıktan etmek gibi. Veya İran'ı hırpalamak isteyen dış güçlerin Türkiye'yi kullanmak istemesi gibi...
"Uğur Mumcu'nun cinayeti aydınlanırsa duvardan bir tuğla çekilmiş olur, duvar yıkılır ve altında kalınır" diyenler, bu cinayetin açığa çıkmasının mümkün olmadığını, olamayacağını, buna müsaade edilemeyeceğini mi ima etmek istiyorlardı? Bugün yaratılan karmaşa onları doğruluyor mu?
Tartışma uzayabilir. Görülen o ki umut bitti. Faili meçhuller konusunda duyulan kuşku daha da karmaşık hal aldı.
Ecevit'in bu konudaki son ifadesi ilginçti: "Umut Operasyonu'nda yanlışlar oldu."
Peki bu yanlışlara bilerek veya bilmeyerek yol açanlar şimdi ne olacak, onlara ne yapılacak?




Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr